Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İzmir marşı. İzmir’in değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin dik duruş potansiyelinin göstergesi. Buraya kadar her dinleyiş ve eşlik edişimde “Ağzınıza sağlık güzel insanlar’’ diyorum. Ancak; 6 yıl önce sayısı 16’ya varan, bugün saymayı bıraktığım Yunanistan işgalli adalar aklıma geldiğinde, bir öz eleştiri yapma gereği duyuyorum. Şöyle başlayalım;

        Kanuni Sultan Süleyman, IV. Mehmet derken yaklaşık 400 yıl vatan toprağı idiler. Lozan’da vermedik, 1936 yılında devletin envanterine kaydettirdik.

        Lozan antlaşmasının 15. maddesine ek olarak konulan 2 no.lu haritada sabit. İtalya’ya verilen 12 ada ile Rodos ve Meis olmak üzere toplam 14 ada var. Ayrıca haritada, İtalya’ya verilen toplam 14 adanın isimlerinin altı, kırmızı çizgi ile çizilmiş. Lozan antlaşması ile İtalya’ya verilen,1947 Paris Antlaşması ile Yunanistan’a devredilen toplam 14 ada mavi renk ile gösteriliyor aynı haritada.

        Türk toprağı olmasına rağmen, 2004 yılından başlayan yeni bir işgal ve ilhak hareketi var. Yunanistan, Güney Ege bölgesindeki ada sayısını alenen 14 ten 30’a çıkarttı. Yunanistan Cumhurbaşkanı, 2009 yılında, Aydın/Eşek Adası’na gelerek adada bulunan yunan askerlerini ve yunan sancağını selamladı ve işgali tescilledi. Fotoğraf çektirdiği belediye binasının duvarındaki tabelada, “Yunanistan Cumhuriyeti, Güney Ege Bölgesi, On iki Ada İli, Eşek Adası Nahiyesi/Toplumu” yazılmış üstüne.

        HAFTA SONU ZİYARETLERİ

        Üstüne; Yunanistan savunma bakanının 11 Ocak 2015 tarihinde işgal halindeki adalara yaptığı ziyaret geldi. Üstüne Cipras hükümetinin savunma bakanı 30 ocak 2015 tarihinde Kardak kayalıkları bölgesine helikopter ile gelerek denize çelenk bıraktı. Kardak kayalıklarının 2 mil batısında bulunan Kalolimnoz adası da tam 11 yıldır Yunan işgali altında.

        Türkiye Cumhuriyeti yetkili makamlarının izleme ile sınırlı tepkisi eleştiriye açık. Ancak; hal böyle iken biz sade vatandaşların “İzmir Marşı’’ konsantrasyon alanımızı sorgulamak gerekiyor bence.

        Kırmızı çizgimiz vatan toprağı iken, İzmir Marşı konsantrasyonumuzun referandum sınırlarında kalmış olmasından söz ediyorum. Hafta sonları akın akın Yunan adalarına yaptığımız tatil kaçamaklarından söz ediyorum. Yunanistan bütçesine yağdırmaya devam ettiğimiz dövizden söz ediyorum. Vatandaş olarak üzerimize düşenden bahsediyorum. Yunanistan’ın işgal tavrı sürdüğünce, en büyük gelir kalemi turizme hummalı katkı ruh halimiz dik duruşumuzla çelişmiyor mu sizce de?

        Diğer Yazılar