2016'nın favorileri
- KAHRAMANLAR dünyasında bu seneki favorim Kaptan Amerika oldu. ‘Kahramanların Savaşı’ isimli bölümün savaş sahneleri inanılmaz etkileyiciydi. Aynı zamanda komediyi de bırakmaması tam bir süper kahraman filmi yaratmıştı. Klasik Amerikan sineması dalında Shane Black imzalı ‘The Nice Guys’ (İyi Adamlar) Russel Crowe ve Ryan Gosling etkisi ile uçmuş bir filmdi. Animasyon kategorisinde ise en çok ‘Kayıp Balık Dory’ (Finding Dory) ve ‘Evcil Hayvanların Gizli Yaşamı’ (The Secret Life of Pets) filmlerine güldüm galiba. İz bırakan Türk filmi ise yılın son çeyreğinde vizyona giren Yeşim Ustaoğlu imzalı ‘Tereddüt’ oldu tabii.
- YILIN en iyi albümünde benim bütün ödüllerim Solange’ın ‘A Seat at the Table’ına gitti. Ama Frank Ocean’ın ‘Blond’u ve Lady Gaga’nın ‘Joanne’ini de unutmak olmaz. iTunes’a göre ülkemizden çıkan albümlerden en çok Sertab’ın ‘Kırık Kalpler Albümü’nü dinlemişim. Yaz başı çıktığında güneşin enerjisi ile yanına pek yanaşmadığım albüm eylül gibi gündemime girdi ve bir daha çıkmadı. Sonraki favorim ise Mithat Can Özer’in ‘Aşk Mevsimi’ albümü oldu.
- DİZİ dünyası da yakın takibimdeydi tabii ki. Netflix hayatımıza girince içini boşaltana kadar her şeyi izledim. ‘Stranger Things’ ve ‘Black Mirror’ heyecanı başka dizilerde yaşanmadı. National Geography’nin ‘Mars’ı ise hem geleceği kara kara düşünmeme sebep oldu, hem de o döneme kadar kim öle kim kala dememe! Yerli yapımlarda ‘İçerde’ ilk günden beri heyecanı düşürmeden ilerliyor. Uluç Bayraktar’ın yönetmenliğindeki dizinin oyunculukları da hayranlık uyandırıcı.
- TELEVİZYON şovlarından ise James Corden’ın ‘Carpool Karaoke’si son bölümlerinde Madonna’yı da konuk ederek 2016’da en çok izlediğim şov oldu. Türkiye’de ise Seren Serengil ve Deniz Akkaya gayet başarılı ikili oldular bence.
Magazinin göbeğindeki iki kadının magazin konuşması iyi fikir. Özellikle Seren’in Gülben yorumları her gün olsa izlenir!
- GECE hayatında keyifsiz bir seneydi. Tadımız tuzumuz kalmayınca eğlenceyi değil de iki çift laf edebileceğimiz mekânları seçtik.
Model’de neler oluyor
SALI gecesi heyecanla Model grubunun Twitter açıklamalarını okudum. Taraflardan birer cümlelik açıklama geldi ve konu uzamadı ama keşke uzasaydı. Grubun kendi arasında konuşamadığı/çözemediği meseleler internet ortamına saçıldı. Yazılanları okuyunca aklımdan geçen “Bu gruba akıl verecek bir büyüğü yok mu” oldu. Evet Fatma Turgut şahane vokal ama tek başına yaptığı ilk single’ın Model’den hiç ama hiç farkı yok. Şu an ABD’de İngilizce albüm kaydeden Can ve Okan’ın ise solisti yok. Grubun cool bateristi Kerem Sedef hepsinden bağımsız takılıyor. Bu ayrılığın kime ne gibi bir yararı dokundu, bilen/anlayan?
Tarkan hayranlarını anlamak zor
TARKAN’IN yılbaşı gecesi çıktığı kanalın tanıtımlarına bakıp bir tweet attım, playback yaptığı için hiçbir özelliği olmayan bir yılbaşı çekimiydi ve bunu eleştirmek gayet normal. Tarkan gibi bir sanatçıyı canlı dinlemek varken yılbaşı gecesi onun şarkılarına ağzını oynatışını izlemek kime zevk veriyor olabilir? Bunu dile getirdim diye bir araba dolusu laf yedim tabii ki. En favori söz de “Sen kim, Tarkan’ı eleştirmek kim!” İyi güzel de sevgili Tarkan fanları, siz azla yetiniyorsanız ben ne yapabilirim. Bu ülke müziği zaten “Aman nasıl olsa dinlerler” mantığı yüzünden bu halde değil mi? Nasıl olsa satın alırlar mantığıyla kimse yeteneğini zorlamıyor. Zaten canlı konserini dinleyebileceğimiz çok az kişiden biri Tarkan, onu da playback dinlemek çok bayat bence. Bu kadarı size yetiyorsa, Tarkan söylerken evde çakmak yakıp şarkılara eşlik edebilirsiniz bile, şanslısınız.
