Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sinan Akçıl’la 400 çocuğun sünnet edildiği hayırlı bir günde buluştuk. Sonrasında manevi değerlerinden bestelerine, sevgilisi Ebru Şallı’ya ve annesine duyduğu aşktan bu akşamki büyük sürprize her şeyi konuştuk

        İçimdeki Sadettin Saran sevgisi ayrıdır. Şahane bir Fenerbahçeli olması bir yana gerçek bir yardımseverdir. Yine bir hayır işi için sözleştik. Memleketi Kırıkkale’de 400 çocuğu sünnet ettirecekti. “Sinan Akçıl da gelecek” dedi. Tanımadan önce kafamda canlandırdığım snob, ukala Sinan Akçıl ve sıcağın göbeğinde ona doğru koşan, üstüne tırmanan 400 sünnet çocuğu... Yok olmuyor, canlanmıyor. Şöyle söyleyeyim, ben kaçtım klimalı arabaya sığındım, o hâlâ fotoğraf çektiriyordu. Sonra sohbet etmeye başladık. Her cümlede bir yaşanmışlık, mesaj... Gerçekten bunu son kez söylüyorum bir daha asla kimseyi tanımadan yargılamayacağım...

        400 çocuğun mutluluğu... Gerisi ne boş geliyor değil mi? Eğer bir işin içinde hayır varsa sorduğun soruya söyleyeceğim tek bir şey var: “Tabii ki”... Sadettin Saran benim çok sevdiğim bir abim, daha önce 23 Nisan’da çocukları gezdirmiştik İstanbul’da. İş yaşantısı bir yana doğduğu topraklardan kopmadan zorluk yaşayan çocuklara adamış kendini. Yüzlerindeki gülüş yeter. Bizim yarım günümüzü aldı ama onlar bugünün mutluluğunu belki aylarca yaşıyor.

        Aynen öyle... Şarkıların gençlere yönelik ama çocuklar seviyormuş seni!

        Evet ya... Çocukları bırak, bebekler oynamaya başlıyormuş “Tabii tabii” çalınca. Geleceğimi garantiledim sanırım.

        “Kucağına da pek yakışıyor” deyip konuyu saptırayım o zaman...

        Ben, babam 46 yaşındayken doğmuşum. O kuşak farkını görerek yaşadım. Ama ben çocuğumla her şeyi birlikte yapmak istiyorum. Birlikte maç yapalım, tekneyle açılalım, dalalım, koşalım... Ama kader kısmet tabii ne zaman olur bilinmez. Bana uzak bir fikir değil genç baba olmak.

        Şimdi mi böyle hissediyorsun, yani bir anne adayı hayatında olduktan sonra mı?

        Hayır, son bir yıldır arttı çocuk sevgisi... Annenin kim olacağınıysa kimse bilmez, onu kader belirleyecek. Birçok erkeğin hayalidir baba olmak. Hep konuşur arkadaşlarım; kimi “Erkek adamın oğlu olur” der, kimi “İyi ki kız babası olmuşum”... Ben ortadayım. Tek bildiğim en az 5 senesi var bu işin ama olunca da çok güzel olur.

        Bu arada kızma ama seni acayip kendini beğenmiş, kimseyi kafası götürmez, ıslak mendille dolaşan biri zannediyordum. Nasıl da sabırlıydın sünnet çocuklarına karşı...

        Bu hiçbir şey değil, sen ne gördün ki... 100 bin kişilik konserden ambulansla çıktığım oluyor ama son ana kadar el ele diz dize oluyoruz. Kimsenin hayalini kırma hakkım yok ama mesela gece kulüplerinde yer almama kararı aldım. 2 yıldır sadece açık havalar, meydan konserleri ve festivaller... Dün Antalya Kepez’de amfi tiyatroda bir konser verdim. Gece çok para ödeyip masasına kurulandansa; saatler önce oraya gelip, yer tutup, gözünün içine bakan insanlara şarkı söylemek beni çok daha fazla mutlu ediyor.

        ‘MESLEĞİME AŞIĞIM’

        Yeteneğin genetik mi sence?

        Annem hep “Müziğin küvezine attım seni” der. 6 aylık hamilelikten itibaren Chopin dinletmiş. Aileden gelen bir şans ve genetik var, edebi yönle de destekleyince güzel melodiler ve sözler çıktı ortaya. Son birkaç yıldır kendi yarattıklarımı kendim söyleme fırsatım da oldu ve karşılığını sevgi ve ilgi olarak alıyorum. Yeteneğimle para kazanıyorum. Mesleğime de âşığım.

        Dört koldan müzik işinin içindeyken bu kadar magazin malzemesi olmanı neye bağlıyorsun peki, sevgililerinin magazinin sevdiği figürler olmasına mı?

        Arkadaşlar beni zorluyor, ben de onları. Ayrıca ben de sütten çıkmış ak kaşık değilim bu konuda. Onların çok bayıldığı bir çocuğum çünkü hem bol malzeme var hem de bir şekilde gizemimi de korumayı başardım. Sürekli yaptıklarımı paylaşmak da tarzım değil. Küçükken de böyleydim. Bir dünya starı nasıl yaşaması gerekiyorsa o şekilde yaşıyorum. Bunu ukalalık olarak söylemiyorum inan. Eğer onların da olduğu bir ortamdaysam sorularına cevap veririm, onların da emeği, işi bu. Zoruma giden durumlarda da diğerleri gibi bağırıp, kırıp dökerek değil, hukuki yollarla hallediyorum sorunu. O yüzden aramız her zaman iyidir.

        Basınla ilgili bir pişmanlığın var mı? Mesela Hadise’yle ilişkiniz bittikten sonra çok fazla atışma oldu, “Keşke sussaydım” demiyor musun? Sanki artık daha dikkatlisin...

        20’li yaşlardan bahsediyoruz. Artık yaşım 3’le başlıyor. Davranışlarım ve karakterim daha farklı ama yeri geldiğinde kendimi savunmak için tepkimi koyarım. “Aman hoş gözükeyim” diye de lafı kıvırmam. Bir de daha doğru mesajlar vererek yaşıyorum çünkü beni takip eden yüz binlerce genç var.

        ‘Açmazsam kızıyor’

        Kimin fikri çok değerlidir?

        Ailemin ve hayatımdaki kişinin... Bu dünyada ne yaptığım hakkında hiçbir fikri olmayan bir babam ve her adımımı takip eden bir annem var. İkisini harmanlıyorum.

        Ana kuzusu musun?

        Gizli ana kuzusuyum ama anneme karşı olan gururumdan çaktırmam! Aslında birçok erkek gizli ana kuzusudur. Annem günde 20 kere arar. Bir gün Beyaz Show’dayım, ısrarla arıyor. Çaktırmadan açtım. “Anne konuşamam televizyonu aç” deyip kapattım. Yine bir radyoda yayındayım, yayına katıldı annem mecburen, açmazsam kızıyor.

        Bu arada çok merak ediliyor, yüzünde estetik var mı?

        Çok gülüyorum buna, anneme sor. Önce burun dediler, sonra dudak... Yok yani, olsa söylerim. Ama 50’den sonra olabilir.

        ‘Chopin, Polonya’da aşk acısından ölmüş’

        Kayahan “Yaşamadan çıkmaz bu şarkılar” derdi... Öyle miymiş?

        Ustanın dediği gibi gözlem bir yere kadar. Dışarıdan hayatım çok popcorn gibi gözükse de içerde birikmiş hikâyeler var ki bu şarkılar çıkıyor. Ajda’ya verdiğim “Arada sırada aklıma geliyor” mesela... O sırada gerçekten içim parçalanmış ki o şarkıya geçmiş. Sezen ne güzel söylemiş “Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir” diye...

        Sevgilini aldattın mı çok?

        Hayatımdaki kişiyse hayır, ama bir söz vermemişsem geçici bir ilişkiyse aldatma sayılmaz.

        O kendisini sevgilin sanıyorsa?

        Yok, ben ona davranışlarımla bunu hissettiririm. Birinde acı-tatlı hayatı paylaşırsın, birinde ayda bir buluşup yemek yersin, farklı duygular.

        Çok kadın tanımak çok şarkı yazmaya sebep midir?

        Bence hayır, öyle besteciler var ki bir kadına yüzlerce şarkı yazmış. Mesela Chopin, Polonya’da aşk acısından ölmüş. Bütün eserleri tek bir kadına yazmış. Ama kazanova bir besteci de olabilir, her kadına ayrı şarkı yazan, bir yerde patlayana kadar...

        ‘Kutsal kadın’ demişim bir kere’

        “Sevgilisi Ebru Şallı’ya önce jip aldı, sonra satıp kendisine daha güzel bir araba aldı” haberleri çıktı. Nedir bu jip olayı?

        Kendime almıştım. Ertesi gün “Kutsal kadına 300 bin dolarlık hediye” diye haber çıktı. Ben kendi arabamı değiştirince de “Geri aldı” dediler. Alınan verilenin insanların gözüne sokulması da ayrı ayıp. Ayrıca her şeyi hak ediyor, alsam kimseyi ilgilendirmez. O bir melek benim için. “Kutsal kadın” demişim bir kere... Anneme de alırım anneanneme de alırım, vız gelir tırıs gider. Onlar için dünyayı tersyüz ederim. Bu 3 kadın da kutsal benim için.

        “Kutsal kadın” dedikçe bir gülme geliyor bana Meryem Ana gibi...

        “Anneler kutsaldır ama sevgililer değil” diye sataşmalar oldu. Annem ve hayatımdaki kadın benim için kutsaldır, bu kadar basit.

        Ayrılsanız, iki de polemik olsa çıkacak haberi söyleyeyim; “Bir zamanlar kutsal kadın dediği”...

        O zaman kimse kimseyi sevmesin nasıl olsa ayrılacağız bir gün. Baş başa romantik anlar yaşamayalım, nasıl olsa bitecek. Sözleri iyi kullanan bir çocuk olarak doğru kelimeleri seçtiğimi düşünüyorum, hissetmediğimi de asla söylemiyorum.

        ‘Akşam büyük sürpriz var’

        Bu gece bir ödül töreninde sahnede olacaksın... Hadi ödülleri şimdi bizim için sen ver...

        Acun’a benden TV adına yine bir kelebek gider. Bu gidişle kelebek çiftliği kuracak ama çok başarılı ve hakiki. İrem Derici’ye verirdim, hak etti kesinlikle. En iyi şarkı da benim Funda Arar’a verdiğim “Hafıza”, Mustafa Sandal’ın “Tesir altında” ya da Gülşen’in “Yatcaz kalkcaz”ı olabilir.

        Sen ne yapacaksın gece, sanırım bir sürpriz var...

        İki kere kazandım biliyorsun, Eurovision şarkısı “Düm tek tek”le. Ama bu sefer çok farklı bir heyecan var. Babamla aynı sahnede yer alacağım. Babam dünyanın hatırı sayılır orkestra şeflerindendir. Popla işi olmaz. Babalar Günü’nde sordum, kıramadı. “Güzel kız” şarkısının ikinci kısmında senfoni orkestrası eşlik edecek ve karşısında eğileceğim tek müzisyen yönetecek orkestrayı. İnanılmaz heyecanlıyım. Bir de bu yazın şarkısı “Tabii Tabii”yi 14 kişilik bir şovla söyleyeceğim.

        İlk kez televizyona, X-Factor’e evet dedin bu sene... Zor oldu ama ikna oldum sonunda. Sen beni görünce sempatik buldun ya, milyonları da doğallığımla yakalarsam ne mutlu bana. Para ödülü 2 milyon lira olan, One Direction’ı çıkartan program. Atiye, 2011 Eurovision birincisi Azeri Nigar Kemal, Serdar Ortaç diğer jüriler.

        Diğer Yazılar