Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Resmi Gazete’nin 12 Ocak 2017 nüshasında yayımlanan Türk vatandaşlığı kanunu uygulama yönetmeliğinde değişiklik yapan yönetmeliğe göre, en az 1 milyon dolar tutarında taşınmazı 3 yıl satılmaması şerhiyle satın alan, en az 2 milyon dolar tutarında sabit sermaye yatırımı yapan ya da en az 3 milyon dolar tutarında mevduatı 3 yıl tutma şartıyla Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara yatırdığı belgelenen veya bu tutarda devlet borçlanma araçlarını 3 yıl tutmak şartıyla satın aldığı tespit edilen yabancılara Türk vatandaşlığı verilecek. Daha doğrusu bu kişilere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma yolu açılacak.

        Başka kültürlerden, topraklardan gelen kişilerle evini, vatanını paylaşmak durumunda kalmak çoğu yerliyi rahatsız eder. Nitekim ne zaman bu konu gündeme gelse, “Elin Arap’ıyla komşu mu olacağım?” rahatsızlığından mustarip yazlık elitinin söylenmeleri alır yürür. Fosfor yeşili parmak arası terlikle bütün yazı geçiren ama İngiltere’de İngiliz edebiyatı okuyup Shakespeare uzmanı olmuş Dubaili komşusunu aşağılayan Sapancalı tanıyoruz. Ancak bu söylenme ve mızıldanmalar kamusal alana çıkarken kılık değiştiriyor tabii, “Vatanı parsel parsel satıyorlar”, “Bu vatana ihanettir” söylemine dönüşüyor.

        Yönetmelik Resmi Gazete’de yayınlandığından beri, bakıyorum, yine aynı goygoy. Bir kesimin gözünde vatan gitti gidiyor.

        Geçen yıl Suriyelilere vatandaşlık verme yolunun açılması gündeme geldiğinde de bazı çirkin ırkçı ve nadan tutumlar söz konusu oldu. Ama o tartışmanın nitelikli bir yanı vardı. Suriyeli mültecilere vatandaşlık vermek, ekonomik değil burnumuzun dibindeki diktatöre demografik konfor temin etmeye eşdeğerdi ve bu nedenle karşı çıkmak gerekliydi. Ancak geçen bir yılda olanlar, Halep hezimeti ve Suriye halkının içine düştüğü durum bu konuyu dahi tekrar ele almayı gerektirebilir.

        Biz, gerekçesi konut sayısına talep olmamasıyla ilgili, konut piyasasını canlandırma amaçlı bir tedbir olarak getirildiği anlaşılan söz konusu değişikliğe dönelim.

        Yatırım yapana, gayrimenkul alana, para getirene vatandaşlık vermek, vatanı satmak ise dünyanın en itibarlı ülkeleri çok ucuza gidiyor. Zira pek çoğunda vatandaşlığa başvuru hakkı kazanmak için gereken miktarlar Türkiye’dekinden daha az.

        Pek çok Avrupa ülkesi, ülkelerine yatırım yapan, konut alanlara vatandaşlık ya da oturma izni veriyor, ekonomik durgunluğu bu yolla aşıyor. Son dönemde bazı Avrupa ülkeleri, tahvil alan yatırımcılara vatandaşlık hakkı vermeye başladı. Macaristan 300 bin Euro, Bulgaristan 512 bin Euro tahvil alanlara vatandaşlık yolunu açıyor. 2016 Eylül ayı itibarıyla Türkiye’den 150 kişi bu yolla Macaristan’dan daimi oturum izni almış ve AB vatandaşı olma sürecini başlatmıştı. Gen havuzunu ve kültürünü koruma konusunda olabilecek en katı politikaları uygulayan Macaristan, bizim bazı aklıevvel Türklerimizin aklettiğini fehmedemiyor demek ki, vatanını satıyor.

        Kendi gen havuzuna ve Avrupalılık kültüne düşkünlüğü tartışılamaz boyutta olan, hatta bu saiklerle icra edilmiş soykırımlara sahne olmuş Almanya da bizim aşırı titiz ulusalcı Türklerimizin millilik testinden sınıfta kalacak durumda. Almanya 250 bin Euro yatırımla bir iş kurarak Alman vatandaşlarına istihdam sağlayanlara önce oturum, sonra vatandaş olma fırsatı sunuyor.

        ABD, belirlediği bölgelere 500 bin dolar yatırım yapan veya 1 milyon dolar sermayeli şirket kuranlara süresiz oturum hakkı veriyor. Yatırımın beşinci yılında da vatandaşlığa geçme hakkı sunuyor. Aptallığından mı? Hayır. Lakin burada anahtar cümle, “ABD hükümetinin belirlediği bölgelere yatırım” ifadesi. Devlet miktarı çok yüksek tutmuyor ama ABD’li zenginlerin ilgisini çekmeyen lakin ülke için hayırlı olacak alanlara yönlendiriyor ABD vatandaşı olmak isteyeni. Vatanı satmıyor, ülke için iyi olacak bir faydayı yabancı yatırımcıdan süzüyor.

        Kanada’da vatandaşlık hakkı elde etmenin yolu, 400 bin dolar yatırım ve 800 bin dolarlık banka hesabından geçiyor. Ayrıca Kanada, “beyaz yakalı”lara önem veren bir ülke, nitelikli göçmen olarak Kanada’ya gidilip 3 yıl kalındığında vatandaşlık için başvuru yapma hakkı kazanılabiliyor.

        Bakın daha Karayip Denizi’ne kıyısı olan cennetimsi ülkelere gelemedik bile ama anladınız değil mi? Vatandaşlık hakkı pek çok ülkede satılık bir metadır. Türkiye ne ilk, ne de son.

        Diğer Yazılar