Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BAŞROLÜNDE Şener Şen’in oynadığı haberleri çıktığı dönemden beri merakla beklediğim, Yavuz Turgul'un yeni filmi 'Yol Ayrımı' sonunda bu cuma vizyona giriyor. Tam da olgunluk dönemi filmlerinden denecek cinsten olan ‘Yol Ayrımı’nda, neredeyse Kemal Sunal filmlerinden beri pek rastlayamadığımız işçi sınıfı filmin merkezinde. ‘Muhsin Bey’ ya da ‘Eşkıya’nın çok dışında bir realizmle sunulan film o kadar sahici ki, o anı yaşamaya başlıyorsunuz.

        Oyunculukları daha güçlü bekliyordum ama senaryoya göre Şener Şen ve Nihal Yalçın haricinde ortamı yükseltecek repliklere sahip olan bir karakter yoktu. Çiğdem Onat’ın şu an bütün TV dizilerinde rastladığımız ‘kötü anne’ karakteri beni kesmedi açıkçası. Sanırım Turgul, hiçbir yerde filmin tansiyonunun yükselmesini istememiş. Çünkü yükselmeye hayli müsait olan biber gazlı arbede sahneleri ya da sokak köpeğine çarpıp kaçan araba sahnesi gibi bölümleri kısa kısa çekip geçmiş.

        Filmden aklınızda kalan en büyük detay Rutkay Aziz’in karakteri ‘Kavanoz Altan’ oluyor. Söylediği, “Hayat dediğin nedir ki, yeme-içme, aşk ve şiir” cümlesi ve Gülten Akın’dan yaptığı alıntılarla efsane bir karaktere imza atmış. ‘Yol Ayrımı’, şampiyonların elinden çıktığı için seyrine doyum olmayan, sizi çok şaşırtmayan, karakterleri en baştan çözebildiğiniz ama sonunda hayatınızı derin derin sorgulayacağınız bir film olmuş. Bir filmden başka ne istenir ki?

        GALA DÜZENİ

        ‘YOL Ayrımı’ ile birlikte daha önce gittiğim tüm filmlerin gala gecelerini gözden geçirdim de Türkiye’de film galası denince sürekli aynı anlayış var. Ya Kanyon ya İstinye Park sinemaları kapatılır, her yer filmin afişleriyle donatılır ve gelen misafirlere kötü servisle sunulan yiyecek ve içecekler ikram edilir. Yapımcıların sağlam para kazandığı yapımların da sinemada yan gelip yatacağı belli olan filmlerin de galalarının aynı seviyede olması tuhaf geliyor bana.

        Galiba film galası düzenleyen tek bir şirket var, herkes onunla çalışıyor ama bu düzenin değişmesi gerekiyor. Artık fena halde sırıtıyor bu tip işler.

        **************

        AÇIK ARTIRMALIK PASTA

        AGATHAChristie’nin efsanevi romanı ‘Orient Ekspresinde Cinayet’in yepyeni sinema versiyonu da ilgi çekecek. Nasıl çekmesin ki, oyunculuklar kopuyor. Filmin Türkiye’deki ilk gösterimi İKSV Galalar dahilinde Sirkeci Garı’nda yapıldı. Tam Johnny Depp, Kenneth Branagh, Willem Dafoe arasında oyunculuklar kapışması yaşanırken, bir de baktım Godiva çikolata kutusu ‘konuk oyuncu’ olarak beyazperdede. Hayırlı bir iş içinmiş. Ünlü çikolata markası bu işbirliğinin şerefine 350 saatte inşa edilen, 3 metre boyunda, 60 kg ağırlığında bir pasta tasarlatmış.

        Londra’da sergilenen bu trenin açık artırmada satılıp gelirinin de göçmenleri desteklemeye yönelik çalışmalarda kullanılacak olması bir başka güzel.

        **************

        MANTAR İSTİLASI

        MEMLEKET marketlere dağıtılan ucuz eti konuşadursun, çoğunluğun konusu et olabilir ama mantar konusu da fena değil. Vücut hayvansal gıdalarda protein kadar yağ da alıyor. Fakat mantardaki yağ oranı neredeyse sıfır!

        İçinde bulunduğumuz mevsim mantar mevsimiyken Martinez’in Mantar Günleri’ne kayıtsız kalamadım. Taze porcini carpaccio ve semizotlu porcini salatası, tarifin etlisi kadar doyurucuydu. Ana yemek olarak risotto yedim ama “Etsiz doymuyorum” diyenler için taze porcinili ızgara bonfile de var.

        Diğer Yazılar