Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Hükümet biçimlerinin sayılmasına gerek yoktur. Egemenlik sınırsız ve koşulsuz ulusundur; kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır ama bu ad kimilerine hoş gelmezmiş, varsın gelmesin!” der Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk’ta. Çok değerli bir eserdir, yolumuzu aydınlatan.

        10 Kasım 1938 tarihiyle ilgili hissettiklerim onu seven, ona minnettar milyonlardan farklı değil elbet. Ardında hiç bitmeyen bir sevgiyle kök salanlar var.

        Bugün sizlerle sadece Nutuk’tan birkaç söz paylaşmak istiyorum. Hatırlamak hepimize iyi gelecektir. Çünkü Cumhuriyet yönetimi bu ülkenin varlığının teminatıdır. Nutuk’taki her değerlendirme, öğüt bir vatanın küllerinden yeniden doğuşunu anlatır.

        NUTUK’UN DEĞERİ

        1-”Efendiler, sırası gelmişken, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!”

        2- “Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleştirilebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklalden yoksun bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez.”

        3- “Tam bağımsızlık demek, elbette siyaset, maliye, ekonomi, adalet, askerlik, kültür gibi her alanda tam bağımsızlık ve özgürlük demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulus ve yurdun gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir.”

        4- “Söz konusu görev, artık resmi makam ve üniformaya sığınarak el altından yürütülemez. Açıkça ortaya çıkıp ulusun hakları adına yüksek sesle bağırmak ve bütün ulusun bu sese katılmasını sağlamak gerekir.”

        5- Saygı değer efendiler, günlerce zamanınızı alan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonunda tarih olmuş bir dönemin öyküsüdür. Bunda ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebildiysem, kendimi mutlu sayacağım.

        Burada söylediklerimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayalı ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüz yıllardan beri yaşanan ulusal yıkımların yarattığı bilincin ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu Türk gençliğine emanet ediyorum.

        Diğer Yazılar