Bir size yasak bir bize özgürlük!
SAĞLADIĞI özgürlüklere doyum olmayan ülkemden yeni bir fırsat; lisede dövme yasak! Ama ortaokulda türban serbest. Bir size yasak bir bize özgürlük gibi bir tablo çizilmeye başlandı, ne hoş değil mi? Sonra da “Allah Allah bu kutuplaşma nereden çıkıyor anlamıyoruz valla” ayağına kolayca yatılır. Evet, bunu zaten biliyoruz; türban takmak bir özgürlüktür. Peki ya dövme yaptırmak nedir, piercing takmak nedir? Sizin gözünüze iyi gelmeyebilir ama gençlerin gündelik hayatlarına giren çok tatlı süsler bunlar. Bırakın da çocukların aileleri bu tip kararları alsın. Zaten dövme dediğin şey ömür boyu vücutta taşınacağı için küçük yaşlarda yaptırılmaması, o kararın alınmaması lazım. Üzerimde bir sürü dövme taşımama rağmen kararı netleşsin diye yeğenime 20 yaşına basmadan dövme yaptırmama şartı getirmiştim. Ama bunu yasaklayarak vazgeçirme çabasına girerseniz bunun acısı başka yerlerden çıkar. Neden gençlerin elinden mutluluklarını alıyorsunuz, neden özgürlüklerini kısıtlıyorsunuz? Kendi gençliğinizin intikamını dönemin gençlerinden çıkararak nereye varacağınızı zannediyorsunuz merak ediyorum. Siz buluşturmazsanız orta noktada kim buluşturacak hepimizi bir düşünseniz keşke.
TATLI RTÜK İŞBAŞINDA
BU RTÜK beni öldürecek. İlk zamanlar sinirlenirdim verdiği kararlara ama şimdi gülmeye başladım. Son olarak ‘Küçük Ağa’ dizisinin çocuk kahramanı Mehmetcan’ın kötü örnek olduğu ve çocukların ahlaki gelişimine zarar verdiği gerekçesiyle Kanal D’ye 156 bin TL ceza kesmiş ihtiyar heyeti. Yaş ortalamalarını bilmiyorum ama beyin olarak bu çağın çok gerisinde oldukları kesin. Raporda Can için “Yalancı, güvenilmez, rüşvet veren, ailesine ve büyüklerine karşı gelen bir çocuk” diye profil çizilmiş. Diziyi izleyen genç kardeşlerimin hepsi bunların senaryo icabı olduğunu biliyordur ama ihtiyar heyeti durumu algılayamamış demek ki. Dünyanın en sevilen çocuk filmlerinden E.T.’yi izleseler “Yabancılarla kontak kurmayı öğretiyor” diye Steven Spielberg’e de bir ceza kesip gönderirler mi acaba?
Yetiş Batman
ÜLKEME dair bu kadar karanlık şeyler yazınca yeni başlayan Gotham dizisinde kendimi buldum desem yalan olmaz. Batman hayranı olarak onun doğduğu büyüdüğü şehirde geçen hikâyelere göz atmamak olmazdı. Fox’un elinden çıkma dizi Bruce Wayne’in anne-babasını kaybettiği geceden başlıyor ve Penguen, Kedi Kadın, Joker’i de içeriyor doğal olarak. Ortada Batman yok belki ama Batman olma yolunda ilerleyen genç bir Bruce Wayne var. Daha önce O.C. ve Southland’den hatırladığımız Ben McKenzie’nin James Gordon rolüne iyi gittiği dizi Tim Burton’un karanlık Gotham City’sini andırıyor. Batman hastalarını yeni film gelene kadar kesebilir bence.
AÇIYORUZ KAPATIYORUZ
BİR başka şaşkınlığımız da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Esnafı AVM’lere yedirmeyeceğiz” (nasıl yedirmeyeceklerse, esnaf mı kaldı sayelerinde) açıklamalarını yaptıktan sonra “Alışveriş merkezlerini dua ile bereketlendirin” demesi. Bir ülkenin başbakanının Tanrı ile kul arasındaki ilişkiye karışması da harika oldu. Esnafın dua ile dükkânını açmasından Başbakan’a ne acaba? İster sabah radyosunu açar en sevdiği müziği dinler, ister söylenerek açar. Bu gidişatla bütün köyce çıkılan yağmur duası hikâyelerinin benzerleri çok yakında ekonomi için de yapılacak diye ödüm kopuyor. “Gittikçe bozulan durumları kurtarmak için yarın öğle namazından sonra herkes dükkânının önünde dua etsin” gibi bir açıklama duymamız çok mu uzak bir ihtimal sizce? Bence yarından da yakın. Böyle fantastik şovları Türkiye her zaman kaldırır.
