Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE’de siyasi istikrar var.

        Ekonomimiz turizm, inşaat, otomotiv ve tarım gibi lokomotif niteliği taşıyan çeşitlendirilmiş sektörlere sahip. Dolayısıyla birinde daralma söz konusu olsa bile diğerleriyle genel ekonomik istikrarı korumak mümkün olabiliyor.

        İhracat, 2015 yılında azalmasına (% 8.7) rağmen, son aylarda küçük oranlarda artıyor. İthalat daha büyük oranda azalıyor. Dolayısıyla cari açık tehdidi giderek düşüyor.

        2015 yılı ekonomi açısından zor bir yıl olmasına rağmen, ekonomi % 4 büyüdü. Enflasyon ve faiz oranları düşmeye başladı, istihdam artışı söz konusu.

        Sanayi üretiminde yeterli olmasa da artış gözleniyor.

        Geçen yıl kurlardaki oynaklık TL’nin değer kaybına neden oldu ve ekonomiye önemli bir yük getirdi. Bu yıl daha dengeli olacağa benziyor.

        Ayrıca yabancı yatırımcılar 16.8 milyar dolar doğrudan yatırım yaptı.

        EKONOMİNİN GELECEĞİ

        Ama daha ayrıntılı incelendiği zaman sorunlar gözüküyor. Her şeyden önce, içeride ve dışarıda güvensizlik var. Yatırım ortamı beklenen cazibeye sahip değil. Neden?

        Doğrusu her şey yolunda gözüküyorken, “Nereden çıktı bu istifham?” diyebilirsiniz. Birkaç cümle ile açıklamaya çalışalım.

        Öncelikle ekonomiye sadece mevcut göstergeler üzerinden bakmanın yeterli olmayacağını vurgulayalım. Çünkü ekonomi yönetimi için eğilimler ve gelecek tahmini en az mevcut göstergeler kadar önemlidir.

        Büyüme daha çok özel tüketim ve kamu harcamaları nedeniyle gerçekleşti. Ayrıca kamu yatırımları da büyümeye önemli katkı sağladı.

        Yatırımların büyümeye katkısı 0.9 puanda kaldı. Ama daha önemlisi özel sektörün katkısı çok düşük.

        Sanayi üretimi artışı çok yetersiz ve daha önemlisi 2012 yılından beri yeni sanayi yatırımı yok denecek kadar az. 2015 yılında imalatın GSYH içindeki payı 0.2 puan düştü. Milli gelir içinde sanayi üretiminin payı sabit fiyatlarla aynı kalırken (% 32.5), cari fiyatlarla düşüyor (% 23). Bu durum yıllar içinde iç ticaret hadlerinin sanayi aleyhine geliştiğini gösteriyor.

        Nüfusu kalabalık bir ülkede sanayi (özellikle imalat) üretiminin düşük oranda kalması, uzun vadede sorun çıkaracaktır. Hizmet sektörü de daha çok tüketime dayalı büyüyor (% 2.9).

        Yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payı hâlâ çok düşük (% 3).

        Terörün olumsuz etkisi, ilk olarak ekonomiye yansıyor. Suriye, Irak ve Rusya ile yaşananlar genelde ihracatı, özelde ise turizm sektörünü vurdu. Üstelik terör, bir güven sorunu doğuruyor.

        EKONOMİ YENİDEN GÜNDEME GELMELİ

        Yerli yatırımcılar, Türkiye’ye yatırım yapmaktan çekinmeye başladı. Ekonomik büyümeye karşın sanayi yatırımlarının azalması, katma değeri yüksek ürünlerin payının artmaması endişe verici. Ayrıca 2015 yılında yerli işadamları doğrudan ve portföy yatırımı olarak 11 milyar doları yurtdışına çıkardı. Sermaye sahiplerinin yurtdışında yatırımlarının ve gayrimenkul alımlarının hızla arttığı görülüyor.

        İş dünyasındaki bu davranış değişikliği, bana göre ekonominin geleceği için önemli bir işarettir. Öncelikle yerli yatırımcıların beklentileri karşılanmalıdır. Sonra yabancı sermayenin...

        Olup bitenler üzerinde “Haklı” veya “Haksız” diye bir tartışma yapmaksızın, sadece resmi okumaya çalışıyorum. İstikrara rağmen siyaset alanı gergin duruyor. Ülkede yaşananlar ve farklı demeçler adalet duygusunu zayıflattı ve hukuk sistemini yıprattı.

        Kısaca yatırım ortamı belirsizliklerle dolu. Anayasa değişikliği, başkanlık tartışmaları, terör ve güvenlik sorunları ve hukuk sisteminin tartışılması, ekonomiyi geri planda bıraktı.

        Ekonomi hükümetin gündemine yeniden ağırlıklı olarak gelmezse ve yatırım ortamı iyileştirilmezse, ilerleyen aylarda Türkiye’nin ekonomisi sıkıntılı günler yaşayacaktır.

        Diğer Yazılar