Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Eğitim konusunda incelemeler yapmak üzere, bir grup Çinli ABD’de okulları da ziyaret etmektedir. Eğitim uzmanlarından oluşan Çinli heyeti karşılayan yönetici, okullarının en önemli özelliğinin “yenilikçilik” olduğunu anlatır. Okul gezilirken ve brifing sunulurken, okulu temsilen konuşanlar hep yenilikçi ve girişimci insan yetiştirdiklerinden söz eder.

        Sunum bittikten sonra ellerindeki okul müfredatını inceleyen Çinli misafirler, heyecanla “müfredatta konuyla ilgili dersleri göremediklerini” söyler.

        Amerikalı yöneticiler, “İyi ama yenilikçi ve girişimci insan ders okutularak yetiştirilemez ki, bu bir zihniyet ve altyapı meselesidir. Çevre şartları ve bütün müfredat yenilik yapmaya odaklı olarak tasarlanmış olmalıdır” der.

        Geçtiğimiz hafta içinde Sayın Başbakan, bazı Doğu ve Güneydoğu illerimizde yaptığı mitinglerde o şehirlerimizi “cazibe merkezi” haline getirecekleri müjdesini verirken bu fıkra aklıma geldi. Hatırlanacağı gibi, bu karar daha önce Kalkınma Bakanlığı’nın hazırladığı teşvik düzenlemeleri kapsamında da kamuoyu ile paylaşılmıştı.

        GİRİŞİMCİLİK DERS KİTAPLARINDAN ÖĞRENİLMEZ

        Okullarımızda neredeyse her kademede seçimlik veya zorunlu “girişimcilik” adı altında dersler okutuluyor. “Yenilikçilik” ve yeni proje gibi sözcükler en çok telaffuz ettiklerimiz arasında. Ama ülke olarak girişimcilik ve yenilik endekslerinde veya buna altyapı oluşturan beşeri gelişmişliği ve eğitim başarısını ölçen endekslerde parlak bir konuma sahip değiliz.

        Yenilik yapabilme potansiyeline sahip “tam zamanlı uzman” sayısı bin kişi içinde Japonya’da yaklaşık 35 kişi iken, Türkiye’de 5-6.

        Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan “Küresel Rekabet Endeksi”nin 2015-2016 raporunda, Türkiye 140 ülke arasında 51. sırada yer aldı. Endeks, rekabet edebilirlik ve ülkenin verimlilik düzeyini belirlemeye yarayan bir dizi kurum, politika ve faktör tanımlıyor. Buna göre Türkiye maalesef “yenilik odaklı ekonomiler” arasında yer almıyor.

        Alt endeksler analiz edildikçe sorun alanları daha net ortaya çıkıyor. Kurumsal yapı, altyapı, makroekonomik istikrar, sağlık, temel eğitim gibi alanlarda önceki yıllara göre ciddi gerilemeler var. 2012 yılından beri, zaten daha arka sıralarda yer aldığımız verimlilik ve etkinlik araçlarında ise herhangi bir ilerleme kaydedilmemiş.

        Dünya Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı Endeksi’ne göre, Türkiye 189 ülke arasında 55. sırada. İş piyasasına giriş kolaylığında 94. iken, çıkış kolaylığında ise 124. sırada. Başka bir ifadeyle iş kurmak zor, işyerini kapatmak ise daha zor.

        Böyle bir yatırım ortamında girişimciliği sadece mali teşvikle geliştirmek mümkün olabilir mi? Yeni fikirleri şüpheyle karşılayan ve başarıları ödüllendirmeyen bürokrasi içinde yenilik yapmak kolay mı?

        GİRİŞİMCİ ŞEHİRLER VE YENİLİKÇİ TOPLUM

        Yenilik yapma ve girişimcilik, okullara konulan derslerle veya kitaptan okunarak öğrenilebilecek bir konu değildir. Bu öncelikle bir bakış ve yaklaşım meselesidir. Daha sonra da ortam ve iklim... Çevre girişimciliği teşvik eden bir kültür ortamıyla donatılmazsa, istikamet bilgiyle aydınlanmazsa mali teşvikler beklenilen sonuçları doğurmaz.

        Bir tohum ancak kendi toprak ve kültürü içinde yetişirse meyveye dönüşür. Kültürü uygun olmayan tohumu ekip sürekli sulamak, çoğu kez hem toprağı hem tohumu çürütür.

        Cazibe merkezi olacak şehirler için de benzer bir yorum yapılabilir. Şehirler eskiden coğrafi (fiziki) mekânlar idi, şimdi ise “Ulusal ve uluslararası ilişki kurma kapasitesi” olarak tanımlanıyor. Bir şehrin cazibe merkezi olabilmesi için güçlü bir yerel yönetime, ulusal ve uluslararası ilişki kurma kapasitesi geliştirmeye gerek var.

        Girdi ve tedarik altyapısı, pazarı, yetişmiş insan gücü faktörlerinden herhangi biri ekonomik yatırımlar için fırsatlar sunuyorsa, devletin vereceği teşvikler itici güç olacaktır.

        Bir şehrin ekonomik kalkınması için hepsinden önemlisi girişimci bir halka ihtiyacı var. Halkı girişimci olmayan bir şehre hiçbir merkezi karar ve teşvik fayda etmez. Yönetim zihniyeti ve insanı yenilikçi olmayan toplumun yenilikçi olamayacağı gibi...

        Diğer Yazılar