Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YALAN Dünya’nın bittiğini öğrendiğim gün hâlâ bu ülkede olan bitene şaşırabildiğim için kendime şaşırdım! Biliyorum ki mantık çerçevesi içinde yapılan hareketlerin sayısı giderek artıyor. Yalan Dünya kaybı da bunlardan bir tanesi. Hani öyle bir üzülme ki, biri arayıp “Hadi Yalan Dünya için Meclis’e yürüyoruz” dese en rahat ayakkabılarımı giyip koşacağım, nasıl olsa alıştık! Ana konu neymiş; reytingler eskisi gibi değilmiş. E sen diziyi asıl günü cumadan alıp çarşamba gününe koyarsan, yetmiyormuş gibi başlama saati için 23.00 civarını seçersen reytingin aynı olmasını nasıl bekleyebilirsin ki? Hadi bunlar Kanal D’nin sorunu, televizyon dünyası çok da aklımın çalışmadığı bir ortam. Ben izleyicinin diziyle kurduğu ilişkinin hiçe sayılıp final izni bile verilmemesine taktım. İlk bölümünden beri atlamadan izlediğim tek dizi olan Yalan Dünya’nın “pat” diye bitirilmesiyle kendimi kandırılmış gibi hissediyorum.

        Deniz’le Rıza’nın düğününe katılamayacağım, Vasfiye Teyze’nin Timur Bey’e sırnaşmasının sonucunu göremeyeceğim, Nurhayat ve Emir’in sallantılı ilişkisinin nereye varacağını bilemeyeceğim. En basitinden gittikçe ağırlaşan dünyadan biraz uzaklaşıp katıla katıla gülemeyecek miyim yani. Diziye bağımlılığımız, alışkanlığımız ne olacak? Giselle balesinden, Artist sessiz filminden bahsettiği sahnelerle diğer dizilerin aksine çıtayı sürekli yukarı taşıması suç muydu yani. Mali konuları bilemem ama iki-üç bölümlük veda hazırlığı yaptırılmaması konusunu seyirciye karşı yapılmış haksızlık olarak görüyorum. Başta Gülse Birsel ve ekrana gelmesini dört gözle beklediğim Vasfiye Teyzem Gonca Vuslateri’ye en kısa zamanda bir yerde buluşmak dileğiyle diyorum. Güzel işler unutulmaz!

        Ne delisin Deliha

        GUPSE Özay’ı Yalan Dünya’da sevip bayılanlardan biri olarak sinema filmi ‘Deliha’ya koşarak gittim. Hem Türk filmi tadında olup da hem de yeni espri anlayışına göre yazılmış olması hoşuma gitti. Hayatının aşkını arayan saf Deliha beyazperdeye o kadar naif yansıtılmış ki Gupse’nin senaryosu kadar duyguları bize geçiren yönetmen Hakan Algül’ün de büyük etkisi var. Küfür etmeyi komedi sanan erkek egemen filmlerden sonra Deliha bana çok iyi geldi.

        Komşudan enfes tatlar

        HAFTA sonu White Mill’deki kalabalık Yunan şef George Koumpouris’in ellerinden Yunan sofrasını tatmak için toplanmıştı. Haber güzel yayılmış olacak ki mekânda tek kişilik boş yer yoktu. Ben de yaz boyu yaşadığım Çeşme’den Sakız Adası’na sürekli gidip gelip Yunan yemeğine doymuştum aslında ama Şef Koumpouris’in yemeklerinin lezzeti karşısında tek bir söz edemedim. Acılı domates reçeliyle servis edilen peynirli böreği ve patates püresi üzerinde gelen “Yunan stili” deniz levreği çok etkileyiciydi. Rıdvan Beşer’den duyduklarıma göre Koumpouris’in bazı lezzetleri ana mönüye de katılacakmış. Hiçbir şey için geç kalınmadı yani. Bu arada, benim gittiğim cuma gecesi biz bahçede yemek yerken içerideki bar bölümünde parti çoktan başlamıştı. White Mill’in sürekli taze kalabilmesinin sırrını merak ettim.

        Kadın ödülleri

        38 yıllık Elele dergisi 128 yıldır kadınlara hizmet veren Avon ile birleşerek ocak ayında dağıtılacak “Yılın Kadınları” ödülleri için çalışıyor. 9 farklı kategoride 45 kadının oylanacağı yarışmanın gecesini şimdiden merak etmeye başladım, çünkü adaylar çok kuvvetli. Bu arada, sadece en iyi oyuncu, en iyi şarkıcı dallarındaki kadınlar değil, haberci, girişimci, bilimle uğraşanlar da olmak üzere Elele geniş bir spektrumda kadınları değerlendirmeye almış. Kadının parmağı olduğu bütün dalları gözden geçirmek Elele-Avon işbirliğiyle olunca daha bir keyifli hale gelmiş. Ayrıntılar Elele Dergisi’nin internet sitesinde.

        Diğer Yazılar