Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Yönetim dersleri” Hz. Ali’nin (RA) “Emirname” adıyla bilinen mektubundan seçmelerle devam ediyor:

        KAMU YÖNETİCİLERİNİN SEÇİMİ

        İnsanlar arasında hüküm için öyle bir adam seç ki halkın en değerlisi olsun, işten sıkılmasın; vatandaşlara sinirlenerek inada kalkışmasın; hatasında ısrar etmesin; hakkı gördüğü gibi söyleyeceği yerde dili tutulup kalmasın; hiçbir zaman tamah ettiği menfaatin kaybolacağı endişesine düşmesin; meselenin özünü anlamaksızın ilk anda edindiği kanaati yeterli görmesin.

        Bunların seçiminde yalnız simalarını incelemen, bir de iyi zannın kâfi gelmemeli. Çünkü insanlar yapmacık bir şekilde ve güzel hizmet edermiş görünerek görünüşe göre karar veren yöneticilerin gözüne girebilir. Halbuki işin ötesinde ihlas (samimiyet) namına bir şey yoktur. Onun için senden önceki iyi yöneticilere hizmet etmiş, halk arasında en iyi ad bırakmış, eminlikleriyle tanınmış olanları seç. Böyle bir hareket senin Allah’a ve kendisinden işi aldığın kimseye karşı samimiyetini gösterir.

        Sonra vergi memurlarına dikkat et. Kendilerini işbaşına öyle getir. Yoksa taraf tutarlık, bencillik dolayısıyla kimseye vazife verme. Çünkü bu iki sebep zulme ve hainliğe yol açar.

        İŞ DÜNYASI

        Sonra ticaret ve sanat erbabı hakkında iyi muamele et ve başkaları tarafından da o suretle muamele edilmesine dair tavsiyelerde bulun. Çünkü bunlar memleket için hayır sebepleridir, menfaat araçlarıdır. Ve o hayır ve menfaati senin toprağındaki, denizindeki, ovalarındaki, dağlarındaki uzak yerlerden ve başkalarının gidemeyeceği yahut cüret edemeyeceği mevkilerden getiriyorlar. Bunlar memleket için sulh ve esenlik adamlarıdır: Ne gaile çıkarmalarından korkulur, ne fesatlarından endişe edilir. Kendilerinin gerek yanındaki, gerek memleketin diğer yönlerindeki işlerini takip et.

        Memleketi harap edenler, ahalinin sefilleridir; ahaliyi sefil eden sebep de yöneticilerin servet toplama hırsları, uzun müddetle mevkilerinde kalacaklarını zannetmeleri, bir de geçmiş ibretlerden gereği kadar hisse almamalarıdır.

        YARDIMCI VE DANIŞMANLAR

        Halk arasında yanına yaklaştırmayacağın, kendisinden en çok nefret edeceğin adamlarsa, halkın kusurlarını en çok araştıran kimseler olmalıdır.

        Sonra yakınında ‘’iyi günlerde yükü ağır basan, kara günlerde yardımı az dokunan, adaletten hoşlanmaz, istemekten usanmaz, verilince teşekkür bilmez, verilmezse değme özürle savulmaz’’ insanlar asla olmamalıdır.

        Sana danışman olacakların en kötüsü, senden önce şerlilere yâr olan, onların suçlarına ortak olan kimselerdir. Böyleleri katiyen senin mahremin (özel sır dostun) olmamalı. Çünkü (bunlar) zalimlerin dostları olmuştur. Ne hacet! Hiçbir zalime zulmünde, hiçbir günahkâra cürmünde yardım etmeyenler içinden, bunların yerini tutacak öylelerini bulacaksın ki, ötekilerin görüş ve tedbirini tamamen bilirler, fakat onların günah ve vebalinden masundurlar.

        Bir de doğru ve Allah’tan korkan kişileri kendine sırdaş yap. Seni alkışlamamalarına, yapmadığın birtakım işleri sana mal edip keyfini getirmemelerine dikkat et. Zira alkışın çoğu insanı büyüklenmeye sevk eder.

        Yardımcılarına karşı da ihtiyatlı ol. Şayet içlerinden biri elini hıyanete uzatır ve gözcülerinin vereceği haberler, adamın bu hainliği üzerinde toplanırsa, şahitliğin bu kadarını yeterli görerek hak ettiği bedeni cezayı üzerinde icra edersin; topladığı paraları alır, kendisini zillet mevkiine dikersin; alnına hıyanet lekesini vurur, boynuna töhmet utancını geçirirsin.

        Sonra yöneticilerin özel dostları, yakınları vardır ki bunların iltiması, hakka tecavüzü, işlemlerde insafsızlığı görülür. Sen onların zararını, böyle durumları meydana getiren sebepleri ortadan kaldırmak suretiyle kes. Etrafındakilerin, özel adamlarının, yakınlarının hiçbirine katiyen toprak verme. Ve bunlardan hiçbiri senden cesaret alıp da müşterek iş tutarak etrafındakileri zarara sokacak ve zahmeti başkalarına yükletecek şekilde azık biriktirmeye katiyen tamah edemesin. Çünkü bunun kârı senin değil, onun; arı ise dünyada ahirette senindir.

        Diğer Yazılar