Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son dönemde heyecan veren pek albüm yok, biz de üstatlar için yapılan saygı albümüne sığınıyoruz. Bu yolda yapılan ilk ve hâlâ en iyi albüm Bülent Ortaçgil’e saygı albümüydü. Bir değerimizi yaşarken onurlandırabilmeyi becermiştik. Sonraki senelerde çıkan Aysel Gürel anısına yapılan albümü de sevmiştim.

        ‘İşte Benim Zeki Müren’ ise Moko Yapım’ın son harikası. Albümün açılışında yer alan ve dinler dinlemez “Kimdi bu yahu?” diye kartonete göz atmamı sağlayan Ferda Anıl Yarkın benim için sürpriz oldu. Belkıs Özener ile birlikte söyledikleri ‘Tekrar Bana Dönsen’ ne güzel gitti. Albüm için klasik şarkılardan ‘Şimdi Uzaklardasın’ı yorumlayıp risk almamayı seçen Funda Arar ve “Hemen bir Türk sanat müziği albümü yapmalı” dedirten ‘Manolyam’ yorumuyla Gökhan Tepe bir başka güzel yorumculardan. Ravi İncigöz’ün yorumladığı ‘Hayat Bazen Tatlıdır’a da bayıldım.

        Albüm madem Türk sanat müziği klasiklerini içeren bir Zeki Müren albümü, tabii ki ağır topu Muazzez Abacı olacak. ‘Bir Gönül Hikâyesi’ni öyle bir yorumlamış ki, nefes nefese kalıyorsunuz. Albüm, Müren’in Türkiye için öneminin altını çizerken Abacı’nın ağırlığını da hatırlatmış sanki. Ajda Pekkan’la yaptığı zorlama düet albümünden beri rastlayamadığımız divayı çok özlediğinizi göreceksiniz.

        Naçizane, iddiasız?

        ALBÜMÜN en güzel yönlerinden biri de kartonetteki tarihi fotoğraflar ve Zeki Müren’in bazı konuşma kayıtları. Onun Türkçe’sindeki nezaketi bilmeyen yoktur. Artık rastlayamadığımız bir incelik, eşi benzeri olmayan bir ton! ‘Simidimde Susamdın’ isimli şiirini sunmadan önce “Sevgili dinleyicilerim; sizlere bir şiirimi daha sunacağım, naçizane, iddiasız...” diyo üstat. “Türkiye nereden nereye geldi?” deniyor ya, aslında hepimiz nereden nereye geldik? Özellikle de starlar... “Bir albüm yaptım, yazı sallar kışa kadar ortalığı yakarım” diyen şarkıcıların, her şarkısının hit olduğunu iddia eden popçuların yanında gel de Zeki Bey’i arama. Mümkün olabilir mi öyle bir şey?

        Ölümden sonraki hayat

        BİR süredir yer gök Jon Snow diye inliyor. ‘Game of Thrones’ izleyicilerinin de, benim gibi bir bölümünü bile izleyemeyenlerin de bildiği üzere kendisinin ölümü ayrı bir olay oldu, geri dönüşü ayrı bir olay. Aynı gürültü bizim dizi dünyamızda koparılabilir mi acaba?

        Mesela ‘Muhteşem Yüzyıl’ın yayınlanan son bölümünde hayata veda eden Sultan Ahmed Han dizinin ilerleyen bölümlerinde bir şekilde geri gelemez mi? Tarih bizi ayırdı ama senaryo icabı gerçekler değiştirilemez mi? Yüce Padişah olarak kafamıza kazınan Ekin Koç’un aptal bir romantik komedi ile karşımıza çıkmasını yüreğim kaldırmayacak galiba, asıl derdim bu.

        Takibe takip, eyleme eylem!

        BREZİLYA sokaklarındaki taksicilerin Uber’e karşı başlattığı eylemleri okuyunca dedim “Sıra bize de gelecek.” Daha önce Portekiz’de yapılan protestolarda da ülkenin taksileri ayağa kalkmış ama halkın yüzde 72.3’ü Uber uygulamasının yanında yer almıştı. Gün içinde bir sonraki toplantına yetişme stresindeyken, bir de taksi şoförünün keyfini çekecek olmak büyük külfet. Çağırıyorsun Uber’i nereye istersen sorgusuz sualsiz gidiyorsun. Bozuk parası çıkışmadı bahanesiyle paranın bir kısmına konma durumları yok, her şey kredi kartıyla çözülüyor. Sigara dumanına maruz kaldığım bir Uber de görmedim. Sizi ulaştıran şoförleri puanlayıp geri dönüş alacak şekilde şikâyet edebiliyorsunuz. Taksi kullanmak için bana yeterli bir sebep söylemek isteyen var mı?

        Diğer Yazılar