İyi sevmek
Birden 18’e kadar bir sayı tutmanızı rica etsem? 3 mü? 8 mi? 14 mü? 17 mi? Yaşanan bunca trajediyi, aklımızı yitirmemize sebep bunca ahlaksızlığı, vicdansızlığı sadece rakamlarla anlatamayız elbet. Bugün parantez içinde belirttiğimiz o yaşlar, yaralanmış, örselenmiş ömürlere ait.
Enkaz altında kalmış çocuklar onlar. Yaşananların ağırlığı altında yok olup giden ömrün ölü ya da diri olmasını ne belirler? Nefes almak mı?
Edebiyat dünyasının çok özel isimlerinden Sunay Akın,” Ne zaman bir çocuk ölse” diye başlar “Çocuk ve Hüzün” isimli şiirine...
“Ne zaman bir çocuk ölse gözü, evlerinde annesinin kavurduğu helvada kalır.”
Büyük usta Nazım Hikmet ise dünyayı bir günlüğüne dahi olsa çocuklara vermeyi önerir. Allı pullu balonlarla, yıldızların arasında türküler söyleyen çocukları anlatır.
“Çocuklar dünyayı alacak elimizden. Ölümsüz ağaçlar dikecekler.”
Ah çocuklar, ne çok acı veriyoruz sizlere. Nasıl katlediyoruz? Sizler, ellerimizin arasından bunca kayıp giderken buna seyirci kalanlara azapların en büyüğünü diliyorum.
ÖRNEK DAVRANIŞ
İşte böyle bir hikayedir İzmir’in Menderes ilçesinde de yaşanmış olan. 6 ilkokul öğrencisini taciz ettiği iddiasıyla tutuklu yargılanan okul müdürünü artık hepimiz biliyoruz. Saadet Özcan öğretmenin azmi ve kararlılığıyla çığ gibi büyüyen olayı tekrar anlatmayacağım. İyi sevenlerle kötü sevenlerin savaşıdır bu.
Kadın mücadelesinin içinde varlık gösteren birbirinden kıymetli kadınlar, hukukçular ve gerçekten bir akla, vicdana, ahlak anlayışına sahip herkesin sahiplendiği süreçtir. İşte o kahreden olayla hayatlarımıza giren, bize umudun varlığını her daim işaret eden Saadet öğretmenden güzel bir haber var. Geçirdiği trafik kazası sonrası bir süre öğrencilerinden uzağa düşen öğretmenimiz artık Bayraklı Belediyesi’nde nice çocuğun hayatını değiştirecek güzel çalışmalara imza atacak.
Bayraklı Belediye Başkanı olmadan çok önce tanıdığım; sosyal ve toplumsal meselelere karşı gösterdiği net duruşuyla beğendiğim sevgili Hasan Karabağ’a teşekkür ediyorum.
Kadınlar, çocuklar ve eşcinseller yani kısaca tüm ötekileştirilenlerin önce hayatta kalma sonrasında insan gibi yaşama mücadelesi inanın hiç kolay değil. Üstelik bu savaş her geçen gün sertleşiyor. Tüm bunlar içinde iyi niyetleriyle, doğru ve güzel sevmeleriyle, saygı duymalarıyla, eşit ve adillikten yana tavır koymalarıyla, kadının özgürlüğünü savunmalarıyla, her yerde omuz omuza mücadele diyenlerle yol yürümek anlamlı. Şerefli ve onurlu tüm erkeklere, kadınlara, eşcinsellere teşekkürüm de bundandır.
