Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bir insan ölünce her şey yarım kalıyor. İkiye ayrılıyor zaman. Okuduğu kitabın kıvrılan sayfasında donup kalıyor mesela ömür. Ütülenmek için ayrılan gömleklerinde, yatırılmayı bekleyen faturalarda, atmak için biriktirdiği çöplerinde... ”Yarın öğlen ısıtıp yerim” düşüncesiyle buzdolabında beklettiği bir tencere yemekte.

        Peki sadece giden mi yarım kalıyor? Ya kalan... Toplumsal hafızamız öyle çok acıya tanık ki, geride kalanlar nefes alamıyor.

        Memleketin hangi taşını toprağını kaldırmaya kalksak altından yara, gözyaşı, ağıt yükseliyor.

        ACI İÇİNDEYİZ

        Ölü çocukların çığlıkları şimdilik hayatta kalmayı başarmış çocukların kahkahalarını bastırıyor. Ağıtlar milli ezgimiz... Her yerden dumanlar çıkıyor. Acıdan dağlanıyoruz.

        Kucaklaşmayı değil kutuplaşmayı arttıracak adımlar korkutucu bir yolu işaret ediyor, diyen aydınların sesine ses vermiyoruz. Bombaların masum insanların en mutlu günlerine, düğünlerine, kadar sızdığı günlerde güzel şeylerden bahsetmek çok zor.

        Devletin vatandaşını tam anlamıyla koruyamadığı süreçte vatandaşın kendini koruma çabası ruh sağlığını bozucu bir noktaya varmış durumda.

        Geçtiğimiz günlerde İzmir’de bir hastaneye hiçbir güvenlik kontrolüne takılmadan gittim. Ne hastane bahçesinde ne hastaneye girişte kimse üstümü aramadı. Sakin, huzur dolu, güvenli bir ülkede elbette bundan daha normal bir şey olamaz ama burası Türkiye!..

        Gaziantep’teki düğünde yaşanan o kahrolası olay sonrası hastaneleri ve yakında açılacak olan okullardaki güvenlik mevzusunu düşünüp duruyorum. Bozuk plak gibi takıldım anlayacağınız.

        BOZUK PLAK MİSALI

        Bugün herhangi bir hastanede, okul bahçesinde benzer bir durumun başımıza gelmeyeceğinin garantisini kimse veremez.

        Hele darbe yapmaya kalkışan hainlerin olduğu o kanlı gecede yaşanan istihbarat zafiyeti ortadayken... Bu konu devlet yetkililerinin hassasiyetle eğilmesi gereken ciddi bir durum.

        Emniyet güçleri eminim ki benden daha iyi bir öngörüye sahiptir. Profesyonellik bunu gerektirir.

        Her yeni güne onlarca büyük acıyla uyanmaktan yorulduk, tükendik. Silahların susup barışın konuştuğu günlere tanık olalım. Gidenlerin yasına, yenilerini eklemeyelim. Toprak, gölgesinde çocukların oynadığı bol ağaçlı günlere kavuşsun. Yaralarımızı iyileştirsin. Zira topluca çürüyoruz.

        Diğer Yazılar