Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GERÇEK anlamda sevdiğim bir kadın Şebnem Bozoklu. Bu piyasada öyle insan karakterleriyle karşılaşıyoruz ki sanatı ne kadar iyi olursa olsun, saygı duymak pek mümkün olmuyor. Tanışmadan önce şarkılarına bayıldığım ama arkadaş olduktan sonra sanatından soğuduğum bir sürü isim oldu şimdiye kadar. O yüzden sanat camiasından arkadaşlık anlamında uzak dururum. Ama bazı isimleri az da olsa uzaktan tanıyıp kestirebiliyoruz. Bu yüzden Bozoklu’nun plaj fotoğraflarına bakınca oyuncuyu neden sevdiğimi bir kez daha anladım. Canının istediğini yapan insanlara büyük saygım var doğrusu. Tuttuğu takımı bile fanlarına göre beyan eden ünlüler kadrosunda, hayatta kendi koyduğu kurallara göre oynayan insana açız. Ayrıca bir evliliğin bitmesi için resmi formalite gerekmiyor sadece, bu herkesin hayatında böyle. Konu mankeni ünlü bir oyuncu olunca olay saptırılmasın. Yürü be kızım diyor, susuyorum.

        Aydın cehaleti

        BU ara favori tanımlamam ‘aydın cehaleti’. Sıcak gelişmesi eksik olmayan ülkenin sosyal medya yorumcularına alıştık. Bir de bunun arkadaş çevresi versiyonu var ki onların ne ayak olduğunu yıllardır çözememiştim. Maşallah herkes her konunun uzmanı. Bomba patlar patlayıcı madde uzmanı olurlar, dolar yükselir borsa uzmanı olurlar. Bir şarkıdan bahsedilir hepsi birer Arif Mardin kesilir, sinema çıkışı Inarritu olurlar başımıza. Bir de bana birçok meslek dalında geziyorum diye laf çakarlar arada ama lafla peynir gemisinin yürümediğini bilmezler. Cahil de değillerdir hani, bahsettiklerimin hepsi iyi okul mezunu, iyi aile mensubu... Bu yüzden ‘aydın cehaleti’ tanımlamasını duyduğum zaman hah dedim, bizim çevre. Aydın cehaleti, bir konuda yanlış bilgiye sahip olmak değil de sahip olduğu azıcık bilgiyle bütünü kavradığını zannedip ahkâm kesmek anlamına geliyormuş. Teoriyle pratiğin çatıştığı yerde teoriyi tercih ettikleri için, teorileri çürütecek bilgiyi göz ardı ettikleri için doğru düzgün tartışamıyorsun bile. Bu yüzden de cahil ilan ediliyorsun onların gözünde. Bu tip arkadaşlarıma çare bulabileceğimi hiç sanmıyorum ama en azından tanılarını koymuş oldum.

        Kurbağa prensi öptük

        YAZ boyu uzak kaldığım İstanbul piyasasını kontrole geldim geçenlerde. Türkiye’de ilk defa ‘Deniz Ürünleri Brasserie’si terimini kullanarak açılan Kiss The Frog’dan başlayarak hızlı bir giriş yaptım piyasaya. Bu ara iyice popülerleşmesine rağmen gitmeye üşendiğim Boğaz hattında, üst yoldan rahatlıkla ulaştığımız bir Rumelihisarı mekânı burası. Boğaz manzarası, köprü ışıkları ortama hemen ısınmanızı sağlıyor. Boğaz kenarına Londra Soho havası getiren pirinç detaylara takılıp masamıza oturuyoruz. Soho havasına kapılıp yemekten önce kokteyllerimizi söyleyip mönüye öyle göz gezdirdik. Mekânda sunulan balıklar sahil boyundaki balıkçılardan edinildiği için ayrı bir tazelik içeriyor. Çok emin olamadan denediğim suşi mönüsü beni gerçekten şaşırttı. Bir kez daha gidersem sadece suşi barında takılabilirim. Mekânın mönüsünü hazırlayan Gül Etker, anasonlu içeceklerle sunulan bir anason mönü de hazırlamış. Gecenin sonunu naneli profiterol ile getirmeniz şart. Boğaz hattında romantik bir yürüyüşten hemen önce tabii.

        İyi haberler

        KLASİK müziğin starı Nigel Kennedy 4 Kasım’da yeniden ülkemize geliyor. Bu sene içinde izlediğim konserinde sahnedeki tavrı ve yeteneği sayesinde ağzımı sık sık açık bırakmıştı sanatçı. Bu sefer Volkswagen Arena’da sahne alacak dâhi sanatçının repertuvarı Jimi Hendrix şarkılarından oluşuyormuş.

        NİSAN ayında Türkiye’ye gelen e-kitap devi Kobo ile birlikte son dönemdeki e-kitap okuyucularının oranında gözle görülür bir artış olmuş. 68 farklı dilde 4.7 milyon farklı içerik sunan Kobo’da şimdilik 15 bin Türkçe içerik bulunuyor. Yanında kitap taşımaya üşenen tayfa için modern bir seçenek.

        Diğer Yazılar