Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        DÜNYA gündemini meşgul eden Paris’te gerçekleşen terör saldırısı, Cizre’deki gerilim ve çatışmalar derken ülke içi gündemden, eğlenceli göründüğü kadar da önemli bazı konular üzerinde birkaç çift kelam edebilme fırsatı bulamadım. Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, tarihteki 16 Türk devletinin üniformalarıyla temsil eden karşılama heyeti üzerine epey mugalata yapıldı. Bir tutum, icat, proje ya da “seremoni” ilk nasıl görülüp yorumlanırsa o minval doyuma ulaşmadan faz değişmiyor.

        16 Türk devletin temsil eden üniformaları fark etmemiz, Filistin Devlet Başkanı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yan yana durduğu, arka fondaki merdivenlere de kimi metal, kimi otantik ama hepsi boylu boslu adamların dizilmiş olduğu o malum fotoğraf karesiyle oldu. Dar bir mekânda ve yukarı doğru daha da daralan merdivenlere gayet cüsseli, hacimli ilginç kıyafetli insanlar adeta sıkıştırılmış gibi görünüyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan neyin önüne geçip poz verse fonla beraber olaya, olayın tarihi arka planına, olay anında orada bulunan her şeye ve herkese çamur atma isteğiyle dolup taşanlar bu fırsatı kaçırmadı.

        İşin içinde “Filistin” gibi bir unsur da olunca şakalar, alaylı çekiştirmeler, hakaretler aldı yürüdü, sosyal medyada olay oldu. Devlet Bahçeli bile topa girdi. Riyakârlıktan bahsetti, tarihin siyasi bir silah olarak kullanılmasından bahsetti, “16 Türk devletinin emanetini çiğneyenlerin sahte defileleri” dedi, “insan müsveddeleri” ifadesini bile kullandı. “Milliyetçi” bir partinin, makamında 16 Türk devletinin bayraklarını bulunduran bir liderin söz konusu heyet üzerinden bu kadar çok galiz tespiti bir araya getirmesi şaşırtıcı histeri örneklerinden sadece biriydi.

        Tarihteki 16 Türk devleti, zaten Cumhurbaşkanlığı’nın en önemli alameti farikalarından. Bu devletler zaten Cumhurbaşkanlığı forsunda temsil ediliyor. Tarihin bu “emanetlerinin” daha evsaflı ve gayet doğru bir fikrin ürünü olarak “üç boyutlu” şekilde temsili için en doğru yer Cumhurbaşkanlığı makamı. Habertürk Gazetesi yazarı Murat Bardakçı’nın da işaret ettiği gibi, ileri medeni toplumlarda; Batılı liberal demokrasilerde devletin tarihteki karşılığını remzetmek üzere, devletin tarihte kullandığı askeri üniformayı taşıyan bir heyet mutlaka bulunuyor.

        Üstelik ortada “endişeli modernlerimiz”in komplekslerini ve Osmanlı korkusunu kaşıyacak bir seçicilik de yok. Sadece Osmanlı Devleti’nin tarihte kullandığı kıyafetlere özgülenmiş bir teşrih olsa kopan kıyametin nedenini bir ölçüde de olsa anlayabiliriz. Konsept açık ve net: Türklerin geçmişte kurmuş oldukları devletler. Milli anlamda asgari varoluş bilincine sahip olmanız, fikrin gayet yerinde olduğunu takdir için yeterli. Kaldı ki öneri muhafız alaylarından gelmiş.

        Gelelim, uygulamaya bu kadar büyük bir tepki gösterilmesinin nedenlerine. Birini söyledik: İflah olmaz Erdoğan düşmanlığı ve densizlik. Ancak bu iyi fikrin bu kadar çok polemiğe sebep olmasında Cumhurbaşkanlığı Konutu’nda tezahür edecek resmi denetlemekten sorumlu koordinasyon ekibinin de payı olduğunu düşünüyorum. Öneri hayata geçirilirken aynı zamanda halka da tanıtılabilirdi. Duyduğum kadarıyla bu kıyafetler ve bu tür bir heyet, normal şartlarda açık havada yapılacak karşılama törenleri için konumlandırılmış. Mahmud Abbas’ın geldiği gün hava yağmurlu olduğu için heyet içeri alınmış. Cüsseli ve heybetli kıyafetleriyle merdiven basamaklarına sığışmak zorunda kalan heyet görüntüsü bu nedenle insanlara garip, hatta acemice göründü. Böyle bir uygulamanın varlığından haberi bile olmayanlar da gayet iyi niyetli kimseler bile olsa o fotoğraf karesini “montaj” zannetti.

        Fikrin güzel olması, algının da doğru olacağını garanti etmiyor.

        Diğer Yazılar