Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ‘‘Ekmeği olan’’ felsefe yapar. ‘‘Felsefesi hazır verilen’’ de ekmek. ‘‘Ekmeği olmayıp, felsefe sahibi olan’’ da felsefeden köle devşirir.

        Binlerce yıllık döngü bu. Ama tüm bunların yine de yok oluşu engellemediği bir dünyanın şiiri ile devam edelim. Melih Cevdet Anday yazmış. Adı ‘‘Defne Ormanı’’;

        ***

        Köle sahipleri ekmek kaygusu çekmedikleri için felsefe yapıyorlardı,

        Çünkü ekmeklerini köleler veriyordu onlara.

        Köleler ekmek kaygusu çekmedikleri için felsefe yapmıyorlardı,

        Çünkü ekmeklerini köle sahipleri veriyordu onlara.

        Ve yıkıldı gitti Lidya.

        Köleler felsefe kaygusu çekmedikleri için ekmek yapıyorlardı,

        Çünkü felsefelerini köle sahipleri veriyordu onlara.

        Felsefe sahipleri köle kaygusu çekmedikleri için ekmek yapmıyorlardı,

        Çünkü kölelerini felsefe veriyordu onlara.

        Ve yıkıldı gitti Lidya.

        Felsefenin ekmeği yoktu, ekmeğin felsefesi.

        Ve sahipsiz felsefenin ekmeğini, sahipsiz ekmeğin felsefesi yedi.

        Ekmeğin sahipsiz felsefesini, felsefenin sahipsiz ekmeği;

        Ve yıkıldı gitti Lidya.

        Hala yeşil bir defne ormanı altında.

        ***

        Sabah uyandık, ekmeğe yüzde 25 zam yapmışlar. ‘‘Bayram değil, seyran değil, eniştem beni niye öptü’’ misali. Döviz düşmüş, meyve-sebzenin dizginleri çekilmiş, fırıncıya 1 lira uzatan, ‘‘25 kuruş daha’’ cevabını aldı. Ekmeğin kendi dumanı elleri, fırıncının dediği ciğeleri yaktı.

        Olmaz olmaz demeyin. Hayat iniş-çıkışlarla dolu. Herkes bir gün yaşayabilir. Takım elbiseli-traşlı-tok görünüp ekmek dahi alamazken; yerde bulduğu 1 lira bozuk paranın üzerine hazine bulmuş gibi atlayanlar bilirim. ‘‘Askıda ekmek’’ yardımlaşmasına da sığınamaz büyük bölümü. Felsefesi tepede iken yere vurduğundan, fırıncıdan utandığından.

        Daha yazıyı yazarken ‘‘tanış olmadığım’’ ama ‘‘komşu’’ olduğum adam seslendi; ‘‘Birader sigaran var mı? Hanım almaya gitti, gecikti. Kusura bakma 2 tane yeter!’’ diye. Tiryakiliği ve talep şeklinin doğru ya da yanlışlığı tartışmasına hiç girmeyelim. Zira millet yokluğu ayıp görür halde günümüzde. Aynen şiirdeki gibi;

        Felsefenin ekmeği, ekmeğin felsefesi bugün de yok çünkü. Ve ‘‘sahipsiz felsefenin’’ ekmeğini, ‘‘sahipsiz ekmeğin’’ felsefesi yemiş durumda günümüzde de.

        Ekmeğin sahipsiz felsefesini, felsefenin sahipsiz ekmeği derken; yıkılıp gitmiş ya Lidya. Sözüm her alanda felsefe ile ekmeğin fırıncılığını yapanlara. Pişirene de ısıtıp-ısıtıp tezgaha sürene de;

        Ekmekle oynamak niye fırıncı? Bak, paranın mucidi olmasına rağmen yıkılıp gitmiş Lidya bile!

        Diğer Yazılar