Güzel erkekler neden şişti?
YENİ vizyona giren ‘Baywatch’ (Sahil Güvenlik) filminin yorumlarından birinde okudum: Film kötü ama başrol oyuncusu Zac Efron’un vücudu daha da kötü! 1.73’lük boyuna bakmadan balon gibi şişen Efron, normalde ilgi çekmesi gerekirken eleştirmenlerin dalga konusu oldu. Böylece yıllardır bilinen “Kısa boyluysanız vücudunuzu şişirmeyin, pişman olursunuz” gerçeği ilk kez bir Hollywood starının suratına vurulmuş oldu. Zac filmde seksi bir sahil güvenlik görevlisini canlandırıyor ama bu vücut orada bile yer bulamadı. Aynı dönemde Kerem Bürsin’in ‘Kaptan Amerika’ kadrosuna girmiş gibi genişlediği fotoğrafları düştü önümüze! Tabii ortada öyle bir film yok, Kerem sadece yeni reklamı için vücudunu şişirmişti. Fotoğrafları görünce şaşıranlardanım açıkçası. Güzelim adam neden kendini 2000 model spor hocası kıvamına getirmiş ki? Günümüzde spor hocaları bile ince kas üzerine giderken bir oyuncunun bu hale gelmesi enteresan. Kerem Amerika görmüş çocuk, orada Thor ya da Superman gibi görkem isteyen bir rolünüz yoksa abartılı vücudunuz da olmaz. Bakınız, sahil güvenlikte çalışan, her gün yüzen birini canlandırsanız bile bu derece şişiklik kabul edilemiyor. Gerçek durmuyor çünkü! Tarih tekerrürden ibaret ve Arnold Schwarzenegger’in steroid basılmış vücudu yeniden popüler mi olacak? Hiç sanmam. Günümüzün sadeleşen, incelen erkek kasları o günlere asla dönmez. Hatta iş öyle bir hal aldı ki artık kadınlar bu tip vücutları görünce etkilenmek yerine acıma duygusuna kapılıyor. Karşılaşılan örneklerden mi yaşanan kötü hikâyelerden mi bilinmez, akla “Ne gibi bir eksiğin var da vücudunu bu kadar şişiriyorsun” sorusu geliyor vallahi, yalan değil. Bir yandan da erkek oyuncular vücutlarını şişirmeden haber olamıyorlar. Fit erkek vücudu haberciler için sıradan kabul edildiği için mi bilinmez, gazeteye basmak için ille Robocop vücudu aranıyor. Fakat bu işlerin öyle söylenildiği gibi yumurta-pilav-tavuk yiyerek olmayacağı da bilinen gerçekler arasında. Steroid kullanmak o kadar ayağa düştü ki her öğünde protein tozu içmek basit bir ayrıntı gibi kaldı. Lütfen vücut geliştiren isimler doğal yolları seçtiklerini söyleyerek komik duruma düşmesin artık.
Mermer gibi tasarımlar
MONTE Carlo artık sadece skandalları, kumarhaneleri ve tatil beldeleri ile anılmaktan sıkılmış olmalı ki kendine moda haftası yaratmış. Monako Prensliği himayesinde yapılan ve 1-3 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Monte Carlo Moda Haftası’nın bizden de konukları var: Modanın yaratıcı kardeşleri Ezra-Tuba Çetin. Musée Océanographique’te Naomi Campbell’in ödül alacağı gala yemeği ile açılışı yapılacak moda haftasının beşinci edisyonunun takvimine giren Ezra ve Tuba’nın dünyada marka olmuş Türk mermerlerinden esinlenerek hazırladıkları ‘Turkish Stones’ isimli cruise koleksiyonu, 3 Haziran Cumartesi günü saat 14.30’da Chapiteau de Fontevieille’de sergilenecek. Aynı günün akşamı İMİB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kahyaoğlu’nun ev sahipliğinde, Cafe de Paris’in terasında verilecek davete katılacak Avrupa cemiyetini şimdiden merak ettim doğrusu.
OLAN BİTEN!
- DENİZ Seki’nin özgürlüğüne kavuşmasına çok az bir zaman kala hakkında olumsuz haberler çıkmaya başladı. Yok efendim bir sürü borcu varmış, özgür kalsa bile parası yokmuş. Seyircileri onu öyle bir özledi ki konserlerini doldurup o borcu şak diye ödemeye hazır, ortada bir sorun varmış gibi gözükmüyor!
- SOSYAL medyada hakkında ‘sosyopat’ uyarısı yapılan bir oyuncunun haberi çıktı. Konunun onunla alakası yok. Oyuncular arasında sosyopatlık konusu o kadar yaygın ki deşifre sitesi açılsa bir hayli iş yapar. Bizim oyuncular diziler çok uzun sürdüğü için mi kişilik değiştirmeye başlıyor merak ediyorum.
- NETFLIX’İN yayınlayacağı ilk Türk dizisinin konusu hayli ilginç. Osmanlı döneminde özel güçlere sahip olan bir gencin İstanbul’u yok etmeye çalışan kötü güçlere karşı savaşı. Dönem dizisi çekerek cesur davranmışlar doğrusu. “Yok o dönem öyle değildi,” diye saçmalamak isteyenler hazırlansın, fırsat bu fırsat.
