Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bizim gazetede 8 kasım ve 13 Kasım tarihlerinde “İnciraltı Çözülüyor” “Başbakan Yıldırım, bölgenin sağlık ve termal turizm alanı olarak kente kazandırılması talimatı verdiğini söyledi...”

        Başlıklarıyla bu müjdeli habere bendeniz de sevindim. Ancak, benim de İnciraltı ile ilgili geçmiş hatıralarım var. Bunları yazmak isterim.

        Öncelikle şunu ifade etmek isterim ki, ben İzmir’de doğdum. İlk orta ve lise eğitimini bu şehirde aldıktan sonra, İzmir’de ne bir yüksekokul, ne bir üniversite olmadığından okumak için İstanbul’a gittim. Hukuk Fakültesini İstanbul’da bitirdim.

        İnciraltı, bizler henüz orta ve lise öğrencisi iken bölgede denize girebileceğimiz yerlerden biriydi. Biriydi diyorum. Şimdi hepsi kalkmış olan ve fakat o tarihlerde Güzelyalı’da, Alsancak’ta, hemen vapur iskelesinin yanında Bayraklı ‘da ve Karşıyaka’da denize girilebilecek halk plajları vardı. Biz İnciraltı’nı tercih ederdik.

        Denizi çok temizdi. Yemek yiyebileceğimiz halk restoranları vardı. Ancak, Güzelyalı’ya kadar tramvayla gelir, sonra da yürüyerek İnciraltı’na gelirdik.

        Daha sonra İnciraltı kalın yasalarla örüldü.

        Öyle ki, caddenin bir tarafı her türlü inşai gelişmeye müsait iken karşı tarafa, ancak yüzde 5 inşaat hakkı tanındı. Bu adaletsizlik bugüne kadar devam etti.

        İnciraltı ile ikinci ilişkim, bir zamanlar spor adamlığıyla meşgul olmuştum. İnciraltı’nda eski yöneticiler kulübümüzün arazilerinde inşaat yapan müteahhitlerin yaptığı 20 daireye karşılık İnciraltı’nda yaklaşık 40 bin metrekare yer alarak stadyum yaptılar. Bu o tarihlerde aklın alacağı bir takas değildi. Fakat oldu. Çünkü satın alınan arazi hiçbir işe yaramadı. Maksat oyunculara bir antrenman sahası ve yatıp kalkacakları bir barınak yapmaktı.

        Daha sonra gelen idareciler bu konuda iyi niyet gösterdiler. Çok masraflar yaptılar. Ancak, yer bugüne kadar hiçbir fayda sağlamadı.

        Dilerim 40 yılı aşkın bir süren sonra bu arazi değerlendirilir ve parası ile İzmirspor yeniden liglere girer. İnciraltı’nın bende bıraktığı izlenimlerden biri de EXPO zamanı buraya gelen yabancı ekiplere paralarını alamayan bazı arazi sahiplerinin şikâyetleridir.

        Oysa EXPO’yu İzmir kazansaydı, yerler hem çok değerlenecek hem de paralarını bol bol alacaklardı. Olmadı..

        Geçmişte bunları yazmıştım. Dilerim bütün bunlar unutulmuş olsun. İnciraltı bölgesinin bendeki en büyük hayal kırıklığı, Çeşme yolu ile İnciraltı’nın kesiştiği bir köşe vardır. Bölgenin en güzel yerlerinden biridir.

        Her yıl kurban bayramı öncesi, burası bırakın yaşanacak yer olmayı, yoldan geçerken bile burnunu tıkamak zorunda kalan arsalardan biridir. Bu pislik içinde, millet sadece buradan kurban almakla kalmıyor.

        Hayvanlarını da buradaki pislik içinde çalışanlara kestiriyorlar. Burası, tamamen Balçova Belediyesi hudutları içinde veya muhtemelen İzmir Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğundadır.

        AVRUPA’DA EŞİ YOK

        İşin doğrusu şudur. Yüce Allah fakiri sevindirmek için önce eşeğini kaybettirir sonra buldururmuş. 40 yılı aşan zamandan beri umutla bekleyen İnciraltı sakinleri, inşallah istediğimiz gibi sonuç alırsınız.

        Ama fazla hayale kapılmayın. Eğer burası sadece sağlık ve termal turizm alanı olacaksa bunun sizlere çok faydası olmaz. İnciraltı benim arabamla adım adım gezdiğim Avrupa’da bile eşi olmayan bakir bir toprak. Turizmin hali belli. Yarın içinde umutlu değiliz.

        İnciraltı’nın en az yarısı eğitim alanları olarak ayrılırsa... İşte o zaman büyük istifadeniz olur.

        Eğitim hiçbir zaman yerinde saymaz. Ülkenin öncelikle İzmir’in hem devlet hem de özel okullara şiddetle ve acilen ihtiyacı var. Hükümetimizin politikası da eğitime bütçeden en yüksek pay ayırmak suretiyle teşvikçi...

        Eğitim için ayrılacak sahaların en az 5 bin metrekare olduğunu ve normal olarak 10 bin metrekare yere ihtiyaç bulunduğunu düşünürseniz sorun kendiliğinden çözülmüş olur.

        Dilerim, son karardan sonra, hem mal sahiplerinin hem İzmirlilerin yüzü güler. Hayırlı olsun.

        Diğer Yazılar