Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KEDİLERLE uzaktan yakından alakası olmayan bir arkadaşım bile eve ikinci kediyi alınca karar verdim ki bu ülkede çalışan en iyi lobi kedi lobisi. Dört yaşından beri evde kediyle yaşayan biri olarak insanlardan daha çok kedilere aşina olduğumu söyleyebilirim. Çok değil bundan 5-6 sene önce sokaktaki kedilere yardım ettiğimde çevredekilerin bakışları bir tuhaf olurdu. “Burada beslemeseniz, sonra alışıyorlar” diyenler mi istersiniz, kedi mamasının sinekleri çekip mikrop üreteceğini savunanlar mı? Apartmanın bahçesinde dolaşan kediler için “Çiçeklere zarar veriyor” diyerek onları solucan yerine koyanlar bile oldu. Sanki yeşillik alanı bol bir yerde yaşıyoruz da kedicikler apartman bahçesi yerine oralara gidecek. Bu kafanın “Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler” diyen Marie Antoinette’ten bir farkının olmadığı zaman içinde anlaşıldı. Sosyal medyadaki kedi videoları, kadın dergilerinin yaptığı ‘kedileriyle yaşayan erkekler’ haberleri, ünlü kedi sahipleri derken herkes sempati besler oldu bu hayvanlara. Bu hızlı değişimin en güzel tarafı, artık marifetmiş gibi “Ben kedilerden nefret ederim” cümlesini kuranlara kaybeden gözüyle bakılması! Minicik kediler masanın altından ayaklarına süründüklerinde dinozor görmüş gibi olayı abartan kadınların sonu da gelirse bu iş tamamdır.

        O eve giren çıkmıyor!

        ‘PINAR evden çıkmıyor’ başlıklı haberin fotoğrafını büyütünce gördüm ki hanımefendi Tarkan’ın eşi olan Pınar. “Galiba yine bir yarışmadan çıkma gündelik starımız var, bu Pınar da kim acaba” diye düşünmüştüm ama yabancı değilmiş. Pınar, doktor kontrollerini bile evinde yaptırıyormuş. Üzüm üzüme baka baka kararır sözü çiftimiz için söylenmiş galiba. Tarkan’ın sürekli evinde oturarak ne yaptığı merak edilirken, şimdi de karı-koca bütün gün evde ne yaptıkları merak ediliyor. ‘Bir elin nesi var iki elin sesi var’ da benden çiftimize armağan bir atasözü olsun.

        Kerimcan Durmaz’ın parası

        PİYASADAKİ herkesin çenesini yoran bir konu: Kerimcan Durmaz’ın son dönemde kazandığı paralar. Yok bir gecede 34 bin lira almış, bir kulüpten 200 bin kazanıyormuş, ayda 600 bine varan bir miktarı topluyormuş falan filan. Kazandığı paraya diyecek bir şey bulamıyorum da bu duruma laf edenleri garipsiyorum. ‘Kim bu Kerimcan da bu kadar para ediyor’ diye hafife almalı cümleler de dolaşmıyor değil. En popüler isimlere, krallara, kraliçelere bakacak olursak isminin başına ‘Kim bu’ sorusu getirilecek o kadar çok isim var ki piyasada. Şarkı söylemeyi bilmez bir numara olur, oyunculuk yapamaz yılın oyuncusu seçilir, gayet kötü bir vücudu vardır top model havasına bürünür! Piyasamız böyle şişirme isimlerle doluyken Kerimcan’ın neden bu kadar para ettiğini mi düşünüyorsunuz gerçekten. Cevabını ben vereyim, çünkü düzen böyle kurulmuş. Gücün varsa ve doğru ilişkileri kurduysan Türkiye’de liste başı olmaktan daha kolay bir şey yok. Kabartma tozu sistemimiz çok iyi çalışıyor. Bu yüzden Kerimcan en azından oldukça komik ve samimi. Ona gelene kadar, başarısının tartışılması gereken o kadar çok isim var ki.

        Diğer Yazılar