Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu yılın 20 Temmuz’unda başlayan 50 günlük adli tatil bitti. Mahkemeler normal mesailerine yarından itibaren başlamış olacak. Bu adli tatil, sanki çok önemli bir fonksiyonmuş gibi sık sık değiştirilir. Örneğin eskiden 1 Ağustos’ta başlar 5 Eylül’de biterdi. Sonra yine eskiye dönüldü, başlangıcı 20 Temmuz’a çekildi. Daha da eskiden 20 Temmuz’da başlar, 5 Eylül’de biterdi. Son 10 yılda sürekli değiştiriyorlar... Peki... Adli tatilde mahkemeler kapanıyor mu?

        Ne gezer. Her mahkeme yine açık. Kalemler, nöbetçi memurları ile çalışmaya devam ediyorlar. Adli tatilde de yapılabilecek olan işleri yapıyorlar. Nöbetçi mahkemeler adli tatil yokmuş gibi hem kendi işlerine hem de kardeş mahkemelerin pek çok işlerine bakıyorlar.

        Ancak genelde şöyle bir teamül vardır. Bitmesi ve sonuçlandırılması gereken işler vardır. Dosya nöbetçi hakime gelir. Karar safhasında ise, kendisine ait olmayan dosyalar hakkında genellikle nihai karar vermezler. Usulen “dosyayı tetkike aldım“ der ve tatil sonrasına ertelerler.

        Adli tatile tabi davalarla ilgili duruşma yapılmaz. Bir de adli tatil içinde birçok süre işlemez. Örneğin 15 günlük temyiz süreleri kendiliğinden durur. Kanun diyor ki: ”Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, bu kanunun tayin ettiği sürelerin bitmesi, tatil zamanına rastlarsa bu süreler ayrı bir karar gerek olmaksızın, adli tatilin bitiminden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır.”

        HAK KAYBI YAŞAMAYIN

        Bu konuda iş sahiplerinin ve meslektaşlarımızın çok dikkatli olması gerekmektedir. Bu kural, son günü 21 Temmuz’da süresi biten bir iş için ne ise 28 Ağustos’ta süresi biten için aynıdır.

        Hem eski Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hem de yeni Hukuk Mahkemeleri Kanunu’na göre, yedi günlük uzatma, adli tatil içinde biten süreler içindir. Buna karşılık bu sürenin (mesela adli tatil içinde işlemeye başlamış olan 15 günlük Temyiz süresinin) sonu 1 ila 7 Eylül arasındaki bir tarihe rastlarsa o zaman sürenin 7 gün daha uzatılmış sayılması mümkün değildir. Örneğin Yargıtay’ımız eski bir kararında “ on beş günlük temyiz süresinin son günü adli ara vermeyi kovalayan 06.09.1964 gününe rastlamış ve bu nedenle temyiz edenin Usulün 177.maddesi hükmünce, bir haftalık ek süreden faydalanmaya hakkı bulunmamıştır. Temyiz süresi 6 Eylül günü pazar gününe denk geldiğinden 7 Eylül akşamı bitmiştir. Daha sonra 12.09.1964’de verilen temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddedilmesinde kanuna aykırılık yoktur” diyerek bu konuyu aydınlatmıştır.

        Bu düzenlemeden daha önemlisi ise birçok davada adli tatil süreleri kesmez. Örneğin İş Mahkemeleri’nde, tüketici mahkemelerinde, icra dairelerinde süreler işlemeye devam eder. Adli tatile güvenir ve kanuni süreyi kaçırırsanız, hak kaybına uğrayabilirsiniz.

        YANLIŞ KANAAT

        Halkımızda adli tatilde dava açılamaz diye yanlış bir kanaat vardır. Aklınıza gelen her türlü dava, adli tatil süresi içinde açılabilir. Buna mani bir hal bahis konusu değildir. Örneğin bir boşanma davası, bir alacak davası, bir tazminat davası ve aklınıza gelen bütün davalar açılabilir.

        Adli tatil içinde açılan davalar ait oldukları mahkemelere dağıtılır, o mahkemedeki nöbetçi memurlar tarafından esasa kaydedilir. İhtiyati tedbir talebi gibi acil bir durum söz konusu ise memur tarafından dosya nöbetçi hakime çıkarılır.

        Böyle bir talep yoksa tatil dönüşü mahkeme hakiminin incelemesi için ayrılır.

        Gerçek bir hukuk düzeni içince başarılı sonuçlar getirmesi dileği ile yeni adli yıl hepimize hayırlı olsun.

        Diğer Yazılar