Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BESLENME ve diyet konusunu takip etme şeklimize bayılıyorum. Nerde ne çıksa hemen haberimiz oluyor. Çevrem karbonhidratı sıfırlayıp yağ ve protein tüketimiyle yağ yakmaya çalışan ketojenik diyetçilerle dolup taşarken şimdi de günde tek öğün beslenenler görülmeye başlandı. Sık sık az yemenin büyük bir palavra olduğu anlaşıldığı bugünlerde böyle bir diyetin popüler olması şaşırtmadı aslında. Günde tek öğün yemek benim gibi her gün kendine yiyecek seçmenin büyük dert olduğunu düşünenler için rüya gibi bir şey. Hani öyle ki uzay çağına geçilsin ve ben gündelik besin değerlerimi hap olarak alayım, bayılırım. Ama işin sağlık yönü ne diyor buna da bakmak lazım tabii. Çünkü günde bir kez beslenmek oldukça çekici. Her öğüne ayrı yemek seçmene gerek kalmıyor, yemeklere harcadığın vakitten ve cebindeki paradan kâr ediyorsun. Sadece bir öğün yediğin için istediğin kadar yiyebilmek de işin bonus tarafı. Düzenli bir şekilde bir öğün beslenildiğinde öyle tahmin ettiğiniz kadar da çok yemek yemiyorsunuz. Aksi takdirde tabaklarca yemeği bir öğünde tüketmek kalp krizi riskini de ortaya koyabilir tabii. Bilimsel makaleler saatlerce mideyi boş tutmanın baş ağrısına, yorgunluğa hatta bilinç kararmasına kadar gidebileceğini söylese de bu yola baş koyanların bu tip şikâyetleri olduğunu hiç duymadım. Yine de bu diyetin diyabetler ve hipoglisemisi olanlar için hiçbir şekilde önerilmediğini belirteyim. İyisi mi, tabii ki İsviçreli bilim adamlarının ne diyeceğini beklemek!

        TEK ÖĞÜN BESLENME

        Adından da anlaşılacağı gibi günde sadece bir kez yemek yiyorsunuz ki bu genellikle akşamları oluyor. Kahvaltıyı geçip günde bir kez yiyince insanların hormonları yükseliş gösteriyor ve bu nedenle yağları eritebiliyormuşsun. Vücut insülin direncini de bu şekilde daha kolay ayarlıyormuş. Uzmanlar oruç tutmak gibi haftada bir ya da iki kere hiçbir şey yememenin yararından bahseder ya bu da o hesap. Alışmak için de ilk önce 12 saatte bir yemek yemeye başlayıp sonra 18 saatte bire çıkarabiliyormuşsunuz. Hemen gözleriniz büyümesin öyle, bu 18 saatin içine uyku süreniz de dahil tabii. Bu diyeti yaparken su, kahve ve çayı şekersiz olmak kaydıyla tüketebiliyorsunuz. İnternette okuduğum birkaç makale arada oruç tutmak ve günde bir kez yemek yemenin diyabetle savaşmada, insülin direncini düşürmede yararlı olduğunu söylüyor. Az yemek özellikle orta yaşlı insanlarda hafızayı güçlendirip ömrü uzatıyormuş. Hastalıkları besinlerin tetiklediği gerçeğini göz ardı edemeyiz sonuçta. Bu yüzden günde bir kez yiyen insanları gözlemlemek yeni heyecanım. Spor yapanların aktivite sonrası bir yumurta, protein içeceği, meyve gibi şeyleri arada aldığını duydum ve rahatladım. Az yemenin ömrü uzattığına dair bulgular kesinleşirse hepimiz koşa koşa bu diyete döneceğiz, bilmekte yarar var.

        ***********

        WHİTNEY’İ ÖZLEMİŞİZ

        SEVGİLİLER Günü furyasında piyasaya sürülen yeni Whitney Houston albümü I Wish You Love: More From The Bodyguard albümünü görünce ister istemez efsanevi film The Bodyguard’a döndüm tabii. Filmin müziklerinin 25’inci senesi onuruna hazırlanan albüm, Houston’ın 1993- 1995 yıllarında verdiği 120 konser ile tarihe geçen The Bodyguard World Tour kapsamında söylediği ve daha önce yayınlanmamış canlı kayıtları da içeriyor. Albümün açılışını, intro kısmına filmde Whitney Houston’ın canlandırdığı Rachel Marron karakterinin bir monoloğu eklenen alternatif versiyonuyla “I Will Always Love You” yapıyor. Daha önce duyulmamış bir akapella versiyonuyla “Jesus Love Me” ve Whitney’in nadiren canlı seslendirdiği “Run to You” şarkısının The Bodyguard World Tour’dan alınmış konser kaydı çok çok iyi. Üzerine bir de Netflix’teki Whitney: Can I Be Me belgeselini izleyerek gözyaşı seviyesine ulaşabiliyorsunuz.

        Diğer Yazılar