Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçenlerde bu köşede Doğu Perinçek’in Rusya Federasyonu Moskova Hükümeti Dış Ekonomik ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Sergey Çeryomin onuruna verdiği akşam yemeğinden izlenimlerimi yazdım.

        Doğu Bey, siyasi ve iktisadi görüşleriyle taban tabana zıt olduğum bir politikacı. Fakat çok özgüvenli, bire bir ilişkilerde çok medeni bir insan.

        Perinçek, dış siyasette net bir Batı düşmanı. Özellikle de ABD'nin yeminli düşmanı. Hem AB'den, hem NATO'dan tamamen kopalım istiyor. ABD ve İsrail ile tüm ilişkilerimizin bitmesini hedefliyor. Tam bir Avrasyacı ideolog. Fakat onun bu özelliğinin hem Türk-Rus ilişkilerinde hem Türk-Çin ilişkilerinde Türkiye'ye çok faydalı olduğunu da belirtmeliyim. Ben de hem Rusya ile hem Çin ile düşman olmayıp, dengeli ve iyi ilişkiler kurmamız gerektiğine inanıyorum.

        Öte yandan Perinçek'in tam aksine ben ABD'yi -tüm hatalarına rağmen- müttefikimiz ve partnerimiz olarak görüyorum. NATO üyeliğini Cumhuriyet tarihinin en büyük başarılarından biri kabul ediyorum.

        AB'ye Türkiye'nin tam üye olması da bence muhteşem bir hedef. AB'ye tam üye olan bir Türkiye'de Euro'nun geçerli tek para birimi olmasını ve habire değer kaybedip hepimizi mahveden TL'nin tarihe karışmasını istiyorum. Kıbrıs ve Ege adaları meselesinin AB üyeliği bağlamında çözülmesi gerektiğine inanıyorum. 1915-Ermeni meselesinin ve Kürt sorununun çözümü de AB üyeliğindedir. Rahmetli Mesut Yılmaz'ın çok doğru sözüdür: "Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'dan geçer".

        Ben Türkiye'nin daha uygar, daha özgür, daha demokratik ve daha zengin bir ülke olmasının yolunu AB üyeliğinde ve Batı ile bütünleşme sürecinde görüyorum. Tüm yazarlık hayatım boyunca da bu değerleri savundum.

        Doğu Perinçek ile bu konulardaki zıtlığımız çok açık.

        Peki Perinçek'le hemen hemen aynı kafaya sahip olup sırf bugünkü rejime, iktidara, devlete, Tayyip Erdoğan'a destek veriyor diye onu tenkit eden Atatürkçü, milliyetçi ve ulusalcı yazarlara ne demeli?

        Evet Doğu Bey şüphesiz iktidarın bir parçası peki ya kendini muhalif zannedenler, sizin ideolojiniz da iktidarın bir parçası değil mi? Sizler de mevcut rejime dolaylı açıdan fayda sağlamıyor musunuz? Bal gibi sağlıyorsunuz…

        "Muhalifim" denince iktidar blokunun bir parçası olunmuyor mu sanıyorsunuz?

        Sizler de aynen Doğu Perinçek gibi iktidarın bir parçasısınız. Devlet blokunun, rejim ittifakının bir parçasısınız. Siyah ve Afrikalı bir insana "Gülbeyaz" ismini verince nasıl o kişi bir anda beyazlaşmıyorsa "Muhalifim" denince de iktidarın, rejimin ve dolayısıyla Tayyip Bey’in muhalifi olunmuyor, olunamaz.

        Evet Perinçek zaman içinde iktidara eklemlendi. İdeolojik açıdan da son derece tutarlı. Ve bunun adını dürüstçe koymuş bir isim. “Muhalif” görünüp de iktidara hizmet etmiyor. Açıkça Cumhur İttifakı’nın yanında olduğunu söylüyor.

        Aynı tespiti Metin Feyzioğlu, Nedim Şener, Hulki Cevizoğlu gibi isimler için de yapabilirim. Teğmen Mehmet Ali Çelebi, Korgeneral Erdoğan Karakuş, Korgeneral İsmail Hakkı Pekin gibi askerler de aynı şekilde. Bu Atatürkçü-milliyetçi isimler de Cumhur İttifakı’na destek veriyorlar.

        Çünkü zaman içinde AK Parti bu insanların siyasi ideolojisiyle aynı noktaya geldi, onların politik tezlerini savunur çizgiye yöneldi.

        Değişen bu Atatürkçü-milliyetçi aktörler değil, değişen AK Parti.

        AK Parti bugün AB hedefini ve reformlarını terk eden parti. Muhafazakar ve İslami çizgisini koruyarak Milliyetçi-Atatürkçü tezlerle bir bütün haline gelen parti. Bir tip Neo-İttihatçı sentez partisi. Laiklik eksenindeki kimi konular hariç yukarıda saydığım Atatürkçü isimlerin istediği hemen her şeyi yapan parti artık AK Parti. Sultan Hamid’e bağlılığını terk etmeden İttihatçı olabilmeyi başarmış bir yapı. Osmanlı’nın son dönemine dair tartışmaları o yüzden gülerek izliyorum. Teşbih yapmak gerekirse bugünkü Türkiye’yi Sultan Hamid ve Talat Paşa el ele bir koalisyon halinde yönetiyor.

        Dolayısıyla tutarlı olan Cumhur İttifakı’nı destekleyen milliyetçiler, Atatürkçüler ve ulusalcılar, solcular. Yani Doğu Perinçek, Metin Feyzioğlu, Nedim Şener, Teğmen Çelebi gibi isimler.

        Tutarsız olanlar ise bu isimlerle aynı siyasi ideolojiye sahip olduğu halde kendini muhalif zannedenler.

        Zira onlar isteseler de bugünkü iktidarın, rejimin ve dolayısıyla Tayyip Erdoğan’ın muhalifi olamazlar.

        Diğer Yazılar