Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Adam ve hayattaki tek arkadaşı olan köpeği bir kazada birlikte ölmüşlerdi. Kendilerini muhteşem bir manzaranın karşısında buldular. Rengarenk çiçeklerle süslü bir bahçe, altından yapılmış bir kapı, beyazlar içinde bir kadın. Adam köpeğiyle kadına sordu: “Burası neresiÌ” Kadın ona gülümsedi: “Cennet, efendim. “

        Adam sevindi, kapıya yürüdü. Ama kadın onu birden durdurdu:

        Üzgünüm efendim, köpeğiniz sizinle gelemez. Onları içeri almıyoruz.” Adam kadına ‘‘Ama o benim en yakın dostum’’ dedi. Nafile, ‘‘Giremezsiniz!’’ cevabı verildi. Bırakmadı yılların dostunu. Gerisin geriye döndü.

        Bu kez tozlu çamurlu bir yola girdi. Karşılarına çiftlik girişini andıran bir kapı ve önünde bekleyen yırtık pırtık elbiseli bir dede çıktı. Adam sordu; “Arkadaşımla birlikte bizi kabul eder misinizÌ’’ Dede “ Tabii...” cevabını verdi. Girdiler içeri. Yüzlerce ağaçtan birinin altına köpeğiyle yerleşti.

        Dedeye yine seslendi; ‘‘Dede burası neresiÌ” Yaşlı adam “Cennet” cevabını verdi. Adam şaşırdı: ‘‘Nasıl olurÌ Az önce muhteşem bir kapıya gittik ve orasının da Cennet olduğunu söylediler!” Dede, “Şu rengarenk çiçeklerle süslü altın kapılı yer miÌ Orası cehennem!” dedi. Adam iyice şaşırmıştı. Dede gülümseyerek devam etti; “Çünkü onlar kendi çıkarı için en iyi arkadaşını yarı yolda bırakıp bırakmayacağının sınavını yaptılar sana!’’

        ENTRİKA BİLMEZDİK

        Eskiden kendi halinde bir bölgeydik biz. Birbirimizin yarasına merhem olmazdık yine. Ama kin, nefret, entrika bilmezdik. İstanbul’dan ibaret bilirdik Bizans Oyunlarını. Ayıplar, uzaktan durur, bulaşmazdık oralardan ibaret gördüğümüz dünyaya. Hayata 7 renk, insan ilişkilerimizde ise siyah ya da beyazdan ibaret 2 renk bilirdik biz İzmir ve Ege’de.

        Ne oldu ise bir gri renk türedi kentin-bölgenin üzerinde son demlerde. ‘‘Gri’’ deniyor buna Bizans literatüründe. ‘‘Dost ya da düşmanı seçemediğin’’ ortamların yakıştırması bu renk. ‘‘Puslu’’ ya da ‘‘Sisli’’ ruh hali havalarının rengi anlayacağınız. Hani yanınızı-yörenizi seçemediğiniz, önünüzü-ardınızı görüp kollayamadığınız meteorolojik durum hali. Ata deyimi ile kurdun-çakalın av için sevdiği hava.

        Tarihte Sezar’ın Brütüs’ü ile de anılır insan halidir aynı zamanda İzmir-Ege’ye şu sıralar musallat olan bu durum. Şahsından, kurumuna, kuruluşuna İzmir’in kılcal damarlarına işlemiş halde o renk, o hava, o ihanet. Yaşamayan, yaşatmayan yok neredeyse yöremde. Cennetimizi cehennem kıldı bu ruh hali. Kuzu postuna bürünmüş durumda üstüne kurtlar. Beyazın, beyazlığı net iken ‘‘siyah’’ inadı safında kalabiliyor insanlar. Nasıl bir tutku ya da korkunun ruh halidir bu, adını siz koyun gayri.

        Oysa yaşadığımız hayatı ve yeri sürekli cennet kılmanın formülü basit. Yaşlı bir çifte sormuşlar; ‘‘Tam 65 yıl. Bunca sene nasıl evli kaldınızÌ’’ Yaşlı çift cevap vermiş; ‘‘Bizim doğduğumuz zamanlarda bir şeyler kırıldığında tamir edilirdi, çöpe atılmazdı o yüzden!’’

        Diğer Yazılar