Annelik geni değişti
15 yaşına daha yeni basan ikiz yeğenlerimin odasına bir şey almak için gizlice sızıyorum. Onlar çoktan uyuduğu için, gürültü yapmadan odadan çıkmak tek amacım. Ama o da ne, bizim ikizler açık balkon kapısının önünde rüzgârı yiye yiye uyuyorlar. Sessizce kapılarını kapadım ama odama gittiğimde içimde bir kurt; “Ya hasta olurlarsa”, diye söylenmeye başladı. Gidip balkon kapılarını kapasam bu sefer de sıcaktan boğulacaklar belki ama annemden geçen ve beynime kazınan ‘koruma, koruma’ duyguları yakamı bırakmıyor. Sonradan düşünüyorum ki onların bünyesiyle benim bünyem bir değil, çünkü onlar yeni sisteme göre büyütüldü.
Bebekliklerini hatırlıyorum, yağmurlu havalarda incecik bir rüzgârlıkla dışarı çıkardıkları için annem ne söylenirdi. Ona göre çocuk dediğin sarılır sarmalanır, iki dakikada bir terledi mi diye bakılır, terlediyse sırtına bez koyulur filan. Ama bizim ikizler neredeyse çıplak büyüdü. Bu sayede bağışıklık sistemleri o kadar güçlendi ki, maşallah ciddi bir hastalık geçirdiklerini hiç duymadım. Gripmiş, nezleymiş zaten şehirlerine uğramıyor. Benim gibi sarılıp sarmalanan çocuklarda görülen, ufak bir rüzgârda hasta olma hali onlarda yok.
Hayat içinde rastladığım ve çocuğuna “Koşma çocuğum terleyeceksin” diye bağıran her anneyi görüşümde içimden ikizleri anlatmak geliyor. Ardından da kendi zayıf bünyemi anlatarak yapılan yanlışları söyleme ihtiyacı duyuyorum. Her anne ile konuşma yapmam uzun sürer belki ama buradan yazarak işin kolayını buldum sanırım. Annenizin zamanının hemen her şeyi bitti. Ne o dönemin aşkları var ne de çocuk bakımı. Devir her yönden rahatlık devri galiba.
Çıplak gitaristten UYDURMA VETO
FİLMDEN bahsedilsin diye uydurulmuş bir haber gibi gelse de, duyduğum zaman çok şaşırdığım bir olaydan bahsedeyim. Âlemin en kral gitaristlerinden Metin Türkcan, ki kendisi Pentagram’ın ve Şebnem Ferah’ın gitaristidir, eşinin oynadığı Ceza isimli filmdeki öpüşme sahnelerinden rahatsız olmuş. Metin Türkcan’ı konserlerde izleyenler iyi hatırlar diye düşünüyorum, kendisi güzel vücudunu her zaman iyice sergileyebilmek için tişörtsüz çıkar sahneye. Hatta Ekşi Sözlük’te “Şebnem Ferah’ın yarı çıplak gitaristi” diye entry’leri vardır.
Durum böyle olunca, oyuncu olan eşi filmde öpüşme sahnesi çekti diye nasıl sinirlenebilir ki bir insan. Konu özgürlük ise, ya da konu sanat ise bu çifte standart da ne? Sen sahneye çıplak çıkabilirsin ama karın filmde öpüşemez! Yazarken bile saçma geldiği için filmi tanıtmak adına uydurulmuş gereksiz bir dedikodu olduğunu sanmak üzere konuyu kapatıyorum.
Başın öne eğilmesin!
AYŞEGÜL Aldinç geçenlerde bir erkek ile aynı arabada görününce başını devekuşu misali sokmuş çantasının arkasına. Çocuk da direksiyona kırmış kafayı. Biraz demode bir görüntü ile bizleri baş başa bıraktılar bu sayede. Yan yana görüntülenen birileri neden saklarlar ki kendilerini? Saklanarak gizem yaratmaya çalıştıkları için mi, daha fazla ilgi çekmek için mi? Bunları merak ediyorum tabii de, asıl olay anının nasıl sonuçlandığını öğrenmek isterdim. Ayşegül Hanım ne kadar süre kafasında çantasıyla gezdi, şoför bey oğlum önüne bakmadan arabayı çalıştırabildi mi? Merakım kabardı.
Alaçatılı Aysel
ALAÇATI Köyü’nün o meşhur piyasa caddesinde hep önünden geçtiğim ve logosunu çok sevdiğim mekân Aysel, meğer Berkay’ınmış. Geçen sene dünya mutfağından esintiler olan dükkânda bu sefer meyhane kafasına geçilmiş. Türk sanat müziği ritimleri ile birlikte keyifli bir rakı sofrası sunuluyor. Berkay “İlk aşkımın adı Aysel” dedikten sonra bir de “Aysel Gürel’i de hatırlatsın istedim” diye cümlesine devam etti. Biz de gece boyu Aysel Gürel’i yâd etmeyi unutmadık tabii. Aysel’deyken aklıma geldi de, Aysel Gürel anılarının anlatıldığı bir kitap ne kadar güzel olurdu...
