Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        NORMALDE eylül denince bir hüzün kaplıyor insanın içini ama İstanbul’da sanatsal aktiviteler başladığı için biraz rahatlıyoruz. 4-6 Eylül’de Haliç Kongre Merkezi’nde yapılacak olan Artİnternational, beklenilen aktiviteler içinde en merak edileni. 27 ülkeden 400’den fazla sanatçının katılacağı fuardaki Andipa standında Banksy’den David Hockney’e ve hatta Andy Warhol’a kadar kült efsanelerin eserleri sergilenecekmiş. Ülkemizde ilk kez bir fuara katılan ünlü Victoria Miro Gallery ise dünya gözüyle Ingar Dragset ve Michael Elmgreen ikilisini, bir de puantiye kraliçesi Yayoi Kusama’yı görmemizi sağlayacak. Geçen yıl yapılan fuarda işlerine bayıldığımız Taner Ceylan’ın yeni eseri Satyr II’yi dünyada ilk görenlerden olacağımızı bilmek heyecan verici. Ceylan’ın yanı sıra birçok Türkiyeli sanatçının son işlerini ilk kez fuarda görecek olmak da fuarı bir adım öne çıkarıyor bu sene. Meraklısı olduğum konularda bilgi aldığım, fuarın basın işlerini yürüten Uğur Yüksel’in en merak ettiği işlerden biri de Ren Hang’ın bölümüymüş. Uğur Yüksel, Instagram’da onun eserlerini yayınladığı için sansüre uğrayıp uyarı aldığını söyleyince merakım daha da kabarmadı değil.

        İrlandalı kahraman

        ŞİMDİ bazıları dayak yiyen taraf Türkler olunca, “Kendi ırkının dayak yemesinden nasıl keyif alabilirsin” diyecektir kesin ama Kuveyt asıllı İrlandalı turistin bir güzel patakladığı esnaf aslında sinir olduğumuz bir insan kesimini temsil ediyor. “Gülmesini bilmeyen dükkân açmasın” diye bir laf vardır, bilmiyorum konuyu sizin açınızdan açıklar mı? Gün içinde birçok kere maruz kaldığımız kabalıklardan öylesine bıkmışız ki, İrlandalı turist hepimiz adına bir güzel dövüvermiş oldu bu duyguyu. Yolda yanınızdan geçerken öküz gibi size çarpıp bir özür bile dilemeyen kronun intikamını da aldık, giydiğiniz kıyafet yüzünden laf atan hanzonun da. Belki camekânına kar topu attı diye canına kıydığı Nuh Köklü’nün hıncını da bu şekilde aldık, bu yüzden hoşumuza gitti bu olay. Hınç dediğim, intikam dediğim de bu işte, ufak bir meydan dayağı. Milyonda biri dayak yiyor biz de rahatlıyoruz. Bizim sertlik derecemiz anca bu kadar oluyor. Ama kaba esnafı ve taksicileri eğitmek için İrlandalı turist akını başlatmak adına bir fon oluşturulacaksa ben varım!

        Hem Laleli hem moda

        KENDİ çapımızda İstanbul Moda Haftası yaklaşıyor diye heyecanlanıyoruz belki ama moda sektörünün bir de Laleli ayağı var. Salı günü yapılan ve LASİAD tarafından düzenlenen Laleli Moda Festivali’ne ilk önce Bar Refaeli gelecek diye yükselmiştim. Sonra hastalanıp gelemeyince Tülin Şahin’i görmeye gideyim bari dedim. Hatta o bile beni Laleli’de görünce şaşırdı. Ama Öner Evez ve ekibinin hazırladığı defileye daha çok şaşırdım doğrusu. Önceki senelerde sırf gelen süpermodeli göreyim diye gittiğim defilelerde gördüğüm kıyafet uyumsuzluğu beni benden alırken bu defilenin kıyafetleri Alexander Kokoskeriya tarafından yapılınca işin rengi değişmişti. Kıyafetlerin hepsini kendi içinde gruplayan Kokoskeriya bir bütünlük sağlamıştı bu şekilde. Tülin Şahin, hayranlarını selamlayarak podyumda yürürken, “Naber Oben” diyene kadar yabancı manken sandığım Doğa Bursalı ve Türkiye’de yaşayan Rus manken Erjena Avokadnas fazlasıyla başarılıydı.

        Diğer Yazılar