Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çemişgezek ismi, bir zamanlar duyması gerekeni duymamış, bilmesi gerekenden haberdar olamamış birini aşağılamak ya da yetersizliğini vurgulamak için kurulan cümlelerde geçerdi. Gel zaman git zaman bu durum feci şekilde değişti. Zira o Çemişgezek yıllardır TEOG sınavlarında önemli başarılara imza atar hale geldi.

        Bu yılın TEOG birincilerinden üçü Tunceli’nin Çemişgezek İlçesi’nden mesela. Raşit Yüksel İmam Hatip Ortaokulu Öğrencisi Nesibe Öztürk ve İstiklal Ortaokulu öğrencileri Ayşenur Elif Erdil ile Berdan Karataş bu yılın TEOG sınavlarında 120 sorunun hepsini doğru yanıtlayarak birinciler arasına girdiler. Hatta Ayşenur Elif Erdil’in jandarma uzman çavuş olan babası, ilçenin eğitimdeki başarısına o kadar güvenmiş ki, Ayşenur’un başarı şansını artırmak için görev süresini uzatmış.

        Ancak Türkiye’nin tekrar Çemişgezek’e bakmasının nedeni ise TEOG birincileri değil, 120 sorudan 119’unu doğru yaparak ikinci olan Tatar mezrasında yaşayan Habib Bitkin oldu.

        Çünkü Habib’in hikâyesinde sihirli bir şeyler var.

        Bir yandan koyun otlatıp bir yandan ders çalışarak çok kıymetli bir başarı elde eden 14 yaşındaki küçük çoban, sosyal medyada dolaşan haber videosuyla insanları kendisine hayran bıraktı, hatta ağlattı. Çünkü Habib, sadece zor şartlar altında başarılı olmuş zeki bir çocuk değil. Memleketin temizliğini, arı duruluğunu temsil eden ruhsal bir tasvir.

        Ufku mezrasının çok ötesinde.

        Habib’in orijinal çıtasının ne kadar yükseğe asılı olduğu “Bilim adamı olmak istediğim için benimle dalga geçtiler, ben de biyoteknolojiye döndüm” demesinden belli.

        Ama hedefi sorulduğunda ilk söylediği hayalindeki meslek değil, “helal kazanç sağlama” isteği.

        İşte bu cevap sevdiriyor Habib’i.

        Çünkü Çemişgezek dendiğinde kikirdeyen metropol insanı da, yeni orta sınıf da gayet iyi biliyor ki, bu toprakların umudu “biyoteknoloji” ile “helal” kavramını aynı cümlede kullanabilecek çocuklarda. Bilimle maneviyatın evliliğinde. İnşallah böyle çocukların kıymetini bilecek, onları kendi vatanlarında tutabilecek bir ülke olmayı da başarırız.

        YENİ AKİT’TEN CAN ALAN GERÇEĞİN ADINI KOYALIM

        Gazeteler önce damat Cemil K. ile Kadir Demirel’in kızı Esma K. arasındaki olguyu “dargınlık” gibi hafif ve önemsiz bir “aile meselesi” olarak gösterdiler. “Her nasılsa” damat çıkan tartışmada bıçağa sarılmış ve Kadir Bey’in ölümüne neden olmuştu. Sonradan ortaya çıktı: Demirel’in kızı Esma K., 7 ay önce şiddet gördüğü için baba evine gitmiş, kocası için 3 ay uzaklaştırma kararı aldırmıştı. 8 Şubat’ta boşanma davası açmış, ancak aile büyüklerinin devreye girmesiyle “çocukları için” barışmaya ikna edilmişti. Barışmak hiçbir şeyi çözmemiş, damat Cemil K. eşine şiddet uygulamaya devam etmişti. Sonrası malum.

        Hadise “elim bir olay” parantezine sıkıştırılamayacak kadar ibretlik.

        Adını koyalım: Kadir Demirel, genel yayın yönetmenliğini yaptığı gazetenin reddetmeyi seçtiği bir suçun; görmekten kaçındığı bir toplumsal yaranın, “kadına şiddet” olgusunun kurbanıdır.

        Çıkaracağımız ders de şu olsun: Eyyy aile büyükleri. Kızlarınızı, dayakçı damatlarla barıştırmaya çalışmayın. Hemen ayırın, hemen. Çünkü 2016’da Umut Vakfı’nın raporuna göre 367, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre 328 kadın, Bianet’in çetelesine göre 261 kadın/kız çocuğu erkekler tarafından öldürüldü. Bianet’in verilerine göre 24 erkek de, şiddet gören kadınların yanında oldukları için öldürüldüler.

        Yeni Akit Gazetesi’nin genel yayın yönetmeni Kadir Demirel’e Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun. Demirel’in vefatı ve vefatını hazırlayan koşullar, başlıbaşına “nasihat”. İş ki, duymasını bilin.

        Diğer Yazılar