Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İSMET İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan’ı kaba saba siyasi polemiklerin içinde görmeyiz. Nezaketi, sakinliği ve hanımefendiliğiyle bilinir. Ancak Dersim tartışmaları hakkındaki düşünceleri sorulduğunda ne yazık ki oldukça kötü bir cevap vermiş, “Dedesinin torunu” dedirtmiş. “Bu sorunun çözülme yöntemi bugünkü insan haklarına uymuyor ama o dönemde başka çare yokmuş zaten. Bence sonuca bakmak lazım. Sonuçta bugün Tunceli bölgesi en görgülü, en eğitimli, demokrasiye inanan insanlardan oluşuyor. Mesela sürgünlerden söz ediliyor. O sürgünlerde çok iyi yetişmiş genç kızlar da var. Belki o bölgede, ortaçağ şartlarında kalsalardı o aileleri kuramayacaklardı.” Bu sözler, kalpsiz olmasının ötesinde, bir yanıyla determinist, bir yanıyla da pek “hikmetçi” sözler. Mesele “dedemiz” yani bir noktada “kendimiz” olunca böyle oluyor demek ki. Bilgehan’ın bir “Ama bakın, bu olaylardan nice nice hikmetler sâdır oldu, Mevlam neylerse güzel eyler” demediği kalmış. Gülsün Bilgehan pek tabii, açıklamasının bir noktasında şu meşhur, “Tarihi tarihçilere bırakalım” lafzını zikretmeyi de ihmal etmemiş. O zaman biz de kendisine seslenelim: Lütfen determinizmi felsefecilere bırakalım. Niyetimiz trajediden hikmet çıkarmak ise o iş de mutasavvıfların, kelamcıların olsun mümkünse.

        DERSİM’LE ‘POLLYANNA’CILIK OYNAMAK

        Kaldı ki, bu “sonuca bakmak lazım” mantığının da sonu yok. Sonuca bakmak lazım, mantık bu ise, o zaman şunlar için de aynı şey söylenebilir mi, merak ediyorum. “Düvel-i Muazzama çok şahane bir şeydi, geldiler Osmanlı’yı yıktılar, bu sayede yerine ‘cumhuriyet’ gibi güzel bir sistem kuruldu. Sonuca bakmak lazım(!)” “Hitler aslında Yahudilere iyilik etti. Soykırım uyguladı, ama bakın bu soykırım sayesinde İsrail devletinin yıldızı parladı. Yahudilerin başını sokacak bir ülkesi oldu. Sonuca bakmak lazım(!)” “Askeri darbeler çok yerinde oldu. Eğer asker darbelerle derbeder olmasaydı belki sivil siyaset, parlamento gibi kavramlar bu kadar önem kazanmazdı. Sonuca bakmak lazım(!)” “28 Şubat çok iyi bir şeydi, sayesinde AK Parti ortaya çıktı. Sonuca bakmak lazım(!)” “PKK da çok faydalı bir şey. Terörizmin ihtiyaç duyduğu militan sayısı sayesinde, her yıl yüzlerce genç kızımız dağa çıkarılıp eğitiliyor(!) ‘Ama o silah eğitimi’ filan dememek gerekir, sonuçta eğitim eğitimdir. Sonuca bakmak lazım(!)” “Töre cinayetleri iyi oluyor, böylece kadına yönelik baskı ve şiddet görünür ve müdahale edilebilir hale geliyor, sonuca bakmak lazım(!)” Bu mantık yürütme sonucunda, bir gün Gülsün Bilgehan’dan şunu da duymamız mümkün: “Başörtüsü yasakları sayesinde bir sürü genç kızımız yurtdışına gitmek, orada okumak zorunda kaldı. Ama görgüleri ve bilgileri arttı, yabancı dil öğrendiler. İyi oldu yani. Sonuca bakmak lazım(!)” Latifesi, ironisi bir yana, ama bu skandal “sonuca bakmak lazım” mantığı, ülkelere, toplumlara, şehirlere acı çektirmiş birçok işin içinden tatlı ve şirin bir iki veri bulup çıkmayla sonuçlanır. Unutmayalım ki “Pollyanna”cılık, insanın ancak kendi acıları için yapabileceği bir seçimdir. Başkasının acılarıyla “Pollyanna”cılık oynanmaz.

        Diğer Yazılar