Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜM dünyanın birbirine ulaşmasını sağlayan Atatürk Havalimanı’na yapılan saldırıdan başka bir gündem yok normal olarak. THY’nin tüm uçaklarının İstanbul aktarmalı olarak bir şekilde ülkemize uğruyor olması, bu sefer yaşanan paniğin sadece bize mal olmasını engelliyor. THY’yi kullanarak ülkesine gitmeye çalışan herkes İstanbul’a uğruyor, aktarma için birkaç saatliğine olsa da! Bu durum, önceki gece yaşanan terör vahşetini tüm dünyanın bizimle birlikte hissetmesine yol açtı. Sürekli bu tip vahşetlere maruz kalan bir ülkede yaşıyor olmak iyice canını sıkıyor insanın. Benim gençliğim böyle geçti, Doğu’daki çatışmalar, doğduğum şehir İstanbul’daki patlamalar... Sürekli bir panik, sürekli kaybedilen canlar. Zamanla büyüdüm, ülkenin düzeni neredeyse toptan değişti ama duyulan korku, endişe ve acı hiç değişmedi. Korkuyoruz; kendimiz için, sevdiklerimiz için, arkadaşlarımız için, tanıdıklarımız ve tanımadıklarımız için korkuyoruz. Elimizden başka bir şey gelmiyor, yapabilecek bir şeyimiz de yok. Olayı çözmesi gereken merci biz değiliz çünkü. Biz kurbanlık koyun gibi “Bugün ölmesek bari” diye hayatlarımızı tüketirken normal seyrinde hayatlarına devam eden dünya üzerine dağılmış arkadaşlarımın yaşamlarını takip ediyorum sosyal medyadan. Aslında ne kadar şanslı olabilecekken ne hale geldiğimizi düşünüyorum. İyi şeyler düşünmek için Pollyanna olmanın şart olduğu bir dönemden geçiyoruz, işin ucunun nereye varacağını merak bile etmiyorum.

        Taksici cephesi değişmez!

        BEN kültür, sanat, gece hayatı ve eğlence yazarıyım aslında ama bu ülkedeki yanlış şeylere karşı kayıtsız kalamıyorum. Branşım harici yazdığım şeylerin başında ise taksiciler geliyor olabilir. Hemen “Ama hepsi bir değil” demeyin, “Dürüst olanları da var” sakın demeyin. Onların sayısı o kadar az ki. Bu mesleği icra edenlerin tamamına yakını insanları dolandırmaya, acı çektirmeye programlanmış sanki. Yağmur olur seni ıslanmaya terk eder, acelen olur mesafeyi kısa bulur almaz, keyfe keder çalışan insanlar. Hangi işi yapıyorsunuz bilmiyorum ama hastasına “Bu önemsiz bir hastalık ben bakamam” diyen doktor ne kadar garipse, yolu kısa bulup almayan taksici de özünde aynı aslında. Şimdi de taksicilerin havaalanı skandalı konuluşuyor. Patlamanın ardından 60 TL’lik mesafeye 200 TL istedikleri ortaya çıkınca sosyal medyada herkes taksicilere yürüdü. Bu duruma şaşıranlar arasındaysanız size günaydın demekten başka çarem yok. Ben valla Uber çıktığından beri taksici ağız kokusu çekmekten vazgeçtim. Her gün paramla rezil olmaktan sıkılmıştım çünkü. Uber şoförlerini denetliyor sanırım, hepsi saygılı, sigara içmiyor, küfür etmiyor, seni dolandırmıyor! Normal seyrinde gelişiyor her şey yani, modern ülkelerde olduğu gibi. Merak eden varsa, Belçika, Fransa gibi ülkelerde gerçekleşen terör olaylarından sonra bütün taksiciler taksimetrelerini kapatıp insanları evlerine taşıdı. Hani normal olanı bilin de ondan sonra konuşun olur mu?

        Uyrukları ne?

        PATLAMA olmuş, kaybedilen canların sayısı borsa gibi yükseliyor... O sırada yanımdaki arkadaşım bir sürü soru sıraladıktan sonra “Uyrukları neymiş?” diye soruveriyor. Olayın tazeliği yüzünden bu sorunun saçmalığına hiç kafa yormuyor ve sadece “Bilmiyorum” diyerek geçiştiriyorum. Ertesi gün gazetelerde “Patlamada hayatlarını kaybedenlerin isimleri ve uyrukları” diye bir başlık görünce tekrar aklıma geliyor, tüm dünyayı etkileyen bir vahşette ölenleri doğduğu ülkeye göre sınıflandırmanın mantığı nedir? Haberde doğduğu ülkenin yazılmasında herhangi bir sorun yok ama özellikle bunun merak edilmesinin nedeni ne acaba? Türk değilse içimizi rahatlatalım ya da sevmediğimiz bir ülkedense oh çekelim diye mi?

        Diğer Yazılar