Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SUUDİ Arabistan’daki temasları için cumartesi günü İstanbul’dan ayrılan Cumhurbaşkanı Erdoğan uçakta gazetecilerle konuştu. Dolmabahçe toplantısı, İmralı heyetinin silah bırakma çağrısı ve bunun çözüm sürecinin seyrini nasıl etkileyeceği doğal olarak görüşmenin asıl konusuydu. İmralı’nın belirlediği 10 madde ile Kandil ve HDP’nin tutumu arasındaki çeliş kiye dikkat çeken Cumhurbaşkanı, Merkez Bankası ile aslında Erdem Başçı ile aralarındaki görüş farkı hakkında da önemli açıklamalar yaptı. Şah Fırat Operasyonu’ndan sonra Suriye’de neler olacağı ve Beşiktaş’ın kazandığı zafer de söyleşide ele alınan konular arasındaydı.

        - Son açıklamalardan sonra çözüm sürecinde hangi aşamadayız?

        Yalçın (Akdoğan) Bey ile yapılan toplantı ile Demirtaş’ın söyledikleri çelişiyor, ben örtüşen bir yan göremedim. Demirtaş adeta orada hükümeti hesaba çeker bir tavır içinde. Fakat görünen o ki şu anda İmralı ile Kandil arasında ciddi bir kopukluk var ve ayrıca siyasi hareket olarak da parti içinde, bir bölünmenin olduğu ortaya çıkıyor. İmralı’ya gidip gelenlerin yaptığı açıklamalara baktığımız zaman, İmralı silahların bırakılmasını istiyor. Fakat partinin başındaki zatın yaklaşımı çok daha farklı, o adeta “Hükümetin uygulamasına bakacağız” diyor. Hükümetin uygulamasına ne bakacaksınız? Hükümet zaten çözüm sürecinin adeta garantörü.

        - Kandil ayak mı diriyor?

        Şu anda Kandil ile İmralı’nın farklı olduğu çok açık, net ortada.

        - Hükümet hangi istikamette devam edecek sürece?

        Hükümet hangi istikamette devam ediyorsa öyle devam edecek. Cumhurbaşkanlığı makamı bu işlerin dışında değil. Milli Güvenlik Kurulu ve önümüzdeki hafta yapacağımız Bakanlar Kurulu toplantısında da zaten ağırlıklı konu bu. Bu açıklama Kandil’i de, HDP’yi de bağlıyor. İmralı kendi üstüne düşen görevi yapmış oluyor. Açıklanan 10 madde var, Demirtaş’ın açıklamaları var. İkisi de birbirini tutmuyor. Gelinen durum huzur ve güvenliğe tehdittir. İmralı 10 maddeyi söyledi, Kandil “Kabul etmiyoruz” dedi.

        - Şah Fırat Operasyonu sonrasında neler olacak? Martnisanda bir harekât mı olacak? Türkiye koalisyonda yer alacak mı?

        Muhalefetin “Topraklarımız terk edildi, kaçıldı”, falan bunlar çok çirkin şeyler. Tam aksine toprağımız hem var hem de daha geniş bir alanda bütün silahlarıyla çok daha güçlüyüz. Bizim koalisyon güçleriyle taleplerimiz konusunda henüz istediğimiz noktada değiliz. Uçuşa yasak bölge olması lazım. Güvenli bölge olması lazım. Üçüncü olarak da, ‘eğitdonat’ta anlaştık. Hatta rejim hedefli olarak anlaştık. Bir taraftan da görüşmeler aynı kararlılıkla devam ediyor.

        - Mısır ile ilişkilerin normalleşmesi için bizim beklentimiz nedir?

        (Mısır Lideri Sisi) “Türkiye bizim içişlerimize karışmasın” diyor. Bir defa, bizim Mısır halkıyla en ufak bir sorunumuz yok. Ekonomik olarak büyük destekler alıyor olmasına rağmen, düzlüğe çıkmış değiller. Biz de arkadaşlarımıza “Alt düzeyde çalışmaya devam edebilirsiniz” diyoruz, bizim bu ülkeye pres yapma gibi bir düşüncemiz olmamıştır.

        - Paralel yapı ile mücadelede kendinizi tek başına mı hissediyorsunuz?

        Ne kadar önem verdiğimi ortaya koymak için bunu söyledim. Birçok kurumdan insanlar da tam aksini söylüyorlar. “Yalnız değilsiniz. Bu mücadelede varız, ne denli haklı bir mücadele olduğunu geç de olsa gördük, görüyoruz. Sonuna kadar yürüyeceğiz” diyorlar.

        - Fethullah Gülen’in iadesi konusunda ABD ne yapacak?

        Fethullah Gülen ile ilgili ABD’ye ilettiğimiz bakışımız, duruşumuz aynen devam ediyor. Türkiye’den kaçıyorlar bunlar, kaçışlar başladı. Her geçen gün yargı farklı belgeler elde ediyor. İşte Hrant Dink meselesinde bile son gelişmeler enteresan.

        - Ramazan Akyürek ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Paralel yapının Dink cinayetindeki rolüyle ilgili iddialar var.

        Ben hukukçu değilim ama ihmal diye bir şeyi görmem mümkün değil. O hadisede, kasti olarak işlenen bir cinayet var ortada. İhmalle ilgisi yok.

        - Mısır’dan sonra Libya da Türkiye’yi suçlamaya başladı.

        Orada bir tane hükümet yok. Bir Tobruk var, bir de Trablus var. Bu ifadeler Tobruk’un ifadeleri. Daha önce bu tip ifadeler kullanmıyor. Abu Dabi yönetimi ve Mısır ile dayanışma içinde bunları söylüyorlar. Tobruk herhalde bizim yaptıklarımızdan bihaber bu sözleri söylüyor.

        - Soykırım iddialarının 100’üncü yılında Ermenistan ve Ermeniler konusunda bir girişiminiz olacak mı? Sınır kapısının açılması gibi bir adım söz konusu olabilir mi?

        Şartımız; Karabağ meselesinde adım atılmadıkça sınırları açamayız. Putin, Hollande ve Obama ile konuşmalarımızda “İlgilendik, ilgileneceğiz” diyorlardı. Fakat hiçbir netice yok.

        - 400 milletvekili hedefinden söz etmiştiniz.

        Ben 400’ü bir hedef olarak veriyorum millete ki 367 bu işin bam telidir ama her zaman sıkıntılıdır. Biz üzerimize düşeni yaptık, rahatız. 4 siyasi parti bir araya geldik. Artık iş başa düştü. “Evet” denirse, buna hazırlıklı olan bu işi çözer, bitirir. Millet bu sıkıntılardan kurtulmuş olur.

        ‘HASSASİYETLERİNE HAK VERİYORUM’

        - Emniyette dinlemeler ve CHP ile ilgili iddialar...

        Bazı durumlarda üzülmüyor değiliz. Bazılarıyla senelerce bir arada olduğumuz için, böyle bir zanla da olsa burada hakikaten ailem için de üzücü şeyler ortaya çıktı. Hatta kendileri “Baba değiştirmeyelim, aramızda bir hukuk var, onlar da rahatsız olduklarını anlatıyorlar” dediler. Ben de kızlarımın insani noktadaki hassasiyetleri nedeniyle hak veriyorum. Onlar diyorlar ki “Kesin tespitini yapamadığımıza göre tamamının değişmesi gerekiyor”, fakat bu bir sürgüne gönderme gibi cezalandırma değil. Farklı yerlerde görevlendirme şeklinde halletmiş bulunuyoruz.

        - Suikast iddiaları ne olacak?

        Savcılık medyada çıkan haberleri görmemezlik edemez, bir anlamda suç duyurusu niteliğindedir. Adımların biz de takipçisiyiz, onlar da takipçisi.

        ‘Bağlı olduğu bakanla konuştuk bakıyorum ki aynı durumdalar

        - Faiz tartışması, Merkez Bankası’nda paralel yapı bağlantısı mı var?

        Merkez Bankası’ndaki arkadaşlarımızın paralel yapıyla ilişkili olduklarına doğrusu ihtimal vermiyorum. Alt takımlarda bu tip insanlar var mıdır, yok mudur? Bunların incelemesini yaptık, yapıyoruz. Fakat üst makamda, karar alma mekanizmasındaki arkadaşlar için böyle bir şey söylemem. Ben Cumhurbaşkanı olarak eleştirimi yaparım, yapabilirim. Ortada bir gerçek var, faizler düşmezse yatırıma şiddetle ihtiyacı olan Türkiye yatırım yapamaz. Yatırım yarışı yok, bir duraklama içindeyiz. Faizler düşerse bu yatırımlar devam eder. Bizim de şu anda hayat iksirimiz yatırımlardır. İşsizlik sorununu çözmek için buna ihtiyacımız var.

        İşsizlik bakın çift rakama çıktı. Öyleyse burada bir kere paranın, finansın ucuza temini gerekir ki yatırım olsun. Ama Merkez Bankası sadece “Benim görevim enflasyon ve fiyat istikrarı” derse, bir defa kendi görevini anlayamamış demektir.

        Sen sene içinde 3-4 kere enflasyonu revize etmeye kalkarsan, burada bir yerde su kaçağı var demektir. Ama sen ne yapıyorsun, Cumhurbaşkanı’na ve aleyhte konuşanlara laf yetiştiriyorsun. Yarın “Kur yine sıçradı” diyecekler, tamam da tedbiri al. Bu konuda Merkez hassas ve tedbirli olmak zoundadır. Bu işi Batıcı güçlerin verdiği kararlara göre hareket etmekle sürdüremez, faiz lobisinin verdiği talimatlarla hareket edemez. Amerika’nın, Japonya’nın, Avrupa’nın faiz oranları ortadadır. Bütün bunlar ortadayken bize ne oluyor, bu kadar yüksek faiz? Eğer komisyonları falan katarsak, 14-15’lerin bile üzerine tırmanıyor.

        - Merkez Bankası Başkanı Başçı ile görüşme olacak mı?

        (“Merkez Bankası Başkanı ile kamuoyu önünde tartışmasanız” diye bir görüş var.) Bu arkadaşı çağırıp konuşmadığımı kim söylüyor? Bugünlerde yine bir talebi var, çağırıp konuşacağız tabii. Ama onun bağlı olduğu sayın bakanla bunu konuştuk. Ama bakıyorum ki aynı durumdalar. Şimdi burada bu uyarılar yapıldığı halde artık biraz kendine çekidüzen ver. Ben diyorum ki: “Faiz sebeptir, enflasyon da neticedir.” Bu da benim tezim. O ise “Enflasyon sebeptir, faiz neticedir” diyor. Eğer enflasyon düşerse faizi düşürecekmiş. Bu senin yanlış yolda olduğunun alametidir. Bu milletle, girişimciyle, yatırımcıyla dalga geçmenin anlamı yok.

        - Merkez Bankası Başkanı’nın rahatsız olduğu konuşuldu. “Geçmiş olsun” demeyi düşünür müsünüz?

        Rahatsız olduğunu duymadım. Böyle bir rahatsızlık geçirdiyse şimdiden gecikmeli de olsa “Geçmiş olsun” derim. Onu oraya getiren, onayını veren benim, büyük umutlarla oraya getirdik. Ama bu benim kendi görüşlerimi söylemeyeceğim anlamına gelmez.

        ‘BEŞİKTAŞ’A BAŞARILAR’

        - Haziran seçimlerine yönelik bir kalkışma olabileceği iddia edildi? Güvenlik Yasası bununla mı ilgili?

        Biz bazı şeyleri duyuyoruz, ama altından neler çıkacak görmemiz lazım. Gezi ile ilgili benzer şiddetli şeylerde artık bu ülkede devlet, iktidar bu işlere öyle çok sıcak bakmaz. Yakıp yıkma, vb.; şu anda İç Güvenlik Yasası, önümüzdeki birkaç hafta içinde çıkması halinde önleyici tedbirler olarak geliyor. Bunların gelmesiyle birlikte çok daha farklı bir Türkiye’ye gideceğiz.

        - Bir Fenerbahçeli olarak Beşiktaş’ın başarısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

        Beşiktaş’ın bu başarısı her türlü takdirin üstündedir, rastgele alınmış bir galibiyet değil. Beşiktaş eze eze bir galibiyet aldı. Hele hele Demba Ba’nın üst direkten dönen topu gol olsaydı o zaman çok daha neşeli olacaktı. Başarılar diliyorum. Beşiktaş’ın Türkiye’de oynayacağı maçına gidip izleyebilirim.

        Diğer Yazılar