Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İzmir’de yapacak hiçbir şey yok diyenler var mı aranızda? Mutlaka vardır. Bu, kişinin beklentileriyle alakalı bir durum. Küçük şeylerden mutlu olan biriyseniz İzmir’de yaşamak mutsuz etmez insanı. İki hafta önce Ödemiş- Birgi-Gölcük’ü gezdim yeniden. Ödemiş pazarındaki el işi ürünler, bahçeden tezgaha taze sebzeler ve meyveler...

        Ege insanının o kendine özgü edası, işvesi, tarzı... Bu ülkenin her bir karesi, her insanı çok özel, değerli ve en güzel şekilde yaşamayı hak ediyor. Geçtiğimiz hafta sonu ise Çeşme Alaçatı’da bu yıl 5’ncisi düzenlenen Ot Festivali’ndeydik. Çoğul eki kullandım çünkü İzmir’in tüm kadınları o gün festivaldeydi, diyebilirim.

        Kafamı nereye çevirsem “Ah sen de mi buradasın?” deyip sarıldığım; o kalabalığın içinde iki lafın belini kırmaya çabaladığım çok kişiye rastladım.

        ÇEŞME’NİN BEREKETİ

        Çeşme sokakları karnaval havasındaydı. Farklı ezgilerin buluştuğu müzikler, farklı damak tatlarına hitap eden yemekler...

        Çeşme Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç başta olmak üzere bu güzel festivalde emeği geçen herkesi kutlamak gerekiyor. Doğal dengenin, insan eliyle yok edildiği bir dönemde topraktan gelip toprağa gideceğimizi; ancak toprakla bereketlenip çoğalabileceğimizi; çözümün toplumsal bilinçten geçtiğini vurgulama noktasında festivalin önemi büyüktü. Festivalden satır aralarına yansıyan mesajları doğru okumak, doğru görmek sadece kendimiz için değil hepimiz için bir ödev, büyük bir sorumluluk. Düşünün ki, Çeşme’nin o güzel, bereketli topraklarında yetişip sofralarımıza gelen yüzlerce ot çeşidi var.

        Ülke genelindeki ürünlerle ortaya nasıl güzel bir tablo çıkıyor değil mi? Yeter ki kıymek bilelim, nankör olmayalım. Doymak, kelimesi olsun lügatımızda.

        İşte tüm bu sebeplerden dolayı Çeşme Belediye Başkanı Dalgıç’ın, “Alaçatı Ot Festivali” sıradan bir festivalin çok daha ötesinde benim için. Önümüzdeki yıl çok daha güzel bir festival olacaktır.

        Küçük bir not: Sayın Başkan, festivale gelenler stantlardaki ürünlerin fiyatlarının önümüzdeki yıl her bütçeye hitap edecek şekilde düzenlenmesini talep eder. Elçiye zeval olmaz.

        OTEL BALAMBAKA

        Balambaka, bal damlayan bağlar anlamına geliyor. İbrahim Evrim Ayral’ın, Alaçatı’daki cumbalı odaları ve el yapımı beyaz mobilyalarıyla göz dolduran otelinin ismi...Kahvaltılar, düğün ve nişan davetleri için de uygun bir mekan... İbrahim’i, imza attığı başarılı haberlerden tanıyanlarınız vardır. İnanıyorum ki, bu sektörde de en az gazetecilik mesleğinde olduğu gibi kendi tarzını yaratacaktır. Hiç kimsenin emeği, alın teri boşa gitmesin. Hayırlı olan hep olsun hayatımızda.

        Diğer Yazılar