Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BUGÜNKÜ “yönetim dersleri”, Hz. Ali’nin (RA) Mısır’a vali olarak atadığı Malik b. Hâris el-Eşter'e yazdığı "Emirname"den:

        ADALET

        -Yöneticiler için memlekette adaletin kurulmasından, bir de halkın kendisine sevgi göstermesinden daha büyük bir teselli kaynağı yoktur.

        -Nefsin hakkında, sana yakınlığı olanlar hakkında, halkın arasından kendilerine eğilim beslediklerin hakkında, Allah’a ve Allah’ın kullarına karşı adaletten katiyen ayrılma. Şayet böyle yapmazsan zulmetmiş olursun. Halbuki zulmedene, Allah’ın kulları adına davacısı Allah’tır.

        -İşlerin içinden öylesini seçmelisin ki hak hususunda en ortası, adalet bakımından en yaygını olsun; sonra halkın rızasını en çok çeksin. Zira halkın hoşnutsuzluğu, bazı kişilerin razı olmasını hükümsüz bırakır; kişilerin kızması ise kamunun rızası içinde kaynar gider.

        İYİ YÖNETİM

        -Biriktireceğin en sevimli azık, güzel işler olsun. Heveslerine hâkim ol. Sana helal olmayan şeylerde nefsine karşı cimri ol. Zira gerek hoşlandığı, gerek istemediği şeylerde nefse karşı cimrilik, onun hakkında adaletin ta kendisidir.

        -Halk için kalbinde sevgi, merhamet duyguları, lütuf eğilimleri besle. Sakın biçarelerin başına kendilerini yutmayı ganimet bilen yırtıcı bir canavar kesilme. Çünkü bunlar iki sınıftır: Ya dinde kardeşin ya yaratılışla bir eşin.

        -Sence açıklık kazanmayan şeylerin tümü hakkında anlamamış görün, şunu bunu çekiştirenin sözüne sakın çarçabuk inanma. Çünkü çekiştiren kişi ne kadar saf görünürse görünsün yine hilekârdır.

        EMANET: YÖNETİM İŞİ

        -Allah senin ve sana yöneticilik verenin üstünde bulunuyor ve kulların işlerini hakkıyla görmeni istiyor, seni onlarla imtihan ediyor. Sakın Allah ile harbe girip de kendini (O’nun) gazabına siper etme. Çünkü ne intikamına dayanacak kudretin var, ne de af ve merhametinden müstağnisin.

        -Sakın işlere vaktinden önce atılma. Sakın vakit gelince de acelecilik gösterme; sakın açıklık kazanmayan işlerde inat etme. Sakın açıklık kazandığı zaman da gevşeme. Sonra her işi yerine koy; işlerin her birini mevkiinde bulundur. Herkesin açığa çıkmış fenalıklarına karşı senden beklenen hareketten habersiz gibi davranma. Çünkü başkasının hesabına sen cezalanırsın. Az zaman sonra işlerin üzerindeki perdeler gözlerinin önünde açılır ve mazlumun hakkı senden alınır.

        GÜÇ VE OTORİTE

        -Bir de sakın “Ben tam kudret sahibiyim, emrederim, itaat ederler” deme. Çünkü bu, kalbi fesada vermek, dini zaafa uğratmak, felakete yaklaşmaktır. Şayet elindeki kudret, sana bir büyüklük duygusu verirse derhal üstündeki melekûtun büyüklüğüne bak ve senin kendi nefsine karşı güç yetiremeyeceğin şeylerde Allah’ın sana karşı gücü yettiğini düşün. İşte bu düşünce, senin o yükseklerden uçan bakışını yere indirir; şiddeti giderir; seni bırakıp giden aklını, başına getirir.

        -Bir de sakın kendini beğenme, sakın nefsinin sana hoş gelen yanlarına güvenme, sakın yüzüne karşı övülmeyi isteme. Zira iyilerin ne kadar iyiliği varsa hepsini mahvetmek için şeytanın elindeki fırsatların en sağlamı budur.

        -Sonra, sakın halka yaptığın iyiliği başlarına kakma yahut yaptığın işleri abartma yahut kendilerine verdiğin sözden dönme.

        -Övgüye layık olanları övmekte kusur etme. Sonra, bunlardan her birinin fedakârlığını iyice tanı; hem sakın birinin hizmetini başkasının hizmetiyle beraber zikretme. Kimseye de gösterdiği yiğitliğe uygun düşmeyecek alçak bir paye verme.

        -Ne mevkiinin büyüklüğü, bir adamın ufak hizmetini büyük görmene; ne de mevkiinin küçüklüğü bir adamın yararlığını küçültmene asla sebep olmamalı.

        Diğer Yazılar