Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP koalisyon olasılıklarında şart koşacağı maddeleri sıraladı. CHP, AK Parti ile koalisyon yapabilmek için şunları istiyor: 1) Dönüşümlü başbakanlık sistemi. İki yıl Kılıçdaroğlu Başbakan olacak. 2) Meclis Başkanlığı CHP’ye bırakılacak. 3) Koalisyonda “büyük, küçük ortak” olmayacak, bakanlık sayıları “eşit” dağıtılacak. 4) Adalet, İçişleri, Milli Eğitim bakanlıklarının CHP’ye bırakılması restorasyon için olmazsa olmaz şart. 5) Yürütmenin yasamaya müdahalesine son verilecek. 6) 17-25 Aralık’la ilgili dosyalar Meclis’e taşınacak. 4 eski bakanla ilgili soruşturma komisyonu kurulacak. 7) Yolsuzluklarla ilgili adımlar Meclis’in denetim yetkisi kapsamında olacak. 8) Emekliye 2 maaş ikramiye, hükümet kurulduktan sonraki ilk dini bayramda verilecek. 9) Asgari ücretin 1500 TL yapılması ve çiftçiye mazotun 1.5 TL olması 1 yıl içinde hayata geçirilecek.

        Malatya Milletvekili Veli Ağbaba bu şartları hafif bulmuş. “Bakın çok net söylüyorum. Ben Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Başbakan olmadığı her formüle kapalıyım” diye twit attı.

        Magna Carta görünümlü listenin CHP-MHP-HDP seçeneği için hazırlanan versiyonu ise çok daha yumuşak. O seçenekte zaten Kılıçdaroğlu başbakan oluyor, belli ki bu da yetiyor.

        CHP’nin ağırdan alması da anlaşılabilir. Hatta ağırdan almasında fayda bile var. Garip ama bakın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Deniz Baykal’ı çağırıp konuşması ve akabinde “Ben yok biz var, hiçbir taraf egosuna yenilme lüksüne sahip değil” mealindeki açıklamayı yapmasından sonra oluşan “AK Parti-CHP koalisyonu mümkün mü?” söylentilerinin dolaşması bile hiçbir partinin hükümet kuracak kadar oy alamadığı seçim sonrasının kasvetli havasını değiştirdi. Hayır, yükselme ivmesi kazanan doların tekrar düşmesinden bahsetmiyorum. Mahalle kavgasında bile edilemeyecek sataşmaların durmasından, öfke perdesinin aralanmasından, “Mümkün mü?” sorusunun tarafların birbirlerini yeniden tartmasına imkân vermesinden bahsediyorum. Kuşkusuz 2002’deki gibi bir tanışma anı değil bu. Tarafların birbirleri hakkında çok şey bildiği, ama kavgadan da sıkıldığı, ama gururundan mola isteyemediği bir boyut. Koalisyonun söylentisi bile tarafları birbiriyle ilgili iyi şeyleri hatırlamaya teşvik ediyor. CHP’ye yakın olduğu herkesçe bilinen bazı isimlerin “Neden olmasın? Her iki partinin taraftarı da bu ülkede yaşıyor, aynı havayı soluyor, aynı dine inanıyor, işine gücüne bakmak istiyor, ne olacak? Huzur hakkımız değil mi?” şeklindeki basit ama artık kimsenin aklına gelmeyen ifadeleri, aynı denizde ayrı filikalarda bulunan yolcular değil, aynı denizde aynı gemide olduğumuzu hatırlatan bir etki yaratıyor. Çok az konuda anlaştığımızı biliyoruz ama böyle zamanlar insanın fikirlerinden ibaret bir varlık olmadığını, daha fazlası olduğunu anlaması için de bir vesile.

        AK Parti CHP koalisyonunu gerçekçi bulduğumu söyleyemem. Jean Renoir’ın “La Grande Illusion” (Büyük Aldanış) filmini andıran bir “es” yaşıyoruz. Savaşta bile bazen centilmen ve zarif parantezler açılır. Taraflar bir mecburiyet yüzünden bir araya gelir ve sanki dün savaşmıyorlarmış gibi olağan ilişkiler kurar, hatta anlaşabildiklerini görürler. Asıl mevzu gelip kendini hatırlatana kadar da bu sürüp gider. O hesap, bu koalisyon meselesi de şüyuu vukuundan daha pozitif etki yaratıyor diye düşünüyorum. O yüzden CHP’nin ağırdan almasından yana bir sıkıntım yok.

        Dediğim gibi bu anlaşılır bir şey. Ama anlaşılmaz yanları da var CHP’nin. Nasıl oluyor da sandıktan % 40 alarak çıkan kendisi imiş gibi davranabiliyor mesela? “Koalisyonda büyük/ küçük ortak olmayacak, bakanlık sayıları eşit dağıtılacak” nasıl bir şarttır mesela? Tam da bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa durumu. Tam da “demokrasi sandıktan ibaret değildir” derken ima edilen şey. Oy oranlarında tecessüm eden iradeyi by-pass etme marifetinin koalisyon versiyonu.

        Hoş, CHP’nin asıl olayı hep bu oldu. Yönetmek için oyların çoğunu alması gerektiğini anlayamamış bir parti sonuçta. Neden şaşırıyorsam?

        Şüyuu vukuundan daha faydalı o havadan etkilenmişim demek ki.

        Ağırdan alın abiler.

        Diğer Yazılar