Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BU hafta bilim haberleri yine çok renkli. Nedense ben onca haber içerisinde balıklarla ilgili tek bir habere takıldım. Bana yaklaşık 3 yıl önce okuduğum, yine çok etkilendiğim, şempanzeler üzerinde gerçekleştirilen ilginç bir gözlemi hatırlattı.

        Balıklardan önce kısaca şempanze çalışmasını anlatayım isterseniz: Kosta Rika’da bir hayvanat bahçesinin güzel bir köşesi şempanzelere ayrılmış. 12 şempanze mutlu, sakin yaşıyorlarmış. Yakın bölgedeki başka bir hayvanat bahçesi hakkında kapatılma kararı alınınca ellerindeki tek şempanzeyi bu hayvanat bahçesine transfer etmişler.

        Yüzü yara izleriyle dolu (bu yüzden Yarayüz olarak isimlendirilmiş), tüyleri yer yer dökülmüş, çirkin ve bakımsız erkek şempanze geldiğinin ertesi günü ayrı bir kafeste ön bakıma alınmış. 2 hafta sonra uysal şempanzelerin yanında huzur içerisinde yaşasın diye bahçeye transfer edilmiş. Yarayüz daha önce görmediği bu barışçıl ortama girer girmez terör havası estirmeye başlamış. Dişileri ısırıyor, idrarını yaparken tüylerini kabartıp naralar atıyor, yemeklere saldırıyor, diğerlerinin yemesine izin vermiyormuş. “Belki 1-2 hafta sonra adapte olur” diyen maymunlardan sorumlu biyolog Dr. Susan Perry, Yarayüz’ü kameralarla sıkı takibe almış.

        2 hafta sonra gözlemlerini yazan Dr. Perry, özetle şunları söylüyor: “Bizim asosyal Yarayüz, çevresinde oluşturduğu terörden bir adım geri atmadı. Kafeste ısırılmadık dişi şempanze bırakmadığı halde bütün dişilerin çiftleşmek istediği tek erkek konumuna geldi. Diğer erkek şempanzeler ise artık onu taklit ederek idrarını yaparken çığlıklar atmaya ve dişileri ısırmaya başladılar. Öyle görünüyor ki Yarayüz, barış ortamına uyum sağlayacağına tüm kafesi ele geçirdi, diğer şempanzeleri de kendisine benzeterek bizi altından kalkamayacağımız bir problemin içerisine sürükledi.”

        Gelelim geçen hafta Popular Science isimli bilimsel dergide okuduğum, balıklarla ilgili yapılan ve bana yukarıda anlattığım şempanze gözlemini hatırlatan çalışmaya. Araştırma, New York Üniversitesi’nde Dr. Maurizio Porfiri tarafından gerçekleştirilmiş.

        Ekolojik dengenin güzel kurulduğu akvaryumdan gelişigüzel bir balık alınarak öldürmeyecek düzeyde alkollü bir ortama yerleştirilmiş. Balık, hareketleri değişecek kadar sarhoş olunca biraz önce ayrıldığı akvaryuma geri bırakılmış. Daha önce yapılan benzer araştırmalarda olduğu gibi bizim sarhoş balık, yüzme hızını artırarak akvaryumda bir sağa bir sola yüzmeye başlamış. Hatta zaman zaman dönüşleri tam yapamayıp cama tosluyormuş.

        Diğer balıklar, 1-2 dakika bu geliş gidişleri takip ettikten sonra onlar da peşine takılmışlar. Tüm akvaryum çılgınlar gibi bir aşağı bir yukarı yüzüyor, arada bir çılgın olanı taklit etmek için kafalarını da akvaryumun camına çarpıyorlarmış. Dr. Porfiri, gözlemlerini gülerek özetliyor: “Doğada ‘değişik’ olan her zaman dikkat çeker. Bu ‘değişik’ olan korkak ve çekimser ise yok edilir. Korkusuz ise peşinden gidilir. Bu durumda takip edilen ya grubu gerçekten yönlendirecek yeni liderdir ya da lider sanılan ‘deli’dir.” “Başka yüzlerce bilimsel haber varken ne diye bu araştırmaya takıldın kaldın?” derseniz, sebebini bilmiyorum. Belki de son günlerde kafamdaki yanıtsız kalan bariz bir soruya açıklama getirebilecek bilimsel veriler gördüğümdendir. Bilimde de kural aynı. Ya bilimi okuyup anlar, doğruyu bulursun ya yanlış yorumlar, kaybolursun.

        Diğer Yazılar