Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        "Yeniden Refah Partisi Cumhur İttifakı’na katılacak mı?" sorusunun cevabına henüz resmi bir açıklama yapılmış değil.

        Benim AK Parti’nin içinden aldığım hava sonucun büyük bir sürpriz yaşanmazsa olumlu olacağı yönünde.

        YRP’nin Cumhur İttifakı çatısı altında seçime girmesine hem AK Parti hem de MHP cenahlarında sıcak bakılıyor.

        Öte yandan daha ittifak görüşmeleri nihayete ermedi ama YRP Genel Başkan Yardımcısı Doğan Aydal’ın geçen pazar günü benim de katıldığım Habertürk TV yayınında patlattığı bomba ortalığı toz duman etti.

        RYP 6284 sayılı, Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un kaldırılmasını talep etti mi?

        AK Parti bu talebe yeşil ışık yaktı mı?

        Hem Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık hem de AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin çok net açıklamalarla böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, 6284’ün kırmızı çizgileri olduğunu açıkladılar.

        Ne varsa kadınlarda var!

        Hem Sayın Yanık’ı hem de Sayın Zengin’i bu net çıkışlarından dolayı tebrik ediyorum.

        AK Parti Sözcüsü Sayın Ömer Çelik ve AK Parti Genel Başkanvekili Sayın Binali Yıldırım da bu yönde bir talep gelmediğini, böyle bir şeyin konuşulmadığını açıkladılar ancak erkek siyasetçilerden de Sayın Yanık ve Sayın Zengin’inki gibi 6284’ü net telaffuz ederek açık ve sert bir duruş bekliyoruz...

        REKLAM

        Bu yasaya ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair AK Parti’nin içinde kadınlar çok emek verdi. Şimdi YRP’nin açıklaması adeta bu emeklere bir sabotaj…

        Sadece AK Parti değil Mütevelli Heyet Başkanlığını Sayın Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın yaptığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) yıllardır bu konu üzerine büyük mücadeleler veriyor.

        Acaba içine düştükleri tartışmaya dair partinin içinde nasıl bir görüş hakim? Kadınlar ne düşünüyor?

        AK Parti’nin içinde çok net bir irade gördüm

        Gördüğüm kadarıyla büyük bir şaşkınlık ve üzüntü var. Hatta “komplocu olmak istemem ama YRP muhalefete mi çalışıyor, diye düşünmedim değil” diyene dahi rastladım.

        Zira yıllardır büyük mücadelelerle bir yol kat ettiklerini, kat ettikleri yolun bu şekilde sabote edilmeye çalışılmasını anlamlandıramadıklarını söylüyorlar.

        İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırtan çevreler bu kez ne diyor?

        Peki ya kurban edilen İstanbul Sözleşmesi?

        İstanbul Sözleşmesi de 6284 de bazı "tutucu erkek çevreler" tarafından "aileye zararlı", "aile kurumunun yıkımını kolaylaştırıcı" olarak görülüyor.

        İşte o çevreler İstanbul Sözleşmesi’nde galip geldiler. Söylendiğine göre orada esas rahatsızlık ortaya atıldığı gibi LGBT’yi özendirmekten ziyade şiddet beyanı ile uzaklaştırma kararı verilebilmesi boyutu.

        Yani şiddetçi kocaların kadınların ihbarı ile evden uzaklaştırılması bu çevrelere göre "aileyi bozuyor". Şiddet de görse evinde, kocasının yanında oturan kadınlardan müteşekkil bir toplum olunca aile bozulmamış oluyor!

        Halbuki şunu hatırlatayım ki yasada kadının beyanı esastır gibi bir ifade yok. Şiddet gördüğünü iddia eden kim ise o korunuyor, bu bazen erkek de olabiliyor. Ancak çoğunlukla kadın mağdur erkek zorba olduğu için tablo genelde tersine…

        REKLAM

        Peki YRP’nin bu çıkışı İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırtmayı başarmış malum "çevrelerin" 6284 konusunda da netice almasını sağlayabilir mi?

        Konuştuğum etkili isimler “Zaten İstanbul Sözleşmesi kaldırılırken sıranın 6284’e geleceği yönünde açıklamalar yapılıyordu. Onların isteği bu yönde. YRP konuyu yeniden hararetlendirdi. Fakat böyle bir şey söz konusu değil. Zaten İstanbul Sözleşmesi kaldırılırken 6284’ü daha güçlendireceğiz sözü vermiştik” diyorlar.

        Peki bahsedilen "çevreler" ve YRP bu yasanın tamamen kaldırılmasını mı istiyor?

        Nitekim YRP kaldırılması değil değişiklikler yapılmasını talep ettikleri yönünde bir açıklama da yaptı.

        Değişiklikten kasıt ne?

        Kaldırılması büyük tartışmalara neden olacağı için istedikleri "daha milli manevi, kültürümüze, örf ve adetlerimize uygun" gibi bazı ifadelerin eklenmesiymiş.

        Fakat bunlar çok soyut kavramlar… Hangi adetler? Milli ve manevi ile kast edilen ne?

        Son derece muğlak ve manipüle edilmeye açık ifadeler… Belli ki bunları manivela olarak kullanılıp yasanın kadük bırakılmasını istiyorlar.

        Böyle bir uyanıklığa karşı çok tavizsiz ve net gördüm partinin içindeki havayı… Herhangi bir geri adım olmaması konusunda kararlılar.

        Şunu da hatırlatayım, bırakın 6284’ü kaldırmayı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bu yasayı güçlendirmek için 2022 mayısında Israrlı Takip’i de 5237 sayılı TCK ile suç kapsamına aldırdı.

        Kadına yönelik şiddetin bir çeşidi kabul edilen "ısrarlı takip" yeni bir suç türü olarak tanımladı.

        Daha önce de şiddet uygulayan eski eş ya da sevgiliye de şiddet uyguladığı kişinin birinci dereceden yakını muamelesi yapılmasını sağlayan değişiklik hayata geçirilmişti.

        Geri adım atılırsa karşılarına dikileceğim

        REKLAM

        Bunca emek ve çalışma varken İstanbul Sözleşmesi maalesef o "bazı bağnaz çevrelere" kurban edildi.

        Ancak ben bu yanlışın 6284’te yapılacağını hiç sanmıyorum. AK Parti’nin içinde bu konuda çok net ve kararlı bir irade gördüm.

        Şayet bu iradeye rağmen geri adım atılırsa da gücüm elverdiğince bunun karşısına dikileceğimi buradan beyan ediyorum…

        Diğer Yazılar