Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Daha önce merak edip gitmediğim Dubai, son dönemde herkesin diline öyle bir düştü ki rotamı oraya çevirmem şart oldu. Sıcaklık bakımından mayıs ve sonrasında adım atmak mümkün olmayacağı için son günleri değerlendirdim. Uçağa binmeden Emirates Lounge’da gördüğüm “Reflections On Arabia’ başlıklı Harper’s Bazaar’ı karıştırmaya başlayıp Dubai kültürüne entegre etmeye başladım kendimi. Gitmeden önce, ‘Lükse olan ilgileri biraz gösteriş merakına girmiyor mu’ diye sorduğum arkadaşımın ‘Sonradan olmuyorlar ki o zenginliğin içine doğuyorlar, ikisi farklı şey’ demesi kulağımda çınlıyordu. Dergiyi karıştırmaya devam edince dev moda markalarının hiç görmediğim reklam kareleri dikkatimi çekti. Her zaman sadeliğiyle ön plana çıkmış markaların bile aslında ne kadar gösterişli kıyafetlere sahip olduğunu ilk kez fark ediyorum. Biraz abartılı ama güzeller de. Mesela Van Cleef & Arpel’s’ın sadece Dubai Mall’da satışa sunulan pırlanta kolyesine bakıyorum bakıyorum ve gözlerimi alamıyorum. Chanel’in taş bezeli çantaları ise beni bir hayli şaşırtıyor. Bizim üçüncü havaalanı açılınca Dubai’ye içinde duş olan first class kabinleri de içeren A 380’lerle yolculuk yapılacağını öğreniyorum. Dubai Havaalanı’na indiğimizde ‘ihtişamlı’ kelimesinin tam karşılığını görmeye başlıyoruz. Devasa plastik palmiyeleri içeren alanda bavullarımızı beklemeye başlıyoruz. Tüm mesajlar Arapça ve İngilizce olduğu için sorun yok, bagajımızı rahatça buluyoruz. Yaklaşık 30 dakikalık bir yolculuk sonrası inşaat fazlası yönünden Ataşehir’e, deniz kenarının ılımanlığı sebebiyle Antalya’ya benzettiğim Dubai karşımızda. Yüksek binalar, Swarovski kaplı tamponlarla dolu lüks arabalar, hastası olduğum Amerikan restoranları derken kendimizi Los Angeles’taymış gibi hissediyoruz. Aynı şekilde bir yerden bir yere gitmek hayli uzun sürüyor, sürekli otoban kullanmak zorunda kalıyorsunuz ve tabii ki zengini bol.

        ARABİK MACERALAR

        Dubai'nin olayı birçokları için alışveriş merkezleri olsa da benim için çöl! Öyle ki biraz kasıp Abu Dabi’deki ‘Star Wars’ın çöl sahnelerinin çekildiği yeri görmek fena fikir değil ama Dubai yakınlarındaki çöl safarisi de hayli iyiydi. Emir’in şirketi Arabian Adventures’tan yardım alarak başlattığımız safari maceramız şahin şovuyla başladı. Hayvanı bu şekilde eğitmeleri hiç ilgimi çekmedi açıkçası. Mistik adındaki şahinin kafasındaki maskeyi çıkarınca haliyle hayvan uçmaya başladı. Ben önce çevredeki güvercinleri parçalamasını izleyeceğiz herhalde diye dehşetle düşünürken tahmin ettiğim gibi olmadı. Eğitmen bir ipin ucuna bağladığı kuş ölüsüyle koca şahinle kedi gibi oynamaya başladı. Neyse ki şov uzamadı ve 4x4’lere atlayıp asıl mesele olan çölde safari bölümüne geçtik. Arada o müthiş çöl manzarasında fotoğraf çektirmek için durduk zira hanımların bir kısmının midesi bulandı. Heyecanlı çöl harekâtı sonrası bizim otantik şark sofrası kıvamında, halıların üzerindeki minderlere oturduğumuz bir yemek seansı bizi bekliyordu. Çöl ortasında ne yenir diye düşünürken çeşidi bol bir açık büfeye oturduk. Ekmeğe sürüp yeme isteği uyandıran harika bir humus, yanında her türlü et çeşidi ve soğuk salataların yanı sıra tatlı niyetine lokma ve dansöz vardı!

        OYUN PARKI

        Sadece alışveriş merkezleriyle anılmaktan çok sıkılmış olmalılar ki temalı oyun parklarını çok önemsiyorlar. İçinden otoban geçecek kadar büyük bir alanı kapsayan Dubai Parks & Resorts’a gittiğinizde gerçekten şaşırıyorsunuz. Oyun alanlarına gitmek için hayli yol yürüdüğünüz merkezde ilk olarak DreamWorks Stüdyoları’nın işlerini gezdik. ‘Madagascar’ın sevimli hayvanları ile devasa bir rollercoster macerası, ‘KungFu Panda’nın 3D animasyonlu deniz yolculuğu derken vakit hızlı geçiyor. Hemen yanındaki Columbia Pictures’ın filmlerinin alanı ise bir başka âlem. İster ‘Transilvanya Otel’ini dolaşın, ister ‘Hayalet Avcıları’ ekibiyle hayalet avlayın. Hepsi o kadar eğlenceli ki yan taraftaki Bollywood temalı eğlence parkını dolaşamadık bile. Lego hayranları için dev bir Legoland de mevcut ama o parkta daha çok küçük ziyaretçiler mutlu olur. Açıkçası bu park çocuğunuzla birlikte gelmeniz için Disneyland’e rakip.

        Diğer Yazılar