Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        HAFTA sonu arkadaş grubumla Berlin’deydim. Benim bir türlü kontak kuramadığım şehir, her zamanki kış etkisiyle bizi karşıladı. Belki Almanca bilmediğimden, belki Almanya’daki Türkler bize hep farklı yansıtıldığından enerjim tutmuyor. Fakat cumartesi günü Avrupa’da gelenekselleşen rakı festivalinde denk geldiğim Almanlar da Almancı Türkler de çok başkaydı. ‘Sprit of Istanbul’ isimli festivale gelen binlerce Berlinli, bizim rakıyı yudumlayıp eğlendi. Türkiye kültürüne dair pek çok aktivitenin gerçekleştiği festivalde; Türk kahvesi köşesi ile İstanbul’a özel lezzetlerin sunulduğu pazar alanı Berlinlilerden büyük ilgi görünce hafif bir göz yaşarması olmadı değil. Gecede ilk olarak sahneye Almanya’nın ödüllü rock gruplarından Jupiter Jones çıkınca pek olaya giremedik. Sonra Balkan ezgileri ağırlıklı müziyle DJ Robert Soko çıktı. Ama açıkçası festival alanını dolduran 7 bin kişinin birleştiği an Baba Zula’nın sahne aldığı saatlere yansıdı. Etnik ritimlerde dans etmeyi deneyen Avrupalılar ve işin erbabı Türkler bir salonda birleşince ortaya çıkan sinerji görülmeye değerdi. “Baba Zula Türkiye’den daha çok Avrupa’da ünlü” cümlesinin ne demek olduğunu gözlerimle görmüş oldum. Bu arada biz de dünyadaki Michelin yıldızlı tek şefimiz olan Ali Güngörmüş’ün elinden çıkma lezzetler eşliğinde yemeğimizi yedik. Festivalde kurulan 600 kişilik masa üzerinde Berlinlilere rakı ve meze uyumunun anlatılması, bunun İstanbul’un ruhu adı altında yapılması, yabancı bir ülkede yüzümüzü güldüren özel bir ayrıntı oldu.

        Yeni nesil tiyatro

        YENİ nesil tiyatronun şu ana kadar en eğlenceli örneklerinden birini salı gecesi BKM Mutfak’ta izledim. Ünlü olmak için reklam-dizi oyunculuğu peşinde koşan gençlerin düştüğü komik oyunların anlatıldığı ‘No Name’ isimli oyunda çok eğlendim. Herhangi bir oyuncuyla konuştuğunuzda hiç şaşmadan sıralayacağı klişeler alınıp oyunda kullanılmış sanki. Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde başlayan oyunculuk kariyerini Eric Morris metoduyla süslemeyen oyuncu yok gibi. Hal böyle olunca konuyla geçilen dalga da bir o kadar büyük oluyor. Aynı kafa insanların “Oyuncuyum ben, deliyim, hiç çekinmem her şeyi yaparım” kafasında ne kadar sakil göründüklerini de yüzlerine vuran bir oyun. Oyuncular gidip bu oyunu izlese, çok eğlenmiş gibi yapar ama eve döndüklerinde sabaha kadar ağlarlar herhalde. Aksel Bonfil’in yazıp yönettiği; Begüm Ertuğrul, İlkyaz Kocatepe ve Derya Beşerler’in oynadığı ‘No Name’in ana konusunu oluşturan Murat Dalkılıç’ın oyuna kattığı değer de çok yerinde.

        Karşıya Fosil geldi

        BENIM gibi bir türlü Avrupa yakasından çıkamayanlar için ‘karşı’ terimi Anadolu yakası için kullanılıyor. Hoş bu aralar yeni açılan mekânlar sayesinde Avrupa yakasını aratmaz oldu karşı taraf. Daha önce Karaköy’ün asi çocuğu olarak geçen Fosil, Bağdat Caddesi’ne taşındı mesela. Daha geniş bir mutfak ve daha uzun bir eğlence sloganıyla yola çıkan yeni Fosil, kısa sürede karşının gözdesi olmuş. Kokteyl konusuna değer veren sayılı mekânlardan oldukları için gittiğinizde kendinize göre bir tanesini seçip denemenizi tavsiye ederim. Ayrıca Fosil’in sahibi Özgür İpekçi, dünya ünlülerini ülkemize getiren Unilife’ın da ortağı olduğu için, müşteriler mekân içi harcamalarında 16 Haziran Kylie Minogue ve 19 Ağustos Enrique Iglesias davetiyesi de kazanabiliyormuş.

        Diğer Yazılar