Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖRÜMCEĞİN çıtır çıtır yenebildiğini ünlü şef Anthony Bourdain’in dünyayı gezip yerel tatları araştırdığı programının Kamboçya ayağında görmüştüm. Halktan birinin evinin bahçesinde dolaşırken, büyük bir taşın yanında toplandılar önce. Taşı kaldırınca, altının silme örümcekle dolu olduğunu gördük. Önce midem bulanıp kapatmak istedim refleks olarak. ‘Bir iki saniye daha dayanmalıyım’ diyerek izlemeye devam ettim. Elleriyle koca tüylü örümcekleri yakalayıp patates kızartır gibi kızarttılar. Ben gözlerimi belertip ekrana bakarken, Şef Bourdain kızarmış örümceklerden birini alıp çıtır çıtır yedi. O görüntüleri izledikten sonra uzun süre kendime gelemezken, gazetelerdeki örümcek yiyen Angelina Jolie fotoğraflarını görünce anılarım depreşti. Evet, yerel tatlar denemek adına iyi fırsat olabilir ama gözümüzün önünde deliren güzel oyuncuyu bu şekilde hatırlıyor olmayı istemiyorum doğrusu. Geri kafalılıksa, geri kafalılık...

        Nasıl ama nasıl?

        AYDİLGE, Aleyna Tilki’ye çok basit bir soru sordu: “Nasıl Madonna’dan daha fazla dinlenebilirsin?” Malum, Aleyna’nın şarkısı ‘Cevapsız Çınlama’nın Youtube’daki dinlenme sayısı 220 milyon olarak gözüküyor. Birkaç sene önce bu abartı sistemi bu kadar popüler olmadığı zamanlarda şarkısının 30 milyon sınırını aştığını söyleyen Murat Dalkılıç için de aynı soruyu sormuştum ama Murat’ın rakamları şimdilerde mütevazı kaldı. Aydilge verdiği röportajda “Yalan olduğunu bilip o tıklamalara göre değer biçilmesi çok acı. 220 milyonluk tıklaması olanların konserine gidilmemesi, biletli konser yapamaması bunun kanıtı. 30 milyon dinlemem var ama aylarca turne yaptım. İnsanlar nasıl böyle salak yerine konuyor anlamıyorum” diyerek konuyu özetlemiş. Bu konuyu Aleyna özelinde değil de genel pop dünyası üzerinden incelemek gerekiyor tabii. Bu tip alternatif seslerin çoğalmasını diliyorum. Şişirilmiş izlenme rekoru haberlerindense, doğruyu savunan sanatçıların haberleri daha önemli.

        Elde var 8

        8 Mart etkinliklerinin ortaya çıkma dönemi başladı. Artık gözü makyajla morartılmış kadın fotoğrafları görmekten fenalık geldiğini, ne olur ne olmaz diye bir kez daha ifade edip İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin anlamlı projesine geçiyorum. Daha önce hapishanede büyüyen çocuklar için yapılandırılan ‘İçeride Çocuk Var’ isimli projesine bayıldığım ekip, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için ‘Elde Var 8’ adında bir sergi hazırlığında. Çocuk gelininden mültecisine, engellisinden transseksüeline 8 farklı kadının hikâyesini resmeden ressam Gülsün Erbil, ortaya çıkan eserleri sergilemeye hazırlanıyormuş. Eş-aile- toplum baskısı, kadına şiddet, cinsel yönelime saygısızlık ve cinsiyet eşitliğinin reddedilmesi gibi konularla cesurca mücadele eden sekiz kadının çarpıcı hayat hikâyesini bir ressamın gözünden anlatan ‘Elde Var 8’ adlı resim sergisi, 8-12 Mart tarihleri arasında Santral İstanbul kampusunda gösterilip Türkiye’de yaşanan sosyal sorunlara rağmen mücadelesini sürdüren kadınlara destek olacak.

        Strese bire bir

        Normalde sinema salonunun önünden bile geçmeyen kitle ‘Recep İvedik’ için yollara düşmüşken, benim beyazperdeden önereceğim filmin adı ‘Moana’. Disney’in yeni animasyonu, ‘Karlar Ülkesi’ (Frozen) gibi kızlar için özel olarak yapılmış gibi dursa da öyle değil aslında. Hafta içi çocuklar okuldayken gidilip fazlasıyla eğlenilecek bir yapım olmuş. Özellikle mitlere karşı ilginiz varsa, hayat hakkında söyleyecek sözü olan bu filme göz atmalısınız. Tüm güzellikleri tükenmekte olan dünyamızı kurtarmak için mucizeye ihtiyacımız olduğunu biliyoruz ya, Moana işte o mucizeyi resmetmiş, izlemek rahatlatıyor.

        Diğer Yazılar