Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Dağların üstü ile ibaret beyaz örtünün kıyı şeridine ulaşmış olması; “anne kalk, parka un serpmişler’’ ile dile geldi bölgenin çocuğu için.

        Ege adası-kıyısı ile ‘‘yoğun karlanmayı’’ buzdolabı dondurucusundan ibaret bildiğinden, harbisi yağınca reset attı bünyeye. Aptal bir sarhoşluk yaşadık. Mutlu bir penguen edasına büründük. Kuzeyden güneye; Ayvalık’ı, Foça’sı, Urla’sı, Çeşme’si, Selçuk’u, Kuşadası, Didim’i ve hatta Bodrum’u yanında Sakız’ı, Sisam’ı ile Ege coğrafyası yeni bir deyim ekledi yöresel literatüre; ‘‘100 dolar kaybet ama eldiveni kaybetme!’’

        BİZİ HOR GÖRMEYİN

        Kartopu oynamak için arabaya atlayıp Karşıyaka’nın Yamanlar’ı, Ödemiş’in Bozdağ’ı, Manisa’nın Spil’i ile teselli bulan bizi hor görmeyin derim. Kar yağışının olağanlığı ayırdını en küçük hücresine kadar sindirmiş olanlara sesleniyorum. “Ege’ye kaçtık, kardan kıştan kurtulduk” tabanlı bünyeler için fuzuli gelişim olduğunun farkındayım. Yine de yad ellerden garipliklerimizi yüzümüze vurmayın, hoş görün Ege kıyı şeridi insanının mutlu penguen kesilmesini. Çünkü; Çeşme Alaçatı-Ilıca Plajında tül ötesi kar kalınlığı üzerinde gezinmek bizim için şiir de değil sihir ötesi.

        Karda işe-okula gittik, güneşte kar tatili yaptık. Buralarda bir çocuk için karın anlamı ilkokuldaki mevsimler panosundaki bir resim olmaktan öteye gidemezdi. Kar; üstüne sim dökülmüş o yeni yıl kartlarındaki, ormanda duran, bacası tüten kulübecik tasviridir buraların genci-yaşlısı için. O nedenle güneşte kar tatili yaparak tarihe geçtik. Beni kendime getiren, bir annenin çocuğuna ‘‘Yeme, göründüğü gibi değil. Yağan kar ama içi asit!’’ uyarısı oldu. Ardından sosyal medya tokadı şakladı ensemde. Görüntü eşliğinde Julia Robert’a seslendirtmişler. Şu satırlardan oluşuyor:

        RÜYADAN UYANDIM

        ‘‘Bazıları bana ‘‘Doğa’’ der, bazıları ise ‘‘Doğa Ana’’. Aslında benim insanlara ihtiyacım yok. Ama insanların bana ihtiyacı var. Geleceğiniz bana bağlı. Geliştiğim zaman, siz gelişirsiniz. Milyonlarca senedir buradayım. Sizden daha büyük türleri besledim. Benim okyanuslarım, benim toprağım, benim akan nehirlerim, benim ormanlarım, hepsi sizi yok edebilir. Ya da terk edebilir.

        Her günü nasıl yaşamayı seçtiğiniz, beni sayıp saymadığınız, benim için gerçekten önemli değil. Öyle ya da böyle; davranışlarınız sizin kaderinizi belirleyecek. Ben doğayım, var olmaya devam edeceğim. Ben evrimleşmek üzere hazırlandım. Ya siz? Doğanın insanlara ihtiyacı yok. İnsanların doğaya ihtiyacı var!’’

        Yoğun kar yağışı ‘‘kimse uyandırmasın bizi’’ kabilinden bir rüya. Bu hepimizce kabulümüz. Ben kendi adıma ‘‘Yeme, içi asit’’ çimdikliğindeki final ile uyandım uyandım o rüyadan. Ya siz?

        Diğer Yazılar