Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Her seferinde aynı şey oluyor, karşıma çıkan klipten yayılan ses kulağıma müzik değil de gürültü gibi gelince bir duruyorum! Piyasaya sürüldüğüne göre mutlaka dinleyeni olmalı diye düşünüyorum. Yonca Evcimik, İrem Derici ve Gökçe’nin söylediği ‘Kendine Gel’i dinlediğimde de böyle hissettim mesela. Yonca’nın bu yeni çalışmasına katılmak için İrem Derici -aynı basın danışmanıyla çalıştıkları için- kıramamıştır diyeceğim ama Gökçe’nin orada ne işi var? Orada derken “Yonca Evcimik geri dönüşüm operasyonundan” bahsediyorum. Klibin başında gündemi yakalamak adına “Kadına şiddete son” brifingi verilmiş olsa da asıl amaç şahane, eskinin popüler şarkılarından birini yeni nesille birleştirip yeniden piyasaya sürmek! Şarkının eski halini bilenler olarak Çağrı Telkıvıran’ın, Yoncimik’in en iyi şarkılarından birini yılın en manasız şarkılarından birine çevirmesinin hikâyesini merak ediyorum doğrusu. Şarkıyı Şehrazat yapmış olsa da söz hakkı Yonca’nın tabii, istediği gibi yorumlar, yere atıp üzerinde tepinebilir. Fakat yanına sevdiğimiz isimleri katmasaydı bari. Allah’tan klibi Nihat Odabaşı çekmiş de 3 kadın da taş gibi endam ediyor karşımızda. Evet ya, artık öyle oldu, iyi şarkıyı bırak iyi görünen starımız bile kalmadı da!

        KLİPLERDE OLAN BİTEN

        Aleyna Tilki yeni klibi ‘Sen Olsan Bari’ ile ‘Cevapsız Çınlama’daki ‘ucuz müzik, ucuz görüntü’ sloganından sıyrılıp Melanie Martinez ve Halsey gibi dünya gençlerini sürükleyen idoller bulmuş kendine, bu işin sevindirici kısmı. Şarkının Ozan Çolakoğlu’nun elinden çıkması da işin bir başka artısı. Kurduğu yeni ekip bir şahane, umarım bu yenilikçi tavrı her zaman sürer.

        Gülşen'in yenisi ‘Büyük Hatırın Var’ın klibini izlerken istemsiz olarak insanın ağzından “Gülşen ne kadar seksi bir kadın yahu” cümlesi dökülüyor, hem de defalarca. Koray Birand’ın stil kareleriyle uçan video, Mahizer Aytaş’ın dokunduğu kıyafetlerle şaha kalkmış. Bu kadar yeni hitin yanında Gülşen’in “Ben bir senelik şarkıyla da savaşırım” deme cesareti de gözden kaçmıyor.

        Bahadır Tatlıöz’ü yaz başı Ajda Pekkan ile yaptığı ‘Düşman mısın Aşık mı’ şarkısıyla tanıdım. Ajda Pekkan tizliğine ulaşabilmek için sesini vızıltı haline getirmesi yüzünden şarkının tamamını dinlemeyi başaramamıştım. Yeni şarkısı ‘Takvim’ ise tam radyo şarkısı denilen cinsten. Düete ne gerek var, tek başına iyi böyle.

        DÜNYA STANDARDI NEREDE BİZ NEREDE?

        Habertürk'ten Merve Akan’ın festival denince akla ilk gelen isimlerden Pozitif’in kurucusu Cem Yegül’le yaptığı röportajda “Ülkemizde neden dünya standartlarında festivaller yapılamıyor?” sorusu tartışılıyordu. Cem Bey bu soruya “Ülkemizde dünya standartlarında festivaller yapılıyor” diye cevap vermiş. Halkın öyle düşünmediğine iddiaya girerim. Dünya standartlarında festivaller bizde yapılmıyor! Çünkü yapımcılar festival ruhu taşımak yerine nasıl daha fazla kâr edebilirim diye düşünüyor sadece. Tabii ki para kazanma amacı güdülecek ama sen aman para gitmesin diye bar çalışanlarını sayılı tutarsan içecek almak bile dert oluyor. ‘Beş kabin eksik olsun kâr edelim’ diye hizmeti kısarsan tuvaletler şişiyor, metrekare başı 10 insan gelecek şekilde boş alan bırakırsan insanlar bulundukları yerden nefret etmeye başlıyor. Yurtdışında festival dediğin insanların iyi vakit geçirebilmesine göre programlanıyor. Nasıl olsa kucağımıza düştüler, bira fiyatını artır, pizza fiyatını ikiye katla diye düşünmüyorlar ki. Yurtdışında yemek reyonlarının önünde uzun kuyruklar oluşmuyor, buz kısa sürede bitmiyor, tuvaletler patlamıyor, festival çıkışı eve dönebilmek için çile çekmiyorsunuz, insanlar insan gibi muamele görüyor. Bu mantık değişmedikçe bizim festivalleri dünya standartlarındaymış gibi göstermenin manası yok.

        Diğer Yazılar