Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GEÇTİĞİMİZ hafta The House Hotel’de parfüm devi Maison Francis Kurkdjian’ın CEO’su Marc Chaya’nın davetlisi olarak bir geceye katıldım. Daha içeri girer girmez sıcak bir karşılamayla yanımıza gelen Chaya, CEO ağırlığından eser taşımazken, parfüm delisi bir arkadaş gibi konuşmaya başladı bizimle. Hoşumuza giden parfümler ve onların yaratıcıları üzerinden konuşmaya başladık. Yaratıcıları derken, konuya hâkim olmayanlar için bir parantez açmam gerekirse öle bayıla kullandığınız Dior ya da Chanel markalı parfümlerin yaratıcıları, aslında modaevleri ile alakası olmayan parfüm büyücüleri. Edmond Roudnitska, Beatrice Piquet, Guy Robert, Jacques Polge gibi dünya üzerinde isim yapmış parfümörler, ünlü markalar için hayran olduğumuz parfümleri yaratıyor. Bu isimler arasındaki Maison Francis Kurkdjian ise hem parfüm üretme becerisine sahip, hem de bundan marka yaratabilmiş tek kişi. Özgürlüğünü ilan edip moda devleri için çalışmayı reddeden kişiliği bile enteresan. Daha 24 yaşındayken Jean Paul Gaultier için ürettiği Le Male’in en çok satan parfümlerden biri olması üzerine parfüm dünyasında süperstar haline gelen Kurkdjian, şimdilerde kişisel parfüm isteyenlere 12 bin Euro civarındaki fiyatlara üretim yapıyor. Piyasadaki parfümler arasında yıkanınca bile çıkmayan yüksek alkollü çeşitler var. Markanın CEO’su Marc Chaya’yı turneye çıkarıp gittiği ülkelerde bir avuç gazeteciyle buluşturan neden ise yeni bebekleri Pluriel. Şu sıralar pek popüler olan odunsu parfümlerin geldiği son noktalardan biri. Tanıtımı yapılırken Versailles Sarayı’nın fıskiyelerinden bu parfüm geçirilmiş ve saraya gelenlerin mis gibi kokular arasında dolaşması sağlanmış. Marc Chaya’ya en çok hangi parfümü sevdiğine dair klasik ötesi bir soru sordum, “Parfüm kıyafet gibidir, bir tanesini seçmek imkânsız” diye cevap verdi. Parfüm devine göre nasıl spor yaparken, toplantıya giderken ya da gece bir davete katılırken ayrı kıyafetler giyiyorsak parfümlerimiz de ayrı ayrı olmalıymış. İnsanın bir parfüm evi olunca bunu söylemek kolay tabii.

        ERKEKSİ KOKULAR

        Parfümleri yazmak bile burnuma güzel kokular getirmişken piyasalardaki son duruma bir bakmak lazım diye düşündüm. Bu senenin parfüm kokularında odunsu notalar revaçta. Geçen sene çıkan hemen her parfümde likit altın olarak anılan “oud” kullanılmışken bu sene doğaya dönüş revaçta. Odunsu notaların yanında paçuli, zencefil, vetiver ve kakule kullanan Armani eau d’Aromes şu sıralar erkeklerin en çekici silahlarından. Reklamlarında Chris Pine’ı oynatarak çekiciliğini artıran Code Ice ise yine odunsu oryantal kokulardan. İçindeki kurutulmuş tütün ve gaiac odunu zıtlık yaratmış. Roberto Cavalli’nin Gold’u ise farklı olarak hindistancevizinden destek alınca ortaya başarılı bir parfüm çıkmış. Erkekler için ilk parfümünü üreten Jimmy Choo bana fazlasıyla ağır geldi. Ama meraklısı için bulunmaz fırsat olabilir.

        ‘Uçlar’ karşınızda

        ERDAL Özyağcılar’ın kızı Zeynep Özyağcıların kurucusu olduğu Tiyatro Martı’nın Uçlar isimli oyununu izledim. Sinir bozucu bir tecavüz sahnesiyle açılan oyun, sonradan gerilimli dakikalarını gülümsediğiniz anlarla değiştiriyor belki ama aynı zamanda finale kadar düşüncelere dalmanızı da sağlıyor. Fiziksel şiddete uğrayan bir kadının ruh haline şahit olup toplumda yer etmiş önyargılar konusundaki çaresizliği bir kez daha karşınızda buluyorsunuz. Oyunun repliğindeki “Mahkemeler yalnızca ölü bir kadına inanır” sözü ile birlikte irkilip oyunun sonuna kadar olan biteni düşündüm aslında. Zeynep Özyağcılar’ın gerilimini olduğu gibi izleyicilere yansıttığı oyunun lokomotifi Aydın Şentürk. Tecavüz sahnelerindeki rahat tavırları bir süre sonra sinirden gülmenize sebep oluyor. Tiyatro sahnesinde ilk kez izlediğim Bahar Çebi de tatlı kız rolü ile sahnedeki gerilimi azaltmayı iyi kotardı doğrusu. Hem eğlenip hem de ülkemizin en büyük dertlerinden biri olan kadına karşı şiddet konusunu yakından hissetmek için iyi bir seçim olan oyun 19 Kasım’da Profilo Küçük Salon’da, 28 Kasım’da da KKM Gönül Ülkü & Gazanfer Özcan sahnesinde oynanıyor.

        Diğer Yazılar