Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eğlencedünyasının en ağır abilerinden Jay Kay’in Kızılderili arkadaşlarıyla hayal ettiği son bombası ‘Automaton’ önceki gün piyasaya sürüldü. 2010 tarihli ‘Rock, Dust, Light, Star’dan yedi sene sonra sahalara dönen ekip, müziğe değer katan albümlere bir yenisini eklemeyi başarmış. Sert kadınlarla uğraşmaktan bıkmayan, partilemekten sıkılmayan bir müzik adamının geleceğe seslenen dans şarkılarıyla nasıl olgunlaştığını bu albümle daha iyi anlıyorsunuz. Albümden alınan ilk şarkı ‘Automaton’ bize uzay çağının diskosunun nasıl olacağı hakkında bilgi verirken, her zaman arabaya binip gitme hissiyatı veren Jamiroquai, bu sefer ‘Tron’ filmindeki motorları hayal etmenizi sağlıyor. Üstelik çıktığınız yolculukta hepsi birbirinden iyi 12 şarkı yol arkadaşınız oluveriyor. Acid jazz, disko funk ve Fransız pop türlerini işleyip kendine robotik bir gelecek sound’u yaratan İngiliz müzisyen, albümden alınan ikinci şarkı ‘Cloud 9’ı eski şarkılarının devamı niteliğinde yapmış. Penelope Cruz’un kız kardeşi Monica ile dans ettiği klip de şarkı da 10 numara. Ardından gözüme çarpan ve geleceğin popu nasıl olmalı sorusuna cevap gibi gelen ‘Superfresh’, bana fenalık geçirten EDM akımına tepki gibi inşa edilmiş sanki. Jay Kay’in ilk dönemlerinde fazlaca sığındığı caz semalarında gezindiği ‘Dr Buzz’ favori şarkılarımdan biri oldu. Dinler dinlemez temmuz ayında bir gün batımına ışınlandığınız, eski kafa disko şarkı ‘Summer Girl’ ve albümün kapanışına doğru karşımıza çıkıp coşturan ‘Vitamin’ albümün en güzellerinden. Sona kalan ‘Carla’ ise albümü sonuna kadar dinlemenin bir hediyesi gibi. Henüz o zamana kadar ayağa kalkmadıysanız bile dans pistine gidip boogie yapmanız için sizi çağırıyor sanki. ‘Uzay Kovboyu’nun dönüşü muhteşem olmuş, yazı erken getirdi vallahi.

        HAYALLERE DALMA VAKTİ

        Her İKSV İstanbul Film Festivali döneminde ayrı bir heyecan yaşanır tabii de bu sene öğrencilere hafta içi seanslarının 1 TL olduğunu öğrenmek gayet motive edici. ‘Bilet fiyatları çok pahalı’ bahanesi ortadan kalktıysa gençlerin kendilerine bambaşka dünyaların kapısını aralayan bu yapımlarla buluşma vakti gelmiş demektir. Seçilen film listesinden anlıyorum ki bu sene dünyadaki üretim süreci biraz ağır filmlerden oluşuyor. Ünlü balet Sergei Polunin’in hayatının anlatıldığı ‘Dancer’, üç kişinin birbirine âşık olmasının normalliğini savunan ‘Apnee’ (Antidepresan) ve İrlandalı yazar ve yönetmen John Buttler’ın ‘Handsome Devil’ı (Şeytan Tüyü) merak ettiklerim arasında. 5-16 Nisan tarihleri arasındaki festivalde Türkiye sinemasının ilk Altın Palmiye ödüllü filmi olma özelliği taşıyan ‘Yol’un gösterilmesi de oldukça önemli. Sir Ian McKellen’ın onur ödülünü almak üzere İstanbul’a geliyor olması da ayrı bir heyecan tabii.

        YENİ FESTİVAL ROTASI

        Öncekihaftalarda Prag sokaklarında dolaşırken Jamiroquai afişleriyle karşılaşıp, henüz albümü bile çıkmamış olduğundan turne haberine şaşırmıştım. Albümü çıkmadan turne anlaşmasını yaparak işine ne kadar güvendiğini de göstermiş oldu. Yaz boyu Avrupa’yı turlayacak olan grubun konser haberi ise Çek Cumhuriyeti’ndeki bir festivalde karşıma çıktı. Prag’a yaklaşık iki saatlik otobüs yolculuğu ile ulaşılabilen Ostrava’da düzenlenen festivalin tek konuğu onlar değil tabii ki. Imagine Dragons, Norah Jones, Alt-J, yeni dönem favorilerimden LP ve Benjamin Clementine gibi starların sahne alacağı festivalin adı Colours of Ostrava. Elektronik müzik tutkunları için Unkle, Booka Shade, Digitalism, Magic Sword gibi isimlerin hazır olacağı festival, 2014’te Avrupa’nın en iyi festivali ödülünü almış. Terk edilmiş endüstri bölgesinde yaratılan festival 19-22 Temmuz tarihlerinde yapılacak. Yaş ortalamasının çok düşük olmadığı, ucuz bir ülkede festival arayanlar için ideal olabilir.

        Diğer Yazılar