Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇEN hafta toplanıp çınar fidanımızı diktik. Yaklaşık 35-40 kişiydik. NASA Johnson Uzay Merkezi’nde gerçekleştirilen en anlamlı törenlerden biridir bu gelenek. Her vefat eden astronot/bilim insanı için ölümünü takiben 1 yıl içerisinde bir çınar dikilir. Dikilen ağacın altındaki taşa ise vefat eden kişi için kısacık, tek bir cümle yazılır.

        Bir insanın ömrü boyunca bıraktığı izi kısacık 3-5 kelimeye sığdırabilmek... Çok ama çok zor... Bu seferki ağaç, Ay’a ilk adım atan astronot grubunu eğiten, ilk kez “Mars’ta hayat olma olasılığını tartışmaya açan”, benim NASA’da çalıştığım sürece tek danışmanım olan Dr. David S. McKay (1936-2013) için dikildi.

        Tören sırasında konuşma yapmak için 5 kişi seçildi. Ben de o grupta yer almaktan onur duydum. İlk konuşma yapan 4 meslektaşı David’in ne muhteşem bir bilim insanı olduğundan ve problemlere çözüm üreten pratik zekâsından bahsettiler. Birkaç hoş ve gülümseten anıyla da sözlerine son verdiler.

        Sıra bana geldiğinde bir süre sessiz kaldım. Kelimeler boğazımda düğümlendi. Hazırladığım konuşmada McKay’in bilimsel yönü hakkında tek bir kelime olmadığını fark ettim. Ardından söylemek istediğim çok daha değerli özellikleri vardı benim için. Mesela sabahları mutlaka “Günaydın” derdi karşılaştıklarına gülümseyen bir yüzle. Ekibindeki herkesin doğum gününü hatırlar, masalarına kendi bahçesinden bir adet çiçek bırakırdı.

        200 kişilik binamız içinde bütün çalışanların ismini hatırlar, herkese ismiyle hitap ederdi. En önemli özelliği ise profesyonel hayatım boyunca hiç kimsede görmediğim liderlik tarzıydı. Bilim dünyası Survivor yarışmasındaki gibi herkesin birbiriyle mücadele etme, kendisini kurtarma çabasıyken, bu çaba içerisinde birileri hep basamak olarak kullanılırken, o hiçbir zaman sadece kendisi için savaşmadı.

        Başarılı, zeki, ahlaklı, bilime âşık gençlerin elinden tutup kendisiyle birlikte zirveye doğru çekip çıkardı. Bilim dışında hayat hakkında, insani değerlerin önemi konusunda da konuştu onlarla. Her insanın kendi kendine, “Kendi çocuklarım dışında kaç çocuğu sevindirdim, kaç gence geleceğinin daha güzel olması için el uzattım” diye sorması gerek.

        Hayata gözlerimizi kapattığımız anda arkamızda bırakacağımız en büyük eser inanın budur. Yoksa “işin erbabı” olmak, bir konuda “ilk” olmak, kaba tabirle inanın “hava gazı”. Mars’a ilk adım atan insan olsan kaç yazar? Sen atmasan başkası atacak o adımı. Ama öyle anlar vardır ki ihtiyaç sahibine yardım için uzanabilecek tek el senin elindir.

        “O an”, bir insanın hayatında “batması” ya da “çıkması” için tek dönüm noktası olabilir. Bir “hayat”a dokunabilmektir insanı insan yapan, “sahip olunan güç, konum ve özel yetenekler” değil bence... Konuşmam bittiğinde gözleri yaşlı olan bir tek ben değildim. Yeni diktiğimiz ağacın altındaki Dr. McKay’in kimliğini betimleyen, üzeri kırmızı kadifeyle örtülü taşa yöneldim. Eşi ve iki kızının yardımıyla örtüyü açtık. Taşa yazılan yazı ufkumuzu açan, bizlere babalık eden bu bilim insanını çok güzel betimlemişti: “Bizi önce Ay’a, sonra Mars’a yönlendirdin...”

        Keşke her vefat edenin ardından bir ağaç diksek, keşke vefat ettiğimizde taşlarımıza güzel sözler yazdırabilsek.

        Ay’a gönderilecek robotların dizaynı basınla paylaşıldı

        GOOGLE 2007 yılında “Google Lunar X Prize” (GLXP) adı altında bir yarışma açmıştı. Hedef şuydu:

        1. Ay’a bir robot göndermek ve Ay’ın yüzeyinden yüksek çözünürlü jeolojik fotoğraflar elde etmek.

        2. 1969 yılında gerçekleştirilen insanlı Ay misyonundan kalıntıları görüntülemek.

        Birinciliği kazanacak gruba 20 milyon, ikinciye 5 milyon dolar ödül verilecek. Yarışmanın son katılım tarihi 31 Aralık 2015.

        Şimdiye kadar katılan 33 projeden 18’i ilk elemeleri geçmiş bulunmakta. Elemeleri geçen projeler içerisinde 2 tanesi (Griffin ve Red Rover) en çok ilgi çeken dizayna sahip. İki proje de Carnegie Mellon Üniversitesi’nden. Her ikisi de aşağıdaki ortak özelliklere sahip:

        ◊ 9 adet roketle uçacaklar ve Ay’a 4-5 gün içerisinde ulaşacaklar.

        ◊ Ay’a yumuşak iniş tarzında inecekler.

        ◊ Ay yüzeyindeki (4 çekerli sistemle) hareketleri Dünya’dan kontrol edilecek.

        ◊ Dünya’ya saniyede 5 megabit (kablolu internet hızında) fotoğraf ve video çekimleri gönderecek. Seçilerek gönderilecek 2 robottan hangisi aşağıdaki özel deneylerden sonuçlar elde ederse ek olarak 4 milyon dolar daha kazanacak:

        1. Ay’ın yüzeyinde ekstra 5 km yolculuk yapabilmek.

        2. Bir Ay gecesi (Dünya zamanıyla 2 hafta) -260 dereceye fonksiyon kaybetmeden dayanabilmek.

        3. Ay’da su bulunup bulunmadığını tespit etmek.

        Diğer Yazılar