Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son bir haftada yaşananlara bakıyorum. Tek adamcı zihniyetin, iktidar ve güç hırsının kalbimizde, belleğimizde, bedenimizde açtığı yeni yaralara.

        Doyasıya yaşamaları gereken hayatları elinden alınan nice vatan evladını düşünüyorum.

        Kirli savaş senaryolarıyla katledilenleri, “bizden” ve “sizden” diye ayırmam ben. Ayıramam. Çünkü insanım.

        Bir vicdanım, tarihsel süreçlerin neden ve niçin’lerini irdeliyorum.

        Bir medya çalışanı olarak çok iyi biliyorum ki, halkı “ırkçı ve faşist” noktalara çekmek için özel seçilmiş haber dili atakta.

        Bu dil, halkların kardeşliği, barışa özlemi, sağduyuyu haykıran her ferdi ‘vatan hainliği’ ile suçlayacak bir algının içinde.

        Hain pusularla katledilen polis ve askerimizin de ülkenin yanlış politikaları sonucu dağa çıkmak zorunda kalan Kürt halkının katledilişi de canımı yakıyor.

        Ölümler, kıyaslanabilir mi?

        Yitip giden hangi ömrü, geri getirebiliyoruz?

        Ölülere değer biçmek, hangi vicdana sığar?

        Anneleri, böylesi ağır yüklerin altına koymakla huzur bulabilir mi ülke?

        Nitekim bulmuyor da.

        Türkiye’nin darbe yıllarını, 90’lı yıllarda işlenen faili meçhulleri, Uludere’yi, Suruç’u, Gezi’de yitirdiklerimizi, Soma’yı ve nice acıyı; katledilen asker ya da polisimizin acısından ayrı düşünmek mümkün mü?

        Hepsi bu ülkenin evladı.

        LÜTFEN DİKKAT

        Görüşlerime katılmayabilirsiniz. Aranızda, öfkelenenler de olabilir. Hepimiz aynı düşünürsek, gökkuşağı böylesi muhteşem olabilir miydi?

        Aynı evi paylaşan aile fertleri arasında bile farklı anlayışlar, değerler, görüşler var. Sizden ricam, toplumsal barış için sağduyu çağrılarını dikkate almanız.

        Bu her bir ferdin, görevidir aynı zamanda.

        Kardeşliğimiz üzerinden bunca sınanmamızın, oyunlara gelmemiz halinde kimlerin çıkarlara puan kazandıracağını görebiliriz.

        7 Haziran’da sandıktan çıkan iradeye rağmen neden ille de ‘erken seçim’ istendiğini de görebiliriz.

        Bu ülkenin sivil halkı, AKP’lisi, MHP’lisi, HDP’lisi, CHP’lisi ve tüm değerleriyle güzel bir yüreğe sahip. Vatandaşlarımızdan hiçbiri, diğerinin “tırnağı taşa değsin, canı yansın” diye dua etmez, edemez. Kaybedilen canlar için, şükür duasına çıkamaz.

        Çünkü insan olduklarını vicdanları, hep hatırlatır onlara.

        O sesi hiç kısmayalım.

        Kirlenmememiz buna bağlıdır.

        Diğer Yazılar