Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        En baştan söylemem gerekirse Madonna, Grace Jones ve Cher dönemini yaşamış biri olarak, Lady Gaga’nın her birinden bir şeyler çalarak oluşturduğu imajına kapılanlardan değilim. ‘Bad Romance’ ve ‘Born This Way’i biraz sevmiş ama genel olarak Lady Gaga’yı anlamsız bulan biriyim. Hele içine şarkı koymayı unuttuğu ‘Artpop’ albümünü çıkardıktan sonra “Madonna’nın tırnağı bile olamazsın bebeğim” diyerek çöpe yolladığım Gaga, sandığımdan daha akıllı çıktı. Ocak ayında Los Angeles’ta karşılaşıp yolunu kestiğim şarkıcı, İstanbul’dan selam götürdüğümde yeni albümü üzerinde çalıştığını söylemiş ama böylesine rock tınılı bir yola sapacağını belirtmemişti tabii. Londra konserine gittikten sonra bu kadar iyi bir müzisyenin neden bu kadar kötü şarkılar yaptığını merak etmiştim ama her şeyin bir sırası varmış meğer. Bana Stevie Nicks dramatizmini hatırlatan güçlü sesini kullandığı albümün ilk single’ı ‘Perfect Illusion’ ve bir sonraki hit olabilecek ‘A-YO’ dinlemeye doyulmayan şarkılardan. Rock cadısı Florence Welch ile düetlediği ‘Hey Girl’ü tekrar dinlemeye aldım bile. Kovboyların nereye gittiğini sorguladığı John Wayne ve Beck’in yazdığı ‘Dancin’ In Circles’ şimdiden dile dolanırken, albümün prodüktörü Mark Ronson’a Gaga’ya müzik dolu bir albüm verdiği için teşekkür etmeli.

        Önünde fotoğraf çektirilen eserler fuarı

        CONTEMPORARY Art bu sene kendi tarihinin en piyasa dönemini yaşadı herhalde. Derinliği olmayan, satış odaklı, önünde poz verilecek eserlerden oluşmuş gibi geldi bana. Karşılaşınca şaşıracağınız, üzerine düşünülecek bir eserle karşılaşamadım. Lakin Ahmet Güneştekin’in eserleri önünde poz veren ünlü görüntüsüyle bol bol karşılaştım mesela. Karşılaşmadıklarımı da Instagram hesaplarından takip ettim. Söz konusu eseri gördüğümde benim aklıma ilk gelen, Madonna’nın cehennem teması ve boynuzu nasıl da moda haline getirdiği oldu. Bunun dışında fuarda en çok etkilendiğim işler İspanyol ressam Salustiano’ya ait olanlardı denebilir. Elinde baltayla kırmızılar içinde duran çocuğun gerçekliği etkileyiciydi. Mike Dargas da yine gerçekliği ile öne çıkanlar arasındaydı. Emre Yusufi’nin ‘Herkül’ serisi ise açık ara önde duruyordu, gördüğüm için mutlu etti beni. Marco Veronese’nin tahta üzerine altın boyamaları ilgimi çeken diğer parçalar oldu. Ali Elmacı’nın eserine yapılan saldırının cevabını ise sanatçının kendisi bir güzel vermiş: “Bir sanat eserinden rahatsız olabilirsiniz ama böyle tepki veremezsiniz.”

        Biri vasat mı dedi?

        SEVGİLİ Cengiz Semercioğlu “Vasata itiraz ediyorum” dediği yazısında vasat olarak gösterdiği Kerimcan Durmaz’a yüklenmiş ve bana da vasat işleri desteklemeyelim diye mesaj yollamış. Ben de kendisine Ahmet Hakan sevimliliği ile sormak istiyorum, “Madem vasat insanlara prim vermiyoruz, sözü geçen yazının yayınlandığı gün vasat olarak nitelendirdiğiniz Kerimcan’ın doğum günü neden gazetenizin baş köşesindeydi?” Bizim gazete görmedi mesela o haberi. İkinci olarak da bana sinir olduğunuz yazıyı yazdığım gün neden Kerimcan yapımcısı olduğunuz televizyon programının baş köşesindeydi? Hem zaten yazımın konusu vasata prim verme-vermeme değil homofobiydi hatırlarsınız. “Eşcinsel yazar seviyorum” diyerek o yazınızdaki homofobik bakışın üstünü kapatamazsınız. Erkek maskülen olsun, kadın kahkaha atmasın, gay’ler de uslu dursun... Sadece soruyorum; başka bir arzunuz?

        Olan Biten

        ÖZGE Ulusoy’un da rol aldığı ‘Geniş Aile 2’ filminin galasındaydım. Bir tarafta basın Özge’den bir kare fotoğraf alabilmek için çırpınıyor, Özge ise arkadaşları ve yeğeniyle selfie yapmaya uğraşıyordu. Şöhretle bu kadar alakası olmayan bir star da az bulunur.

        AYNI gün, moda dünyasının cool kadınları Başak Dizer ve Deniz Marşan, Nişantaşı’ndaki yeni mekânları Room + Rumours’u açtılar. Mekânın üst katı dizayn ürünler satan bir mağaza, alt katı da yüksek tavanlı bir kafe bar. Lokasyon ve ferahlık itibarıyla Nişantaşı’nın tozunu atacak gibi geldi bana.

        İTHİB’in düzenlediği bu sene 11’incisi yapılan İstanbul Uluslararası Kumaş Tasarım yarışması, İtalya’nın en önemli moda okullarına öğrenci yollayacağını açıkladığı zaman ilgi sayısını katlamıştı. Ürettikleri kumaşları Hakan Akkaya tasarımlarıyla tanıtan yarışmacılar yurtdışında da göğsümüzü kabartır umarım.

        Diğer Yazılar