Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YILIN benim için en önemli zamanı geldi çattı. Sziget Festivali’ne katılmak için Budapeş te’deyim nihayet. 10 gün boyunca şehri dene yimleyip Rihanna, The Chemical Brothers, John Newman, Bastille gibi isimleri canlı izleyebileceğim. Listede olan Muse ve Sia’yı izlerken biraz içim burulacak ama olsun. Dünyanın dört bir yanından gelen öğrenci ağırlıklı kitleyle buluş madan önce ilk arkadaş larımı Sabiha Gökçen Havaalanı’nda edindim. Avustralya’dan gelip bu festivale katılmak için hareket eden dört gençle kısa İstanbul turları hakkında konuşurken sıra ülkemizde olup bitenlere geldi. Ülkemizden aktar ma yaparak Budapeşte’ye gitmek için seçtikleri Pegasus Havayolları haricinde ülkemize dair hiçbir şey bilmezlerken, 15 Temmuz sonrasında oturup bir sürü makale okumuşlar. Yabancı basını takip ettikleri için öğrendikleri şeyler biraz taraflı. Köprüde yaşa nanları sordular, askeri örgütlenmeyi sordular, FETÖ’nün bu kadar sene nasıl ayakta kaldığını da sordular. Uçak kalkana kadar birlikte geçirdi ğimiz 40 dakika içinde sadece siyaset konuşuldu. Bir süre sonra konu Szi get’e gelince, olaylardan dolayı ertelenen Sia ve Muse’un İstanbul kon serlerinden bahsedince ufak bir şok geçirdiler. Böyle bir ülkede bu denli büyük yıldızların konser verebileceğine inanmadılar ilk önce. Ülkemize gelen gidenin haddi hesabı olmadığını söyleyince de şaşkınlıkları zirve yaptı. “Roger Waters bile geldi ha” diye soran Cameron’un suratını hep hatırlayacağım sanırım. Bunu neden yazıyorum, çünkü dünya gençliği bu ara İstanbul deyince darbe sorunsalı üzerine kafa yoruyor. Hazır yeni imaj çalışmaları yapılırken gençliğin ilgisini çekecek şeyleri de göz önüne alsak fena olmaz. Yeni gençler fazla araştırmacı ve meraklı. Gençlerin gittiği ülkeye herkes gider, bu gerçek atlanmasın.

        Yazıyla ilintili tanıtım senaryosu

        2016 turizm sezonundan pek ümit edilmezken 2017 hatta 2018 sezonları için çalışılmaya başlanmış duyduğum kadarıyla. Kültür Bakanlığı’nın gündeminde nasıl bir tanıtım hazırlığı var bilmiyorum ama yeni bir şeyler denemek için tam sırası gibi geliyor bana. Biraz Boğaz Köprüsü, bir tutam Kapadokya, biraz Ortaköy Camii derken gençlerin ilgisini çekecek pek bir şey barındırmıyor bu tanıtım filmleri. Oysa bizim harika sörf ve kite board merkezlerimiz var. İnanılmaz eğlenceli gece kulüplerimiz var. Dünya starlarının gelip konser verdiği alanlarımız var. Onlara da göz atılsa nasıl olur acaba? Övündüğümüz tarihimizi bütün reklam filmi boyunca vermenin yabancı ülke gençleri için çok da fazla bir çekiciliği yok maalesef.

        Tık tık

        HAKAN Gence’ye verdiği röportajında şarkıcı Ezo tıklama sayılarının gerçeği yansıttığına inanmadığını söylemiş. Şarkıcılar cephesinden ilk kez böyle bir yorum gelmekte, işin bu tarafı gerçekten ilginç. Taş çatlasa 30 milyon farklı IP adresinin olduğu ülkemizde 100 milyon tıklanma sayılarını kutlayan şarkıcılara sadece aileleri ve birkaç hayranından başka kimse inanmıyor evet! Ama gazeteler bunları haber yaptıkça, röportajlarda bunlar soruldukça yalan olduğunu bile bile oynamaya devam ediyorlar. Hadi alan memnun veren memnun kimsenin utanması yok, fakat bu yalan biraz fazla uzamadı mı? Hani öyle ki, neredeyse herkes doğru olduğuna inanacak. Hazır her şey şeffaflaşıyorken gerçek izlenme oranları da ortaya çıksın ki kurunun yanında yaş da yanmasın.

        Asmalı’ya ne olacak?

        İLK gençliğimden beri takılmayı en çok sevdiğim yerdir Asmalımescit. Bir ara eğlence hayatı Nişantaşı’na kaydı, ilgilenmedim. Karaköy desen en baştan beri ilgimi çekmiyor. Fakat Asmalı’da açık olan son birkaç yer de kepenk kapatınca insanın içi acıyor. Atlas Pasajı’ndaki dükkânların 3 bin 500 TL’ye kiracı aradığını duyduğumda daha da üzüldüm. Koca Beyoğlu tarihi böyle bitirecek değil, buna bir çözüm bulunur ama şu an yaşananlar yürek burkuyor.

        Diğer Yazılar