Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ben de yaşamıştım. Yakın çevrem bu aralar aynı dertten üst üste mağduriyetler yaşıyor. Denemesi bedava. Kazara ‘‘taşınma‘‘ diye bir kelime kullanın bir hele. Ardına da ‘‘evden eve nakliye şirketi’’ diye bir tanımlama ekleyin. Yaraları dağlanmış gibi dile geliyor millet. Her 10 kişiden 9’u aynı travmada.

        Ev eşyalarını bir haneden, başka bir haneye aktarma eylemine ‘‘taşınma’’ diyoruz malumunuz. Sanılanın aksine taşınırken amaç, eşyaların kırılıp yamulmadan, eksiksiz yeni evinize ulaşması değildir. Tamam, o da bir amaç ama; esas olay eşyalarınızı taşıyan nakliyatçılarla barış içinde vedalaştığınız bir finali görebilmektir. Ne demişler; ‘‘Cana geleceğine, mala gelsin!’’ Allah’a şükür, sağlığınız yerinde. Çalışır yine alırsınız kırılıp-döküleni.

        Tuhaf kafalar barındıran iş kolu bu evden eve nakliye. Bilindik firmalar bütçeleri zorluyor, normal adamlar anahtar teslimi iş yapıyor. Merdiven altı firmalara da güvenilmiyor. Herkese tavsiye; daha internetten nakliye firması ararken alarm durumunda olun. Karşınıza çıkacak nakliye sitelerinin % 90’ı komisyonculardır. Bu adamların çoğunun şirketi dahi yoktur. Ve sadece site kurup reklam verip Google’da ilk 3 sayfaya yerleşirler. Bunlara taşınılacak yeri söylediğinizde kendi network’lerindeki onlarca başıbozuk nakliyeciye ulaşıp, işi en ucuza alana ihale ederler.

        BULAŞMAK NE MÜMKÜN

        Dananın kuyruğu taşınma işlemi sonunda ya da eşyalar inecekken kopar. Yaşadım ve biliyorum. Önünüze dizili, bazen etrafınız sarılı 3-5 hamalın dik-dik bakan göz hapsi eşliğinde diller altındaki bakla çıkar. Şive ve aksan kanal değiştirir, ‘‘200 daha vereceksiniz’’ der. Olurdu-olmazdı derken, pazarlık yapılan şahsa ulaşılması karara bağlanır. Telefonla bizzat ararsınız ama ulaşmak ne mümkün? ‘‘Biz arayalım bir de’’ derler, telefon mucizevi bir şekilde açılır. ‘‘Bana ver’’ dersiniz, verirler. Ancak karşınızdaki anlaştığınız kibar-düzgün aksanlı kişi değildir. Her ne hikmet ise ya yardımcısı ya ortağı ya da bürodaki bir görevli olur hep. Sırra kadem basmıştır hazret. Siz en kibar Türkçe ile denize düşen yılana sarılır konumunda durumu ona anlatmaya çalışırsınız bu defa. Ama yine her ne hikmet ise yarım yamalak bir Türkçe ile cevaplanır sorularınız. ‘‘Bu adam yarım yamalak anlamadığım bir dil katarak konuşuyor benimle’’ demeye görün. Hemen yanınızdakiler girer devreye ‘‘O Türkçe’yi pek iyi bilmez!’’

        Uzatmayalım ve sizin eşyanızı ve kendinizi sağ salim yeni evinize atabilmenizin altın kuralları da yok değil. Yaşayanlar antrenmanlı. Darbe üzerine darbe ile bir denge kuruluyor zaten. Buna rağmen evin kapısında etrafınız sarılı, fark mı isteniyor? En yakın karakoldan ekip isteyin. Denenmiştir, tavsiye edilir!

        Diğer Yazılar