Çavuş deyip geçme!

Milli mücadele sonrası araştırılır. Okuma ve yazma oranı, şehirler dahil binde beş. Köylü hem fakir, hem zaruret içerisinde. Hem yoksul, hem de bilinçsiz.

Çare aranıyor. Türkiye’nin ilk Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati. Konuşuyorlar, bakanlar kurulunda. Konu dipsiz kuyu. Öğretmen yok çünkü. Atatürk toparlıyor konuyu; “Askerler arasında okuma yazma bilen çok bilgili çavuşlarımız vardı. Bunlardan yararlanalım.” Askerlik yapan bilir. Çavuşluk; eğitme-yönetme-yürütme yeteneğine verilen rütbedir. Atatürk’ün o çıkışı, tartışmayı bitirir. İcraata geçilir.

İşaret edilen bir başka milli mücadeledir. Silahı da kalemdir. Çavuşlar tüfek yerine, kalem kullanmayı öğreteceklerdir. Okuma yazma bilen eski çavuşlar bir araya getirilir. Altı ay kurs verilir. Savaş meydanı eğitim, cepheler de köylerdir. Çavuşlara ilkokul 3. sınıfa kadar okutma yetkisi verilir. Çünkü arada kurulan Öğretmen Okulları 3 yılda öğretmen yetiştirecektir. Çavuşlar öncü kuvvettir. 3 yılda temeli inşa edeceklerdir. Binayı yükseltecek olan, yetiştirilmekte olan öğretmenlerdir.

KÖYLERİN KİMYASI

Öncü ile akıncı 3 yıl sonra bir araya gelir. Köylerin kimyası değişir. Birlikten doğan daha büyük kuvvettir. Çünkü olay okuma-yazmanın ötesine gitmiştir. Oluşan eğitim ordusu, köyde tarım-sağlık dahil her şeyi geliştirmiştir. Bakan Mustafa Necati’nin ömrü yetmemiştir. 40’lı yaşlarda yolun yarısında hayata veda etmiştir. Yerine Saffet Arıkan gelir. Asker kökenlidir. Yeni görevi, eğitim ordusuna disiplin vermektir. Cephe cephe gezecektir.

Mantık basittir. Eğitimin askerlerini, çavuşlarını, subaylarını hem diri tutacak hem de onore edecektir.

Gördüklerini rapor edip, Ankara’da dile getirecektir.

Asker kışlaya dönmelidir. Emir-komuta artık eğitimcilere devredilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı’na eğitimci Hasan Ali Yücel tayin edilir. İsmail Hakkı Tonguç dünya çapında bir eğitimcidir. Yücel onu ilköğretim müdürlüğüne getirir. Taşıma su ile değirmen dönmemektedir. Okuma-yazma öğrenen köy çocuklarının toplanması ile yola devam edilir. Tamamı öğretmen olarak yetiştirilip, tekrar kendi köylerine eğitim ordusu neferi olarak geri gönderilir. Sözün özü; eğitim bu ülkede sıfırdan böyle inşa edilmiştir. Mimarı ise dünyada bir ulusun hem öğretmeni, hem atası, hem lideri olabilmiş tek kişidir. Baş Öğretmen olarak bilinir. O kişi; Mustafa Kemal Atatürk’ün ta kendisidir.

Öğretmenler günü idi dün. Başöğretmen ve onun eğitim ordusuna selam olsun.