Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Cumartesi günü, “Göztepe’nin hem kadro mimarisi, hem de takım kurgusu yanlış” deyip; bunun nedenlerini yedi madde halinde ayrıntılarıyla anlatmıştım. Aynı gün Bugsaş maçı vardı. Göztepe Ankara’da kazansa ( hele bir kaç fark atsa...) bazıları okları bana çevirecek ve “Hani Göztepe takımı eksik ve yanlıştı?..” diye yarı alaycı göndermeler yapacaktı. Ne yazık ki yine haklı çıktım! Ne yazık ki, diyorum; çünkü benim asıl amacım haklı çıkmak değil... Sadece gözümün önünde bütün çıplaklığıyla duran Göztepe fotoğrafını olduğu gibi anlatıp, gerçekleri söylemekti. Evet; gerçekler ne yazık ki her zaman hayallerimizle ve isteklerimizle örtüşmüyor!

        Sonuç olarak; eksik ve yanlış dediğimiz Göztepe, dört gollü Bandırma hezimetinin ardından, Bugsaş karşısında da 2 puan kaybetti ve ligin henüz dokuzuncu haftasında, lider Bandırma’nın tam 6 puan gerisinde kaldı! Peki sekizinci sıradaki Gümüşhane’nin bile 12 puan topladığı bu ligde Göztepe’nin 16 puanı başarı mı değil mi? Eldeki imkanlar ve iddia düzeyi baz alındığında elbette değil! İşte bütün bu olumsuzlukların sonucu olarak; freni boşalmış kamyon gibi kontrolsüz bir görüntü sergileyen Göztepe’de yönetim kötü gidişi sorgulayıp, bir önlem almak zorunda kaldı. Hem yeni kadronun oluşumunda, hem de bu kadronun sahaya sürülmesinde birinci derecede sorumluluk sahibi olan Suat Kaya ile yolların ayrıldığını duyurdu. Kontrolden çıkan ve hedeften sapan takımın yeniden yapılanması için bu karar ne yazık ki kaçınılmazdı!

        KARARIN ARKASINDA OLMALI

        Bütün Göztepeliler şimdi bu kararın arkasında durmalı ve yönetimin her şeyi Göztepe’nin menfaatleri doğrultusunda yaptığına inanmalıdır. Profesyonel sistemlerde kişiler değil; kurum önemlidir. Kişilerin bireysel hataları kurumsal yapıya zarar veriyorsa; yapamayan gider, yapacak olan gelir. Suat Kaya ile Göztepe ilişkisine de bu gözle bakılmalıdır. Göztepe’nin kasasından önemli paralar harcayarak tam 17 tane futbolcu aldıran ve hala bir takım kuramayan Suat Kaya, başarısız olmuştur. Yönetim de sadece gerekeni yapmıştır.

        Gazetelere şöyle bir baktım; bazı arkadaşlar, “Ah Vah” edip, Suat Hoca’ya güzellemeler yazmışlar. Kendilerine şöyle bir önerim var; Arkadaşlar, o zaman şimdi siz bir takım satın alın ve başına Suat Hoca’yı veya çok sevdiğiniz bir arkadaşınızı getirin! Paranız yoksa gidin bankadan kredi çekin! Transferleri de hocanıza yaptırın. Ama kaydedince vazgeçmek yok; sonuna kadar hep destek tam destek olacaksınız. Görelim bakalım o zaman; harcanan paralarınızın karşılığı gelmeyince ne yapacaksınız! Ne dersiniz? Denemeye var mısınız?

        GÖZTEPE BİR MARKADIR

        Bakın, bu işler “Al gülüm ver gülüm” meselesidir. Yani aldığın zaman, karşılığını da aynı şekilde vermek zorundasın. Karı koca ilişkisi dahil; bütün ilişkilerin temelinde bu yatar. Türkiye’de iş bekleyen binlerce antrenör var. Göztepe bir markadır. Burada çalışmak hem maddi hem de manevi bakımdan bütün hocalar için çok cazip ve çekicidir. Eğer bir antrenör şu anki Göztepe’de başarılı olamazsa hiç bir yerde olamaz! Ancak Mehmet Sepil başkanlığındaki Göztepe 2014 takımında hocalık yapacak adamın da her bakımdan dolu olması gerekir. Göztepe’nin vizyonunu her hoca kaldıramaz! İşte sıkıntının kaynağı da bu.

        Buradan hemen sevgili kardeşim Hasan Elidemir’in benim yazdıklarımı esas alarak kaleme aldığı, “Kiralık çözüm değil... “ başlıklı yazısına geçiyorum. Sevgili Hasan, bana buradan iki önemli soru yöneltmiş. Soru ve cevapları hemen vermek istiyorum. Soru 1: O kötü bu kötü. O yetersiz bu yetersiz. Oralara adam alın diyorsun. Göztepe’nin oyuncularını isim vererek yaralıyorsun. Onların yerine koy kendini. Ne yaparsın?

        Cevap 1: Evet, isim vererek; bazı oyuncuların Göztepe’yi şampiyonluğa oynatacak kapasiteye sahip olmadıklarını söyledim. Ama bu sözlerimden sakın darılmayın da dedim. Zaten dediklerim doğru olduğu için, Suat Kaya bunları Bugsaş maçında oynatmadı. Hasan, ne yapayım kardeşim; adam kötüyse iyi mi diyeyim? Üstelik kendi hocası bile kötü bulmuş ki oynatmıyor. Duygusal bakma Hasan’ım; Göztepe’de kimse bedavaya oynamıyor. Hadi iki üç hafta paralarını verme bakalım! Ne olacağını tahmin edersin. Bak Suat Hoca giderken ne demiş; “Karara saygı duydum. Ama ben istifa etmiyorum!..”

        “PARAMI ALIRIM”

        Bunun anlamı şu; beni gönderebilirsiniz, ama sezon sonuna kadar paramı tıkır tıkır alırım. Profesyonellik günümüz futbolunda ne kadar güzel bir şey değil mi, Hasan? 17 futbolcu aldırmışsın, şampiyonluk neredeyse aslanın midesine inmiş! Yönetim sezonu kurtarmak için bir karar alıyor; ama sen, “Giderim ama sezon sonuna kadar her ay paramı banka hesabıma isterim!..” diyorsun. Hala yetersiz olduklarını görüp söylediğim için, yaralandıklarını ve üzüldüklerini söylediğin eksik profesyonellerin yanında mısın? Bu durumda ben olsam ne mi yapardım? Eksiklerimi gidermek için profesyonel destek alır, özel antrenmanlarla açıklarımı kapatmaya ve aldığım paranın hakkını vermeye çalışırdım! Araştır bakalım; kim böyle bir çaba içinde? Gerçekten bilmek istiyorum!

        ANLAŞTIK MI HASAN

        Soru 2: Ayrıca, zengin dediğin Göztepe yönetimi alsın bakalım kiralık 3-5 adam... Kimi alacak? Türkiye’de kiralık oyuncu ile ihya olmuş bir takım söyle, amuda kalkayım! Cevap 2: Hasan, benim yazımda kiralık kelimesinin K’si bile yok! Nerden çıkardın bu kiralık meselesini? Üstelik 3-5 oyuncu gibi bir şey de söylemedim. Ben, ligin ikinci yarısında takımı finale taşıyacak üst düzey bir merkez savunmacı ile bir merkez orta saha oyuncusu alınmalı dedim! Kiralayın demedim, alın dedim. Arada fark var. 17 tane oyuncu alan Göztepe yönetimi, hedefteki 1.Lig için 2 adamı da rahatlıkla transfer edebilir. Şimdi sakın, “Peki bu 2 adamı nereden ve nasıl bulacaklar?” deme bana. Çünkü bu takımın futbol direktörü ya da antrenörü ben değilim! Ama bu iki oyuncuyu, bu Göztepe yönetimi alacak ve finanse edecek güçte. Tek mesele ihtiyaç duyulan doğru oyuncuları bulmak! Anlaştık mı, Hasan?

        Diğer Yazılar