Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KADINLAR ve erkeklerin başka gezegenlerden gelmiş 2 canlı olacak kadar birbirlerine uzak oldukları söylenir ya; bu uçurum kapanmamak üzere büyüyor sanırım. Kadına şiddet olaylarının son dönemde ses bulması üzerine kadınlarımız daha güçlü. Bu sorun kapanana kadar da güçleri kesilmesin, her zaman yanlarındayız. Fakat bazı kadınların aramızdaki bu gerginliği kabalık yapmak için fırsatmış gibi algılaması garip geliyor bana. Alışveriş merkezinde yanlışlıkla çarptığım bir kadından özür dilemek için kafamı ona yöneltiyorum ve öyle bir bakışla karşılaşıyorum ki çarptığıma değil, özür dilediğime pişman oluyorum. Sanırsın parmaklarıyla haç işareti yapıp vampirleri uzaklaştırmaya çalışan genç kız rolündeler. Hadi kamuya açık yerlerde laf yeme, bu tip yaklaşma olayları fazla oluyor diyelim, şık davetlerde de aynısı söz konusu. Tanımadığınız bir kadına kapı açacak ya da yol verecek oluyorsunuz; hemen kafa çevirmeler, görmemiş gibi yapmalar.

        Bu işin bir iletişimi yok mu sevgili hanımlar? En son dün gece arkadaşımın evine girerken, apartmana benden sonra gelen bir kadına giriş kapısı kapanmasın diye tutacak oldum, kadın suratıma bile bakmadı. İnadına arkasından “İyi geceler” diye seslendim, tık yok! Gençlerin karşı cinsler iletişimini nezaket kuralları dahilinde bile olsa engelleyen bir mekanizma var sanırım. Verilen selam bile alınmıyorsa, olaya “Dünya bir toz bulutuydu” dan başlamamız gerekiyor demektir.

        Beklenen şarkı

        İREM Derici’den sonra bir şarkı yarışmasında duyup da albümü çıksın diye beklediğim ikinci isimdir İlyas Yalçıntaş. Fakat çocuğun şansı mıdır şanssızlığı mıdır, ilk prodüksiyonu ENBE Orkestrası eşliğinde oldu. Evet beklenen şarkı ‘İncir’, ENBE Orkestrası albümünün içinde mevcut ama geri kalanlar? Aytekin Kurt’un yenilemeye çalıştığı ama mucize yaratamadığı ‘Samanyolu’, Ajda Pekkan’ın hiçbir şekilde kimyasının tutmadığı ‘Tanrı İstemezse’ ve içine giremediğim bir sürü şarkı daha. ‘Sana Doğru’ iyi ki Işın Karaca tarafından söylenmiş de renk gelmiş albüme. Geçen sene bayıla bayıla dinlediğimiz Funda Arar ve ‘Hafıza’ da albümün artılarından. Ruh olarak yaş ortalamasının bu kadar büyük olduğu bir albümde İlyas Yalçıntaş kayboluyor açıkçası. Ama kendisinin ENBE’ye taze kan olarak düşünülmesi, önem verilmesi işin sevindirici kısmı tabii.

        IFW’de son günler

        ■ CUMA akşamı son saatlere kalan Damat/ Tween, önceki defilelerin sarkması nedeniyle iyice geç başladı. Defileye girmek için alana geldiğimizde markanın sahibi Süleyman Orakçıoğlu bile içeri girmemiş, sırada bekliyordu. Sponsorların bile “Beni nasıl içeri almazsınız?” travması yaşadığı moda haftasında, Süleyman Bey -anlayana- insanlık vermiş oldu.

        ■ SERDAR Uzuntaş, bu sene modellerle değil de renklerle oynamıştı sanki. İtalyan erkeği şıklığındaki dar kesim takımları ve kullandığı yeşil, bordo, ekru tonları başarılıydı. Defileye katılan Deniz Akel’in ‘Fraiser’ın Türk versiyonunu çektiğini, oyuncularına 7 Türk modacısının kıyafetlerini giydireceğini öğrendim.

        ■ 1001 Direk Sarnıcı’nı defile mekânı olarak seçen Les Benjamin biraz geniş bir oturma alanı yaptığı için defile sanki bir tık uzun oldu. Allah’tan DJ XXL’nin seçtiği müzikler çok iyiydi. Defile sonrası herkesin dağıttığı bir parti yapıldı. Son dönem dinlemeye bayıldığım Kamufle sahneye çıktı ama direkler arasındaki prodüksiyondan bir şey göremedik. IFW’deki tüm parti alanlarında sigara içilmezken, 1001 Direk Sarnıcı gibi tarihi bir mekânda fosur fosur sigara içilmesine izin verilmesi konusunda yetkililere benden koca bir PES!

        ■ SÜREKLİ defile mekânları değişse de, katılımcı sayısı artsa da; IMG sorun çıkmaması için elinden geleni yaptı. Defile mekânları arasında özel arabalarla ulaşım sağlandı. Genelde herkes mutluydu. İyi bir tatili hak ediyorlar.

        Diğer Yazılar